Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '12

 
Kategori
Kültürler
 

Popülarite ve bana göre nedenleri

Popüler; Genel anlamda bir olay, konu ve nesnenin insanların ilgilenmesine bağlı olarak artan bir kavram. Genellikle kültür kavramlarına (müzik, literatür, sinema ve tiyatro yapıtları) atfedilen bir olgudur. Buna göre popüler kavram şu özellikleri kapsar;

Genel olan kavramlar;

Geniş kitlelere hitap eden kavramlar;

Genel halkın ulaşabileceği kavramlar;

Pop kültürü; Globalleşen dünyanın kültür adı. Her milletin ve yörenin binlerce yılda oluşturduğu birikimleri yıkıp atan ve yerine kendi değerlerini koyan sistemin ürünü. Kısaca toplu halde yaşanan bir dayanağı ve tabanı olmayan, medya tarafından yönlendirilen kültür. Lümpen tavır. (Lümpen; Marksist literatüre göre toplumsal bilinci olmayan insanlara verilen isim. Başka anlamlarda da kullanılabilir, mesela kendi toplumsal kimliklerinin ve rollerinin farkında olmayan zavallılar için).

Popülarite; Halk tarafından sevilme, tutulma, ünlü olma, iyi tanınma, onaylanma, bir nesne veya kültürsel bir çalışmanın yoğun ilgi görmesi sonucunda ortaya çıkan bir olgu vs. vs. Çevredeki insanlar tarafından hep bir rağbet görme ve revaçta olma çabasıdır popülarite. Kişinin özünde bağımlılık yaratır ve ilgi çekmek için kişi her daim uydurmasyona, olmayan bir şeyi varmış gibi göstererek göz önünde olmaya çabalar. Kavramları bambaşka vurgular ve de kurgular popülarite merakı olan kişiler. Aslında kaygılı bir davranıştır bu tutum. Bir takım komplekslerden dolayı “Küçük dağları ben yarattım” havasına bürünür, sonrasında açık vermeye başladıklarında yanlış yaptım moduna girerek kendilerinin de inandıkları fikirler öne sürerek yine popüler olmaya çalışırlar. Bu durum kısır döngüden ibarettir, bitmez.

Popüler olma sevdası nereden geliyor?

· Televizyon; TV’de bu konuda büyük bir etkendir. Bazı olumsuz programlar (örneğin; Yabancı gelin vb.), magazin içeren tüm yayınlar (diziler, yarışma programları vs.) özellikle gençlerin yozlaşmasına neden olmaktadır. Gençleri olumsuz yönde etkileyen bir başka boyutta reklamlardır. Reklamların dili, görsel malzemeleri, tüketime yönelik kışkırtıcılığı ile gençlerimiz zihinsel olarak etkilenmektedir. Birçok kişinin (çocuk, ergen, genç, yetişkin) insanın sahip olduklarından yahut kimliğinden tatmin olmamasına yöneliktir. Yararlı bir yayın organı olacağı yerde TV genel olarak manipülasyona yol açmaktadır. Yaptıkları beyin yıkamaktan başka bir şey değildir.

· İnternet; İnternetin de çocuklar, gençler ve yetişkinler üzerinde negatif etkileri mevcuttur. İnternet ilk kullanılmaya başladığı dönemlerde bilgi paylaşımı için bir çığır olarak algılanırken fazlasının psiko – sosyal sorunlar yaşatacağına kimse ihtimal veremezdi. Ama şimdi görüyoruz ki uzun süre bilgisayar başında kalınca sosyalleşme anlamında sorunlar yaşanıyor.

· Görsel ve Yazılı basın; Günümüzde bilgi vermek ve haber yaymanın haricinde artık ticari amaçlar güden görsel ve yazılı basınında kötü etkenleri hiç şüphesiz ki ciddi boyutlardadır. Her gazetenin içinde mutlaka yer almış olan iç sayfa ve arka sayfa güzelleri toplumun ahlaki genetik yapısını bozmaya çoktan başlamıştır.

Peki ya popülarite sevdasına bürünen gençlik nereye gidiyor?

Yüz yıllardan beri sorulur bu soru, fakat zaman geçtikçe tehlike çanları daha şiddetli çalmaktadır. Gençlik nereye gidiyor? Neden?

Ülke gençlerimizin bir kısmı “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesine sahipken, diğer bir kısmı toplumcu halk yönetiminden yana olup, toplumcu düşünceyi savunur. Gelir dağılımındaki adaletsizliği ve kapitalizmin çarpık bölüşüm tarzını kabul etmeyen, sosyalizm yanlısı ideolojiye sahip olan kişilerdir bu kişiler. Başka bir kısmı ise popüler olma havasına bürünmüşlerdir. Bu kişiler her daim alkışlanmayı bekler ve dikkat çekmek için ruhlarını bile satmayı göze alırlar.

Popülizm savunucularının bir ideolojileri yoktur. Dejenere olmuş, yozlaşmışlardır. Bugün sağcıdırlar, yarın solcu, ya da bu örneğin tam tersi. Nedeni boşlukta olmaları ve kimlik kaygısı taşımalarındandır. Bulundukları ortamı kabullenmez, değiştirmeye çalışmaktansa farklı rollere bürünerek geçici ortam değişikliği yaratmaya çalışırlar.

Dik durup “Ben buyum, görüşüm ve inandıklarım bunlardır” demek yerine, her defasında farklı kimliklere bürünerek dikkat çekmek için çabalarlar. Çünkü savundukları bir fikirleri yoktur, kendilerini geliştirmek gibi bir kaygı taşımazlar.

Bu durum karşısında ne yapmalıdır?

Bu yaygın kültürü destekleyen ve sürdüren her türlü oluşumun yön değiştirmesi ile ancak popüler kültürün negatif etkilerini giderebiliriz. Günlük yaşantımıza akseden her bir yayın organı (TV, İnternet, Görsel ve Yazılı basın) daha eğitici ve öğretici boyutlara taşınmalı, yozlaştırıcı bir yönü varsa yayınına asla izin verilmemelidir. Bilinçli toplum sağlam bir eğitimle oluşturulur.

 
Toplam blog
: 8
: 233
Kayıt tarihi
: 18.08.12
 
 

Bu kişi; Hayal kurmaz. Pollyanna hakkında iyi şeyler düşünmez. Materyalisttir. Kendini sever, ins..