Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '16

 
Kategori
Güncel
 

Politik reel

Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz fakat politik reel diye bir kavram var ve buna göre Realpolitik, herhangi bir ideale veya kurama bağlanmaksızın tamamiyle mevcut gerçeklere uyum sağlayarak amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmak anlamında kullanılıyor. Ve yıllardır Türkiye’de sıkıntımız da bu; gerçekleri görmek yerine inkar ediyoruz.

Demokrasiyi bilmeyen ve anlamayan insanları yıllardır demokrasi diye kandırıyoruz. Böyle bir sistem toplumun sadece %10’unu ilgilendirirken kandırdıklarımızla demokrasiyi kendi lehimize kullanmaya çalışıyoruz. Ve sonuçta Osmanlı mirasımıza geri dönüyoruz ve adını güçlü bir LİDER arayışı diye koyuyoruz. Oysa demokrasilerde etkin olan lider değil halkın egemenliği ve devlet kurumlarının etkili çalışması. Biz bunun yerine kurumların çalışmasını önleyip lider üzerinden yeni tanımlamalar içerisine giriyoruz. Ve halkın seçtiği liderlere demokrasinin teminati gözüyle bakıyoruz. Oysa o lider halkın verdiği güçle kendini mutlak hakim ilan etmeye çalşıyor ve oy oranına bakıp bunda da hakkı olduğunu söylüyor. Yani demokrasiden anladığımız tek şey seçim sandığı ve seçilme özgürlüğü.

Diğer yandan sırf kafamız ve görüşümüz uyuşmuyor diye bir halkın temsilcisi olan bir partiyi ki zaten bu partinin sağır-sultan biliyor PKK’nın bir devamı olduğunu, kabullenip millet meclisi içerisinde politika yapmasına izin vermiyoruz. Onun yerine verdiğimiz sözleri de hesaba katarak –parti kapatmayacağız; demokratil değil- o partinin ileri gelenlerini içeri atarak ve halkın önünde yaftalayarak –çünkü herhangi bir mahkeme kararı yok, sadece şüphe var- partinin etkin bir politika üretmesini engellemeye çalışıyoruz. Kimse o partinin fikirlerini tartışmıyor onun yerine o parti TERORİST partidir deyip es geçmek işimize geliyor çünkü önyargılarımızla hareket ediyoruz.

Daha da kötüsü MECLİS de -seçimleri hesaba katarsak- tam 2 yıldır çalışmıyor. Ve buna rağmen hükümet YASA çıkarmaya devam ediyor. Bu durumun DEMOKRATİK olduğunu söylemek mümkün müdür? Yasa uygulayıcıları HAKİMLER uzun bir dönemdir baskı altında çünkü farklı, farklı imajlara sahipler ve en önemli ve hakim olanı bugün FETÖCÜ olmaları. Bu baskıya nasıl dayanıp da DOĞRU karar verecekler, orası cidden meçhul!

Türkiye’nin doğru ya da yanlış ya da daha doğrusu YANLI(yani bir görüşe TARAF) gazetesinin yöneticileri, tarafsız herkesin rahatsız olduğu bir biçimde sorguya çekilip haklarında tutuklama kararları alınıyor. Henüz elde somut hiçbir kanıt yokken ve terör örgütü yerine bu sefer de DARBE ile ilişkilendiriliyorlar. Ülkede sadece bir gazete dışında kendi görüşünü açıkça dile getirebilen bir medya kuruluşu kalmamış oluyor. Fakat bu durum bile politik reele uygun.

Bakın arkadaşlar, öyle yazılarla, hatta harika yazılarla, ülkeye yön vermek mümkün değildir. Düşünün ki son onbeş yılda yetişen nesiller lider olarak sadece tek kişiyi biliyor. Araştırmacı gençler yaratmadığımız düşünülürse bilip bilebileceği tek lider de o olacak. Tarihi masal gibi anlatmak ise hiçbir gerçekliği değiştirmez. Siz muhalafet deyin, ne derseniz deyin, ne onların etkinsiziği bu duruma sebep, ne de etkin bir muhalefet ortamının oluşturulamaması! Biz genetik ve görüş olarak zaten demokrasiye inanan bir toplum hiçbir zaman olmadık. Bakın gayrimüslüm ya da azınlık dediğimiz devşirilmiş insanlar bizden daha çok demokrasiyi savunmuşlar. Biz okumuş demokratik insanlar bile yaratamadık. Futbol dahil her konuda birbirmizi yiyoruz.

Cumhuriyet tarihi boyunca demokratiklik arayışımızın verdiği meyveler hep tam tersi üzerine “anti” sonuçlar doğurmuş. Türkiye’nin gerçekleri ile beklentilerimiz arasında uygunsuzluklar bizim gerçekleri görmemiz sonucunu doğurdu. Artık nihayet gözümüz açıldı. Bundan sonra ne yapacaksak bu gerçekler üzerinden yapacağız...

 Saygılarımla,

 

 

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..