Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Polyanna ve Donkişot

Polyanna ve Donkişot
 

Yazıp yazmamak arasında tereddüt ediyorum, ben buna doğal savunma mekanizmasının harekete geçtiği zamanlar diyorum, içten içe ne kadar korkarsak korkalım dıştan sakin görünmeye çalışarak korkularımızın farkedilmesinden korkarız, çekiniriz ama yinede üstüne üstüne gitmekten de kendimizi alamayız.

Yaşanmış bir geçmiş ve gelecek arasında halen gidip geliyorum,

Puzzle gibi bir hayat, yap boz, tekrar dene, bulunmayan parçaları bire bir aynısı olmasada bulup yerlerine kıymaya çalıştığım.Çünkü yaşanmamışlıkları, zamanı geri alıp yaşamak için çok geç artık.
Öyle zamanlarım oldu ki sabahlar ve akşamlar çok da önemli olmamaya başladı.Oradan oraya savrulup durdum taki aylar öncesine kadar.
Göçmen kuşlardan tek farkım vardı bavullarımı yanımda taşıyor olmam.
Şimdi düşünüyorum...!
Ben evet ben
Bana ait, benim olan zamanların, yaşanması gereken ama yaşayamadığım anlarımın katiliyim.
Nasıl mı?
Ben demeyi çok geç öğrenerek tabi.
İlelebet müebbet hapsine karar verdiğim en cesur hayat katiliyim ama kendi hayatımın hiç kimsenin değil.
HİÇ DE HAKKETMEDİĞİM.

Tek problemimin aklımın kendime mezar kazacak kadar derin düşünmeye yetmiyor olması diye üzüldüğüm anlarım bile oldu, en kötü düşüncem de bundan ibaret,
Belki büyük acılar çekmeden küçük mutluluklar yakalanmıyordur, zor günler yaşanmadan da şölenmasasına davetiye gelmiyordur.
GECEYİ YAŞAMADAN SABAH OLMADIĞI GİBİ.

Ben yine Polyanna'cılık oynamaktan vazgeçemiyorum.

''Yalnız bir tek şey gereklidir o da herşey''
Kim söylemiş, bu cümle nereden aklımda yer etmiş hatırlamıyorum, hani aniden aklımıza geleni söyleriz ya zaman zaman, o an bir çok şey ifade ettiğini düşündüğümüz,
Her şey olarak gördüğüm hayatım için onu en iyi tarif eden kelimenin bu olduğuna inandığımdan olsa gerek.

Hayatı bir savaşa benzetiyorum ya kazanırsın, yada kaybedersin,
Peki yeldeğirmeni mi?
Yoksa etrafı surlarla çevrili, yüzlerce askerin koruduğu geçişi imkansız gibi görünen kalemi?
Hangisine karşı savaşmak gerekir....

Bana göre düşman kazanmaktansa, kale onların olsun, ben yel değirmeninde rüzgarın savurduğu pervane olmayı tercih ederim, tıpkı şimdiye dek yaptığım gibi.Bu acizlik olarak değerlendirilebilir ama yeldeğirmenleri ile savaşmak birazda cesaret ister.
Kazanmayı amaç edinen bazı aklı kendine oyun oynayan şaşkınlarda vardır, onların en büyük cezaları vicdan yoksunu olmaları, işte onlar bu savaşa katılırken yeldeğirmenini tercih ederler.
Unuttukları bir tek şey vardır, gözden kaçan, akıllarına dahi getiremedikleri.
RÜZGAR VE RÜZGARIN GÜCÜ.

Donkişot olmayı bilmek lazım, herkes Donkişot olamaz ki,

imza
Polyanna ve Donkişot
.

 
Toplam blog
: 10
: 770
Kayıt tarihi
: 02.10.07
 
 

1966 doğumluyum. Lise mezunuyum, hayatımın bir bölümünü daha doğrusu altı yılını +yurt dışında geçir..