Pür-ü pak hakemler Fenerbahçe'nin 2 puanını gasp ettiler.

 3 Temmuz’da başlayan linç girişimi, çeşitli aşamalardan geçerek en son halini aldı.

Önce Başkan ve yönetim kurulu üyeleri ile çalışanlara operasyon düzenlendi…

Ardından medyanın bazı tetikçileri eliyle bilgi kirliliği yaratılıp, Fenerbahçe’nin son 5 maçının önceden ayarlandığı ve bu şekilde şampiyon olunduğu kamuoyuna pompalandı.

Fenerbahçe ile ilgili bahane arayan rakip takım taraftarları ve yöneticileri, federasyonu bu konuda destekler açıklamalar yaptılar.

Öylesine yoğun bir kampanya yürütüldü ki; Fenerbahçe tek başına koskoca bir ligi kirletmiş(!) soruşturmada adları geçen her takım pür-ü pak, Fenerbahçe kirli!..

Herkes Fenerbahçe’ye ceza verilmesi için ellerinden geleni yaptı. Kimisi yangının üzerine benzin bidonu(!) ile gitti. Kimisi Fenerbahçe’nin Türkiye liglerinden men edilerek, amatör kümeye düşürülmesi gerektiğini söyledi. Bu öneri fazla ilgi görmedi!

Futbol ailesi Fenerbahçe’yi yok etmek için uğraşırken, bu çabalarını, Türkiye ile sınırlı tutmadılar. UEFA’ya ihbar yağdırdılar.

En sonunda Fenerbahçe’yi düşürmeyelim, ama puanını silelim görüşü ağır bastı. Futbol Federasyonu, yayıncı kuruluşun baskısı bunu da kabul etmedi. Federasyon zevahiri kurtarmak için kararını sezon sonunda vereceğini açıkladı. Bunun üzerine Anadolu takımları rahat bir nefes aldı!

Eğer Fenerbahçe’ye bir ceza verilseydi, dekoder satışları durduğu gibi, geri iadeler başlayacak, yayıncı kuruluş, sözleşmeyi tek taraflı bozacaktı.

Neyse lig bir aydan fazla bir ertelemenin ardından başladı!

Fenerbahçe geçen zaman içinde bırakın dağılmayı, birlik olup, uğradığı maddi zararları taraftarlar tarafından karşılanmış, çeşitli etkinlikler düzenlenerek, kulübün batmasına müsaade edilmemiş, seyircisiz oynanan maçlar için bilet alınıp, stadyum dışından takıma destek verilerek, takımına destek olmuş…

Futbol Federasyonu, Fenerbahçe’nin kaldığı yerden devam etiğini görünce 11 güne 4 maç sığdırıp, Fenerbahçe’yi kafa kola almak istemiş, Fenerbahçe maçlarını kazanmaya devam edince, bu kez başka bir oyun devreye sokularak, Fenerbahçe, resmen ve alenen katledilmiştir.

Geçen soruşturma sürecinde, olayın ucu bize dokunmadı, biz pür-ü pak’ız diye övgüler dizilen hakemlerimiz, maalesef ilk haftadan itibaren, Fenerbahçe aleyhine çaldıkları ve çalmadıkları düdüklerle neye, kime hizmet ettiklerini açıkça göstermişlerdir.

Orduspor maçında verilmeyen penaltıya rağmen maç 1-0 da olsa kazanılmış, ikinci maç olan Gaziantepspor maçında yine penaltısı verilmemiş, ancak Fenerbahçe maçı 3-1 gibi bir skorla kazanmasını bilmişti.

Ardı ardına maçlar oynayan Fenerbahçe’nin seyircisiz oynaması gereken Manisaspor maçına bayanlar ve 12 yaşına kadar olan çocuklar bedava alınıp, bir ilke imza atıldı. Fenerbahçeli bayanlar, takımlarını yalnız bırakmayıp, stadı doldurdular. Stadyumdaki görüntü gerçekten harikaydı.

Fenerbahçe sık aralıklarla oynadığı maçlar nedeniyle yorgun görünürken, ortaya iyi bir futbol koyamadı. Ancak son saniyelerde attığı bariz gol hakem tarafından ofsayt gerekçesiyle sayılmayarak, Fenerbahçe adeta katledildi!

Neymiş?

Fenerbahçe üç puanı hak edecek oyun oynamamış!

Fenerbahçe’nin iyi futbol oynamaması, attığı harika golün iptalini mi gerektiriyor?

Eğer Fenerbahçe iyi futbol oynamıyorsa, bu Fenerbahçe’nin sorunu!

Fenerbahçe bu maçta iyi futbol oynamadı diyerek, hakemin normal golü saymaması mı gerekiyor.

Son saniye golünde, bayrağı kaldıran yan hakem kime hizmet ediyor?

Pür-ü pak olduklarını söyleyenler, bu görüntüden sonra ne diyecekler acaba?

Merkez Hakem Kurulu Başkanı Yusuf Namoğlu, hakemlerin hala pür-ü pak olduğunu iddia edecek mi?

Maçların sonuçlarını önceden bilen emniyet ve savcılık yetkilileri, bu maçın sonucunu da biliyor muydunuz?

Netice itibarı ile Fenerbahçe hakem tarafından katledilmiştir.