Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Eylül '21

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Prometheus ve Ateş

Prometheus İnsanlara Ateşi Vermiş.

 

Argos Ölünce, Hera Çok Üzülmüş. Onun Gözlerini Almış Tavus Kuşunun Kuyruğuna Yerleştirmiş.

İo, Argos kralının dünyalar güzeli kızı… Zeus genç kızı görmüş ve onun güzelliğine vurulmuş. Hera’da bunu öğrenmiş. Baş tanrı sevgilisini karısının hışmından korumak için onu beyaz bir ineğe dönüştürmüş. Bu hayvanla hiçbir ilişkide bulunmadığına da karısına yemin etmiş.”

“Adam doğru söylüyor. Hayvanken tabi bulunmamış. Yemin etse başı ağrımayacak.”

“Oda yemin etmiş zaten… Hera kurnaz… İneği istemiş. Almış.”

“Ne yapsın adam başka çare bulamayınca mecbur sevgiliyi vermiş demek ki.”

“Vermiş. Hera almış ineği başına bin gözlü dev Argosu bekçi olarak dikmiş. Zeus bakmış işler kötü. Hemen bir plan yapmış. Rüzgâr tanrısı Hermes’i göndermiş. Argosu büyüleyerek öldürmesini sağlamış. Hera bu çok sevdiği yaratığın öldürülmesine çok üzülmüş. Onun gözlerini almış çok sevdiği hayvanı tavus kuşunun kuyruğuna yerleştirmiş.”

“Aaaa gerçekten tavus kuşları açıldıkları zaman göz gibi yuvarlaklar vardır. İnanılmaz ya…”

“Öyle… Hera çok sinirlenmiş, çok üzülmüş ve çok ama çok kızmış.”

“Allah yapacaklarından oradakileri korusun.”

“Evet. Io’nun peşine bir at sineği salmış. Sinek ısırdıkça beyaz inek deliriyormuş. Ne yapsın hayvan yerinden fırlıyor koşuyormuş. Öyle koşuyormuş ki inanılmaz bir hızla ülkeden ülkeye gidiyormuş.”

“Yine saçmalıklar.”

“Elif. Sus ya…”

“Dayanamıyorum canım.”

“Io deli gibi giderken birçok yere onun adını vermişler. Mesela derler ki;

O zaman İstanbul boğazından geçmiş ve oraya Bosporos, yani ‘inek geçidi’ adını takmışlar.”

“Hadi canım hiç duymadım.”

“Yazılanlar öyle diyor. At sineğinden kurtulamıyormuş bir türlü. Sonra Kafkas dağlarından geçerken bir kayaya mıhlanmış Prometheus’u önünden geçmiş. Onun hikâyesini biliyorsunuz değil mi?”

Elif cevap verdi.

“Biliyor muyum? Yo hatırlayamadım.”

“Prometheus Titan İapetosve deniz perisi Asie’ninoğlu. İnsanlara ateşi verdiği için Zeus tarafından cezalandırılmış. Çok ağır ve acılı bir cezası olmuş. Kafkas dağlarında zincire vurulmuş. Her gün bir kartal gelir karaciğerini parçalar yermiş. Gece gidermiş. Sabah karaciğer yeniden oluşurmuş. Kartal yeniden gelir. Aynı şekilde yermiş. Düşün her gün çektiği acıyı.”

“Bu ne zalimlik… Bu ne barbarlık ya…”

“Ama zamanlar tabi barbarmış herkes. Bir rivayete göre Herakles kurtarmış, başka bir efsanede de ise Zeus sonradan vaz geçmiş ve zincirlerinden onu kurtarmış.”

“Tamam anladım. Şimdi yine Io’ya dönelim.”

“Emriniz başım gözüm üstüne hanımefendi.”

“Güzel devam ediniz lütfen.”

Elifin tavrı çocukların hepsinin hoşuna gitti. Hep birlikte güldüler. Rüya devam etti.

“Daha sonra olanlar; Io, Mısır’a gitmiş ve orada insan biçimine girmiş. Burada Zeus’un oğlu Epaphos’udoğurmuş. Akdeniz’in güney ve doğu kıyılarına yayılan iki dallı bir kral soyunun atası olmuş. Bir başka efsanede de şöyle diyor; Io’nun başına bir dert daha gelmiş. Kuretler Epaphos’u kaçırmışlar. Tabi Hera’nın isteğiyle. Ama Hera’nın bu düzeni de boşa çıkarılmış. İo Mısır’da bir tanrıça gibi ağırlanıyormuş. Io’nun Mısır Tanrıçası İsis’ebenzetilmiş efsanelik bir kişi olarak düşünülür. İo, Astronomide Jübiter’inuydularından biri olarak görülür.

Bunu da böyle anlattıktan sonra şimdi sıra Demeter’e geçelim.”

“Demeter kim ne oldu öbür hikâye bitti mi?”

“Bitti tabi. Biz her birini bu kadar uzun anlatırsak yanmışızdır.”

