- Kategori
- Aile
Prensesim ve ben

Prensesim bu satırları bana yazarken ben ne yazık ki onun yanında değildim evet, en zor olanı da bu satırları okurken prensesimin bana olan özlemini, SABRININ TÜKENİP GİTMEKTE OLDUĞUNU hissettiğim O ANI yaşadım, derinden ve her kaybettiğim saniyenin pişmanlığını, hayatımın geri kalanını feda edecek kadar hissettiğim.............
Anneme;
Seni mutsuz yolların karanlığında değil, umut dolu bir dünyanın saçtığı ışıkla aydınlanan yolun başında bekleyeceğim.
Sonsuza kadar.
Sen benim gördüğüm en güzel düş, uyanmaktan korktuğum en güzel rüyasın annem.Seni unutmak mı zor değil ama imkansız, çünkü sen unutuldukça hatırlanan anlatıldıkça bitmeyensin.
Ne senden başka bir sen, nede benden başka bir ben yok sadece ikimiz.Herkes aşık olur ve bende sana aşığım annem.
Unutma ki sen benim meleğimsin, ve hep o incecik düşünen, yüreğindeki kırgın ve masum çocuk halinle incitmeye kıyamayacağım Dünya Meleğim....
Sevgili kızım;
Zor günler pusu kurmaktan.sinsice yaklaşmaktan hiç bir zaman vazgeçmeyecektir.
Ne zaman bencillik oyunu oynamayı öğreniriz, işte o zaman zamanın bizi acıtmasına izin vermeyiz belki, ama bunu ne sen ne de ben yapabildik.
Erken çıkılmış bir hayat yolculuğunda üst üste ağır darbeler almış Prensesim, YERYÜZÜ TANRIM, BİRİCİK KIZIM.
Oyuncak anahtarlarla kapılar açılabilir mi ?
Açılmaz herhalde ama biz o oyuncak anahtarla açmayı bile öğrendik, gülümsemelerimiz artık musluk yansımalarında değil kırık aynalarda değil biz artık kahkaha atmayıda öğrendik.
''Birgün insanlar virgülü kaybetmişler, o zaman zor cümlelerden korkmuş ve basit ifadeler kullanmaya başlamışlar.
Cümleleri basitleşince düşünceleride basitleşmiş.
Bir başka gün ise yumuşatma işaretini kaybetmişler.Alaçk bir sesle ve ses tonlarını değiştirmeden konuşmaya başlamışlar.Artık ne bir şeye kızıyor nede birşeye çok seviniyorlarmış.Üstelik onca heyecana rağmen en ufak bir heyecan yaşamamaya başlamışlar.
Bir süre sonra;soru işaretini kaybetmişler ve soru sormaz olmuşlar.Hiç bir olumsuzluk yada olumlu ne varsa hiç olmuş onlar için, ne kainat ne kendileri yokmuş gibi davranmaya başlamışlar.
Birkaç sene sonra iki nokta üstüste işaretini de kaybetmişler.bu kez davranış sebeplerini birbirlerine açıklamaktan da vazgeçmişler.
Ömürlerinin sonlarına doğru, ellerinde yalnız tırnak işareti kalmış.Çünkü kendilerine has tek bir düşünceleri dahi kalmamış, sadece başkalarına ait olanlarla yetiniyorlarmış''
Sona doğru ünlem işaretinide kaybetmişler ve KEŞKE!!!!!!!!!!!!
Kendi bildiğimizden şaşmasaydık demişler.
Keşke demekten ne kadar nefret ederim bilirsin, biz öyle yaşamaktan çoktan vazgeçtik K.... dememek için.
Sen ‘’Birgün gözlerimden damlayan güller kader yerine zafer taşıyacak.Ve o zaman safir Gül’üm tüm zerafetiyle yürüyecek kendi dünyasında’’
Çünkü tüm güzel masallar ve rüyalar sadece olmayan ülkelerden gelmiyor