Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

PKK'mı barış ve kardeşlikten yanaymış...

PKK'mı barış ve kardeşlikten yanaymış...
 

AKP hükümetinin Kürt Açılımı ya da " Demokratik Açılım " bahanesi ile PKK militanlarını kollamasını ve bu yolla ülkede akan kanı durduracağını iddia etme çabalarını ve bu uğurda yaptıklarını izliyoruz günlerdir.

ABD'nin BOP planı kapsamında bölgeye dayattığı küçük küçük, güçsüz ve gurursuz, ses çıkartamayacak ülkeler oluşturma çabaları ve bunun ülkemize yansıyan hali olan Doğu ve Güneydoğu'nun bir kısmında oluşturulacak maşa bir Kürt Devleti kurdurma çabaları sonucu olarak, Eş Başkanlarınında büyük gayretleri ile ilk meyveleri görmeye başladık.

"Demokratik Açılım" gereği ülkede "Barış ve Huzur" ortamının sağlanması amacı ile PKK militanları Türkiye'ye gelecek, ülke yargısı ayaklarına giderek, kılıfına uydurup herhangi bir tutuklama yada cezalandırma yoluna gitmeyecek. Devlet "Erkanı" bu beyefendileri törenle karşılayacak, bu kardeşlerimizde "kahramanlar" pozlarında devlete kafa tutacaklar "Biz pişman değiliz, önderimiz APO'dan mektup getirdik" diyecekler, ayaklarına gönderilen Devlet Erkanı ve Yargı mensupları en önemliside Türk Halkı ile alay ederek ellerini kollarını sallayarak bu ülkede "siyasi" çalışmalarına devam edecekler. Bu ülkede istedikleri gibi cirit atacaklar.

Senaryonun ilk ayağı bu idi ve başarılı bir şekilde sonuçlandı.

Fakat ne oldu sonra?.

Halkımızın ezici çoğunluğunun büyük tepkisi ve çekilen acıların en önemli muhatabı olan bu savaşta kayıp verenlerin haklı feryadı ile RTE ve hükümeti geri adım atma kararı aldı.

Güya PKK'ya "sil baştan" yaparız diye göz dağı veriyor.

RTE ve hükümetinin geri adım atıp tükürdüğünü yalamasının nedeni PKK'lıların bir "kahraman gibi karşılanıp 50-100 binlerce kucaklanması ve devlete kafa tutar hal ve hareketlerde bulunması imiş.

Öyle diyor kendileri, inanalım bari..

RTE hükümetinin ve yardakçılarının dertleri zaten PKK'nın amacının gerçekleşmesidir. Zaten PKK'lıların ABD destekli ülkeyi bölme planlarının birer kahramanı olduklarını biliyordu AKP ve yardakçıları. Onların derdi vatan, kardeşlik, bölünmezlik, üniter yapı şehitler v.s. değildi ki.

Onlar PKK militanlarının kandırılmış kitlelerce böyle karşılanmasının kendilerinin ve dolayısı ile ABD'nin planlarını bozduğunu farketmiş ve bunun verdiği telaş ile geri adım atma zorunluluğunu hissetmişlerdir. Eğer PKK militanları sessiz, sedasız, gösterişsiz ve pişmanvari bir şekilde giriş yapsalardı her şey daha iyi olacaktı onlara göre ve plan daha sorunsuz yürüyecekti.

Ama olmadı tutmadı. Allahın sopası yok ki.

Gelelim işin barış ve kardeşlik tarafına;

Ülkemizde Kürt ve Türk halklarının barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşamasını kim istiyor?. Bunun gerçekleşmesinin yolu nedir?. Yine bu barış ve kardeşlik ortamının gerçekleşmesini kim istemiyor ve bunu gerçekleştirecek yolları tıkayanlar kimler?.

