Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '14

 
Kategori
Magazin
 

Poli yüzlülük

Poli yüzlülük
 

Çok yüzlülük


TV8'de katıldığı bir yayında zehir zemberek açıklamalarda bulunan İzzet Yıldızhan Show TV'de yayınlanan diva lakaplı Bülent Ersoy’la birlikte sadece 2 yayın gerçekleştirmiş, sonrasında yollarını ayırmıştı Konuya ilişkin “doku uyuşmazlığı” diye kısaca yorum getirmişti o günlerde. Ancak önceki günlerde programın yayından kaldırılması ile birlikte Yıldızhan eteğindeki taşları dökerek deneyimli magazin gazetecisi Salih Keçeci'ye şunları söyledi; “Bülent Ersoy komplekslidir. Samimiyetine asla güven olmaz. iki yüzlüdür. Ekranda farklı arkada farklı bir yüzü vardır. Zordur. İnsanların burunlarından getirir. Kendi kararlarını veremeyecek kadar zavallı ve çok kompleksli biridir. Yayında önüme fırlattığı o mikrofonu kafasına fırlatırdım ama aldığım terbiye gereği yapmadım. Yapımcısı ile kankaydım. Onun yüzünden şimdi o dostumla konuşmuyorum. Bülent Ersoy işte böyle biridir”

Bülent Ersoy’un programını bitiren yapımcı Mehmet Fevzi Siverek'ten gelen açıklamalar ise olay yarattı. Ünlü sanatçının yayın sırasında falcısıyla görüşüp yayın akışını değiştirdiğini anlatan yapımcı, zehir zemberek açıklamalar yaptı. Siverek, “Kendisinin bir şer grubu ve ekibi vardır, gaylerden oluşan. Ne yaptıysam o ekibin dışına çıkaramadım” diyerek ünlü sanatçı için şok ithamlarda bulundu. Kendisinden 45 yaş küçük sevgilisi yüzünden provaya dahi gelmediğini söylediği Ersoy'dan en yakın dostu olan Nur Yerlitaş da yaka silkmiş, Zaten, Show TV yönetimine Bülent Ersoy’u rica minnet kabul ettirmiştim. “Fitneyle herkesi birbirine düşürdü, Kanalın Bülent Ersoy’la program yapma isteği yoktu. Yapımcı olarak rica ettim. İzzet Yıldızhan ve Bülent Ersoy’la başladık. Ama önce İzzet’e huysuzluk çıkardı. İzzet’in programdan dışarı çıkmasını bir şekilde sağladı. Bana gelip İzzet sana bunu söylüyor v.s v.s ile dedikodularla, laf taşımakla, iki tarafı kışkırttı, aramızı bozdu.”

“Sonra her hafta bir sıkıntı çıkarmaya başladı. Bir pantolon giyiyor, borcu olduğu ortaya çıkıyor. Ertesi gün televizyonlarda bunlar konu oluyor, rezil oluyoruz. Bütün uyarılarıma rağmen canlı yayında ağzına geleni konuştu, sürekli büyük para cezası aldık. Her programda, programla hiç ilgisi olmayan insanların adını zikretmeye başladı. Bir tanesi Antalya’daki büyücüsüymüş, canlı yayında telefonu eline alıyor. Küçük dağları ben yarattım, büyük dağlar zaten vardı şeklindeki konuşmaları herkesi bıktırdı, usandırdı, Kendisinin bir şer grubu ve ekibi vardır, gaylerden oluşan. Ne yaptıysam o ekibin dışına çıkaramadım. Kurtarmak istedim ama maalesef başarısız oldum. İnanılmaz yanlış yönlendiriyorlar. Bir hafta kaç gün önce de kendi menajeri, yani kendisinin konserleri organize edeni menajeri, sahtekarlık yaptığı gerekçesiyle gazetelere manşet oldu. Menajeriyle birlikte her işin içinde var, ekip Bülent Ersoya dayanamadı!, Zavallıdır garibandır, kimsesi yoktur, İstekleri hiç bitmiyor. Kendisinin arabası olmadığından dolayı ben sürekli şoför ve araba tahsis ettim. En son geçen hafta benim arabamla giderken, benim şoförümle giderken caddede geçerken uzaktan geçen bir kişinin resmini çektiğini görüyor, şoförü bağırarak arabayı durduruyor arabadan inip çocuğu dövüyor. Çocuğun elindeki telefonu da alıp yere vuruyor. Bunlar affedilir şeyler değil.. Bunları bize anlatırken bile pişkin pişkin gülerek anlatıyor, istekleri ve talepleri hiçbir zaman bitmiyor. Bağırarak, çağırarak, insanları azarlayarak, sazları azarlayarak RTÜK kurallarına uymayarak nasıl olsa ben Bülent Ersoy’um birilerini ararım, birileri beni kıramazlar, hallederim rahatlığıyla, beni birileri kurtarır düşüncesinde ezelden beri hep bunları yapmıştır. Bundan sonra da bunların yapılacağını düşünüyor. Maalesef yapamaz. Zihniyet Türkiye’de değişti. Türkiye’de bu işler böyle yürümez. Gerçek sanatıyla, ahlakıyla yürür. (Bu sadece bir ön görü, işler aynı şekilde işliyor efendi bey.) Bu hafta seyirciler arasında bir genç kız vardı. Herkesin gözü önünde sahnesinden inerek, seyircilerin arasına girip, 17-18 yaşlarındaki o kız çocuğunu kolundan tutup dışarı attı. Allah yolunu açık etsin. Ama bu kafayla, bu hiçbir yerde çalışamaz” dedi.

Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman Sabah Gazetesindeki köşesinde Bülent Ersoy için, Lady Gaga’dan öte başlıklı bir yazı yazarak, Kandil gecesi başını bağlayıp ilahiler okuyan Bülent Ersoy, Lady Gaga'dan da değerli, hatta dondurulup saklanması gereken bir popüler kültür “ikonu”dur  diyor. Hasan beyin bu değerlendirmesi ayrıca ele alınması gereken bir tartışma konusudur.

İkiyüzlülük; T.D.K. sözlüğünde “iki yüzlü olma durumu”, yani “özü sözü bir olmama durumu” olarak, çeşitli sözlüklerde ise “dürüst olmama”, “bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünme veya göstermeye çalışma”, “aldatmaya çalışma” olarak tanımlanır. Neo-spiritüalizm’de ikiyüzlülük, kişinin yalnızca başkalarına karşı dürüst olmamasını değil, kişinin kendisine karşı dürüst olmamasını da kapsayacak biçimde kullanılır. Nefsaniyetin zararlı bir unsuru olarak kabul edilen ikiyüzlülük ya da eski deyişle samimiyetsizlik neo-spiritüalist görüşte, kısaca, kişinin nefsaniyetini maskeleyebilmek için kusurlarına bahane ve mazeretler bularak gerçeği olduğundan başka türlü görme veya gösterme çabası olarak tanımlanır. Bu bakımdan ikiyüzlülükten genellikle nefis denetlemesi konusunda söz edilmektedir.

Yağcılık, yalakalığın tavan yaptığı, insana ait onur, ahlak ve erdemin ayaklar altına alındığı, çıkarcılık, ben merkezcilik içerisinde oportünizm akımının fenomen olduğu günümüzde iki yüzlülük aslında çokta eleştirilecek bir durum olmasa gerek, çünkü şimdilerde bin bir yüzlülük, poli (çok) yüzlülük ortaya çıkmış ve yaşamımızın her alanına hakim olmuştur vesselam.

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..