“Bu çok uzun mu oldu. Olmadı ya neyse. Demeter kimdi?”

“Ona mitolojide güzel örgülü Demeter’de denilir ‘güzel saçlı kraliçe’de denilir. İnsanlara toprağı ekip biçmesini öğreten bir tanrıçaymış Demeter… Ekinleri ama özellikle buğdayı simgelermiş. Heykellerinde baygın bakışlı, sarı saçları omuzlarına dökülen güzel bir kadın olarak gösterilmiş. Sağ elinde bir buğday başağı sol elinde yanan bir meşale tutarmış. Roma mitolojisinde ona Ceres deniliyormuş.”

“Bu Zeus’un aşklarından biri ise anlat ne olur. Başkalarını artık anlatma.”

“Tamam, senin istediğini anlatıyorum. Ama sen böyle düz anlatınca sevmiyorsun. Bende bu konuda yazılan hayali hikâyeleri internetten okuduklarımı ya da gazetelerden ya da ne biliyim kitaplardan okuduklarımdan aklımda kalan ama güzel olanları seçip anlatmak istiyorum.”

“Harika tamam bende öyle istiyorum zaten.”

“Güzel. Bir küçük hikâye anlatacağım önce… Afrodit ve Ares’in kızları Harmonia ve ölümlü kral Kadmos evlenmeye karar vermişler. Büyük bir düğün töreni hazırlanmış. Bu düğüne ölümlü ve ölümsüz her kes davetliymiş. Demeter yani; Bereket ve toprak tanrıçası bu düğün sırasında hayatının aşkını bulmuş.”

“Zeus…”

“Bekler misin lütfen… Zeus değil. Başkası… Adı İasion… Bu genç kadmos’un sağdıcıymış. Ve oda Tanrıçaya âşık olmuş. Gizlice düğünden kırlara kaçmışlar.

Düğünde Zeus’ta varmış ve kardeşinin yok oluşunu hemen fark etmiş. Onu hemen bulmuş. Kardeşi ona âşık olduğunu söylediğinde çok kızmış ve İasion’u bir yıldırımla yok etmiş.”

“Yok, mu etmiş. Büyük aşk bitti mi yani...”

“Bitmiş tabi. Zaten birbirlerini görmüşler âşık olmuşlar düğünden çıkmışlar kırlara gitmişler. Zeus yokluğunu fark etmiş gelmiş. İkisini bir arada görünce ve herhalde yakın da görmüş delirmiş. Genci yakmış anlaşılan bu…”

“Bunu niye yapmış?”

“Niye olabilir?”

“Ondada mı gözü varmış?”

“Evet. Onun gözü Demirer’deymiş.”

“Adama bak ya bütün kız kardeşlerine göz koymuş.”

“Kız kardeşti eşti pek o bilinç yok.”

“Ben Zeus’u hiç böyle bilmezdim.”

“Öylemi nasıl bilirdin.”

“Koskoca Zeus… Tanrıların tanrısı… Hiç yakışıyor mu bu yaptıkları…”

“Değil mi ya… Düğün töreni bittiğinde Zeus Demeter’e o genci neden öldürdüğünü şöyle anlatmış. Seni istiyorum seni arzuluyorum. Onu kıskançlıktan öldürdüm. Demeter hiçbir şey diyemeden. Zeus’un dördüncü karısı olmuş.”

“Harem tamam.”

“Dur daha… Anlatacaklarım bitmedi. Bu hikâyeyi tamamlayamadım. Bu evlilikten Persephonedoğmuş.”

“Zeus’un birde tam isabeti var. Adam kiminle olursa o hemen bir çocuk doğuruyor. Hatta onlar doğurmazsa kızıyor kendi doğuruyor. Nüfus az ya artsın diye adamcağız gece gündüz çalışıyor. Ne yapsın.”

“Değil mi yazık Zeus’a… Persephonearkadaşları ile tarlada çiçek topluyormuş, çayır birden ikiye ayrılmış. Yer altı Tanrısı Hades ortaya çıkmış. O meğerse bu genç kıza âşıkmış. Onu tuttuğu gibi yer altına kaçırmış. Ve orada ona nar yedirmiş. İnanışa göre ölüler ülkesinden bir şey yiyen bir daha oradan çıkamazmış. Demeter kızını aramak için yollara düşmüş. Ama onu bulamamış. Çok üzülmüş. Hayata küsmüş. Güneş tanrısı Heliosona kızının yer altına kaçırıldığını söylemiş. Demeter Olympos’a gitmiş. Issız bir yere sığınmış. Tamamen dünyaya küsmüş. Küsünce toprağın bereketi kalmamış. İnsanlar kıtlık tehlikesi çekmeye başlamış… Zeus bakmış ki işler her geçen gün kötüye gidiyor. Bereket Tanrıçası küs hiçbir şey yapmıyor çok üzgün ve çok kırgın olaya el atmak zamanı gelmiş demiş demek ki…”

“Nihayet ortalık kurudu adamın yeni aklı başına geldi.”