İlk sorunun cevabı ülkemiz halkının çok büyük bir çoğunluğunun vereceği cevap gibi gayet açık. PKK'nın kandırmaya çalıştığı bölge insanının refahının yükseltilmesi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi ve bu hizmetlerin ücretsiz olması, işsizliğin ve yoksulluğun ortadan kaldırılması için gerekli çalışmalara hemen başlanılması, devletin bölgede yatırımlara yönelmesi, bölgede adil toprak dağılımının yapılması ve ağalığın, şıhlığın, şeyhliğin ve din istismarının önlenmesi, bölge insanının Milli Gelirden daha çok pay almasının sağlanması Adaletin bölge insanına daha adil ve tarafsız davranması ile şimdiye kadar bölgede işlenmiş olan faili meçhullerin aydınlatılması. RTE hükümetinin bir benzeri olan ve ABD ye hizmette ondan geri kalmayan Tansu Çiller hükümetinin "koruculuk" gibi saçma sapan bir çeteleşmeyi bölge insanının başına bela etmesini saymazsak, diğer tüm TC hükümetlerinin çabası az çok yukarda saydıklarımız gibi olmuştur. Ya da niyet öyledir ama engellenmişlerdir. ABD'nin Tansu Çiller döneminde ki bölgedeki ağası ve işbirlikçisi Sedat Bucak'tır. Şimdi de Ahmet Türk ve RTE'dir.. Değişen bir şey yok. Kullanılan hep bölge halkı olmuştur ve bu üç işbirlikçi hiç bir zaman bölgedeki feodal yapıdan kurtulmak gerektiğinden bahsetmezler.

Peki bölgede insanlık onuruna sahip çıkan ve insanları yücelten fakirlik ve işsizlikle mücadele eden bölgeye refah götürmeyi amaçlayan hizmetleri kim engellemiştir?. PKK

Hatırlayın okul, yol ve fabrika inşaatlarının, yatırımların sabote edilmesini. Öğretmenlerin öldürülmesini, bölgede hizmet vermeye çalışan memurların yıldırılmasını. Kim yapmıştır bunları?. PKK

Bu PKK'mı barış ve kardeşlik istiyor?.

Yandaş ve işbirlikçi basının kalemşörleri, AKP ve DTP milletvekilleri her yazılarında, her TV proğramlarında akan kanın durulmasından barıştan ve kardeşlikten dem vuruyorlar. Ama şunu hesap etmiyorlar ya da öyle görevlendirilmişler PKK barış ve kardeşçe bir arada yaşamayı, akan kanın durmasını, üniter bir devlet yapısını istemiyor ki.

Onların son hedefi ülkenin bölünmesi ve ABD'nin BOP planının işlerlik kazanması.

Yani şimdi PKK ve lideri şunu diyor mu?. "Biz tüm silahları bıraktık, ülkeye dönmek istiyoruz. Bölünme, parçalanma gibi bir derdimiz yok. Şimdiye kadar yaptıklarımızdan pişmanız. Üniter devlet yapısından yanayız."

Böyle bir stratejisi var mı PKK'nın ya da DTP'nin. Ve ya AKP'nin onları böyle düşünmeye zorlayacak bir planı var mı? Yok..

Barışın, kardeşliğin, akan kanın durmasının yolu PKK'nın kayıtsız şartsız teslim olması, DTP'nin (olmaz ya) PKK'yı kınaması, bir terör örgütü olduğunu kabul etmesi, ABD ve AB'nin bölgeden elini çekmesi dir. BOP Planının eş başkanı olan RTE ve hükümeti böyle bir dayatmayı yapamayacağına göre; Barış ve kardeşlik için onurlu bir duruş sergileyebilecek, tam bağımsızlığı savunacak bir hükümetin ülkemizi yönetmesi tek yoldur. Diğer bir deyişle AKP hükümetinin acilen gitmesi gerekmektedir.

Zaten PKK'lıların gelmesinden sonra oluşan toplumsal muhalefetin verdiği korku ve atılan geri adımlar başka çare kalmadığını gösteriyor.

Son söz de şu;

Ermenistan açılımı denildi, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki soğukluğu unutturmak için "Demokratik Açılım" safsatası ileri sürüldü ve PKK'lılara oluşan tepki ile ülkemiz aleyhine olan Ermeni protokolu gündemden düşürüldü. PKK'lılara ve hükümetin işbirlikçi çabalarına olan tepkiyi gündemden düşürmek için şimdi de "ıslak imzalı" belge v.s. gibi saçmalıkları gündeme getiriyorlar.

Unuturuz sanıyorlar.. Yanılıyorlar tabi..

Bu ülkede 1950 lerden 60'lardan beri hiçbir ABD oyunu ve yerli işbirlikçileri unutulmadı. Bakın dünya kamu oyunda ABD'ye karşı en çok kin duyan halkların başlarında geliyor halkımız. Bu kin tabiki ABD'nin son piyonu AKP'ye karşı da oluşacaktır. Buna eminim.

Saygılar..

25.10.2009

 
Toplam blog
: 243
: 760
Kayıt tarihi
: 26.03.07
 
 

1957 Kars doğumluyum. Emekliyim. Gazi Üniversitesi İİBF İşletme bölümü ön lisans mezunuyum. Yazı ..