- Kategori
- Güncel
Prof.Dr.Toktamış Ateş Solcu mu, İslamcı mı; yoksa "İslamcı-Solcu" mu?

Prof. Dr. Toktamış ATEŞ Solcu mu, İslamcı mı; yoksa “İslamcı-Solcu” mu?
Prof. Dr. Toktamış ATEŞ, ‘dogmatik’ düşünce yapısına değil; insanı insan yapan ‘hasletlere’ sahiptir.
Sol çizgide bir dünya görüşüne sahip olduğu bilinen Prof. Dr. Toktamış ATEŞ, 2000’li yıllara çeyrek kala ve başlarında ‘hoşgörü’ kavramıyla Zaman Gazetesi’nde ‘Diyalog’ adlı toplantılarda Nur Cemaati’nin önde gelen yazarlarından Abdullah DİLİPAK ile ‘işbirliği’ ve ‘koordinasyon’ içinde çalışmayı sürdürmüştür.
Çünkü yaşama ve insanlığa dair ‘pozitif’ ve ‘barışçıl’ bakışını güler yüzüyle yansıtan Prof. Dr. Toktamış ATEŞ; ‘Eğer biz düşüncemizin doğru ve duygularınızın da insana yakışır yüce duygular olduğuna inanıyorsak, o insanları farklı duygu ve düşünceleri olan insanları kazanabiliriz ama horlamadan suçlamadan…’ sözleriyle ‘insanlık hasletini’ ortaya koymuştur.
Prof.Dr. Toktamış ATEŞ ‘uygar’ ve ‘sağduyulu’ bir insan olarak öncelikle insanı sabırla dinleyen, sonra kendi görüşlerini ortaya koyan ‘bilge’ bir kişiliğe sahip bilim insanı ve gazeteci idi.
Herkes tarafından ‘O’ solcu bilim insanı-gazeteci olarak bilinir idi.
Fakat Prof. ATEŞ’in, ‘izm’ler ile işi olmadığı gibi; bilim insanı olmasına rağmen akademik kariyerinin hiçbir aşamasında ‘dogmaların’ etkisi altında kalmamıştır.
Prof. ATEŞ’in toplumlara bakış açısı ‘Marksist’ ‘işçi sınıfı’nın penceresinden değil; sadece insan olmanın ‘hasletler’inden kaynaklanmıştır.
Prof. ATEŞ, ‘toplumsal barışı’ sağlama uğruna her türlü ‘hoşgörü’ anlayışına kucak açarken ‘ATATÜRK İlke ve İnkılapları’ndan ödün vermemiştir.
Prof.ATEŞ, ATATÜRK’ü anlatırken dinleyeni ‘ötekileştirmemiş,’ ‘hepimiz’ olmaya özendirmiştir.
Bugünlerde ülke gündeminin birinci sırasında yer alan ‘yeni süreci’ destekleyenlerin dikkatini Prof. ATEŞ’in sözlerine çekmek istiyorum:
- ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran insanlar Türk’tür. Bu ne bir ırktır ne bir kandır, ne bir ırkçı yaklaşımdır. Sadece vatandaşlıktan kaynaklanan aynen Amerikalı olmak gibi, aynen İsviçreli olmak gibi sadece vatandaşlıktan kaynaklanan, sadece resmi dil çerçevesinde toplanan insanları kastetmelidir. Şimdi toplumumuzda kimi kesimler, kimi gruplar için Türkiye’de Türk olmak demek, şu ya da bu ırktan ya da şu gruptan olmak değil, Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağından bağlı olmaktır, başka bir şey değildir.’
2000’li yıllara gelindiğinde, ‘İslamcı Kesim’ ile ‘Solcu Kesim’ arasındaki dayanışmanın ortak paydasını ‘emperyalist güçler’ ile ‘emperyalist kültüre’ karşı güç birliği oluşturmak ve ‘resmi ideolojiye’ karşı ortak tavır geliştirmek olmuştur.
Bu amaçlar doğrultusunda Fethullah GÜLEN Cemaati’nin sözcüsü olan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı 1995 yılında düzenlediği iftar yemeğindeCumhuriyet Gazetesi yazarı Prof. Dr. Toktamış ATEŞ Hoşgörü Ödülü ile onurlandırılmıştır.
Ruhun şad olsun, seni saygı ile anıyoruz…
22.01.2013