“Zeus olaya el koymuş… Demeter’le konuşmuş. Onun tek şartı kızı… Demeter Zeus’tan Hades’tenkızı geri vermesini sağlamasını istemiş. Ancak Hades kabul etmemiş. En sonunda son kararı Zeus vermiş. Penbeqhoneyılın üçte ikisini yani çiçek açma ve meyve verme zamanını annesi Demeter’in geri kalan zamanı üçte birini de yani kışı da kocası Hades’inyanında geçirecekmiş. Bu karara Demeter sevinmiş. Kızına kavuşacakmış. O sevinince toprağa berekette gelmiş. Persephoneher yer yüzüne çıktığında Demeter yeryüzüne baharı getirmiş.”

“Vay canım gittiğinde de sonbaharı getiriyormuş demek ki.”

“Şimdide Zeus’un bir başka aşkını anlatacağım. Europ’ayı.”

“Rüya abla yoksa Avrupa’da ondan mı almış ismini!”

“Evet canım. Europa, Finike Kralı Agenor’ungüzel kızıymış. Güzelliği dillere destanmış. Eğlenceyi ve gezmeyi çok seviyormuş. Sabahtan akşama kadar vaktini kırlarda, deniz kenarlarında arkadaşları ile gezip eğlenmekle geçirirmiş.”

“Normaldir o zaman disko vardı da bu kız mı gitmemişti.”

“Doğru yok tabi o zamanlar böyle eğlenceler. Arkadaşları ile deniz kenarında bir bahçede çiçek toplarken…”

“Aman dikkat kızım Zeus geliyor.”

“Âlem Elif haklısın. Zeus dünya güzeli bu kızı görmüş. Baş Tanrının aklı başından gitmiş.”

“Hera’ya rağmen.”

“Evet. Hera’nın haberi olmadan genç kıza yaklaşabilmek için hemen altın renkli bir boğa şekline bürünmüş. Kızların çiçek topladığı bahçenin etrafında gezmeye başlamış. Kızlar boğadan korkmamışlar hatta bir de sevmişler. Güzel Europaona yaklaştığı anda boğa yere yatmış kızın ayaklarına kapanmış. Genç kız boğanın sırtını okşamış ve üstüne oturmuş. Arkadaşları da boğanın sırtına binmek istemişler ama boğa çoktan ayaklanmış hızla denize doğru koşmuş. Denize girdiklerinde dalgalar sakinleşmişler. Boğa dalgaları yararak kumların üstünde gidiyor gibi hızla koşarak oradan uzaklaşmış. Bir süre sonra karşı kıyıya varmışlar. Zeus genç kızı bir çınar ağacının gölgesine bırakmış ve boğa kılığından gerçek şekline dönmüş. Kendini de genç kıza tanıtmış. Kız şaşırmış ama çokta etkilenmiş. Düşünün koskoca tanrıların tanrısı onun için ne yapmış. Horalar çınarın altına yatak yapmışlar. Bu birleşmenin yapıldığı yere gölge yaptığı için derler ki o günden beri çınar ağacı yapraklarını hiç dökmez. Tabi ondan da çocukları olmuş.”

“Olmaz mı adam damızlık geziyor ortada.”

“Of ya Elif of...”

“Bırak kızım biraz eğlenelim. Dalgamızı geçelim. Bu adamda hak ediyor ama hayatım.”

“Öylede olsa biz ikimiz yalnız değiliz ki. Sen kafayı da buldun. Bu kadar hızlı içme.”

“Anlattığı konuya bak benim hızlı içmememi isteyene bak. Kendinin bardağı boşaldıkça Muhtar dolduruyor. Sanki sen benden iyi misin? Vallahi gözlerin baygın bakıyor.”

“Ah benim güzel Elifim.”

“Evet. Benim.”

“Dinle o zaman. Zeus’la bu güzeller güzelinin de çocukları olur. İki çocuk Hemde… Kiril kralı Minosve Rhadamanthysyeryüzünde öyle tarafsız davranırlar ki sonra ölüler ülkesine yargıç olurlar düşünün artık. Ha çok önemli bir şeyi az kalsın unutuyordum. Minos’tansöz ettim ya. Bakın çocuklar; Minos, Girit adasına hükmederek Minosuygarlığını başlatır.”

“Minosuygarlığımı hiç duymadım.”

“Bu çok büyük bir uygarlık ciddi bir tarih… Bunu anlatmaya kalkarsam bütün gece anlatabilirim ve inanınki bitiremem onu isterseniz bir başka geceye aktaralım. Onların sembolü beyaz bir boğa. Zeus’ta Europa’yısırtında götürürken beyaz bir boğa kılığına girmişti. Tabi efsane böyle diyor. Bire Zeus’un büyük bir aşkı daha var onu da anlatayım.”

 

Nazan Şara Şatana’nın Mitoloji kitaplarından…

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....