- Kategori
- Siyaset
Pusulanız altı ok olursa...

Sosyal demokrasi; - Hayır, dedi… Ameliyat yok! Ve yeni bir ilaç üretti. İlacın adı, Kılıçtaroğlu… Ülkenin geleceğine yönelik umudunu önemli ölçüde yitirmiş olan halkın ağzına çiğneyeceği yeni bir sakız verildi. Halkın gerçek ve ayağı yere basan bir umut ve inandırıcı bir lider yönündeki beklentisi Kılıçtaroğlu hamlesi ile yatıştırılmış görünmektedir… Mesele Kılıçtaroğlu’nun bu beklentiyi ne ölçüde ve nereye kadar tatmin edeceği noktasına kilitlenmektedir. Kılıçtaroğlu’nun kravat yerine yakası açık bir gömleği tercih etmesi ile vermeye çalıştığı “halkçı” görüntü, Kurultay’da kendisine hediye edilen Ecevit kasketi ile tamamlanmış sayılacak mıdır? Bu noktada da sorun, verilmeye çalışılan bu görüntünün içini doldurulması ve halkçı bir sosyo-ekonomik program ile hayata geçirme noktasındaki kararlılık ve niyettir. Kılıçtaroğlu’nun ilk konuşmaları olumlu mesajlar içermektedir. Yıllardır süre gelmekte olan Baykalcı politikaların çıtası, gözle görünür bir biçimde yükseltilmiştir. CHP siyasetinin hedefleri, kaba çizgileri ile de olsa belirlenmiş ve halkın somut ekonomik ve sosyal sorunlarına doğru yönlendirilmiştir. İktidarla söz düellosu yaparak didişmek yerine, gölge bir kabine kurarak, iktidarın yaptığı ve yapamadığı” işler üzerinden muhalefet yapma üslubu ikame edilmek istenmektedir. Bundan sonra yürütülecek muhalefetin temel ilkesi, “Türkiye halkının somut ve elle tutulur nitelikteki çıkarlarını ilgilendirmeyen hiçbir kavganın içinde olmamaktır!” Bunlar önemli gelişmelerdir. Halkın ekmeğini ilgilendiren değerli tespitlerdir. İçi boş bir didişme ortamından sıkılan ve uzun vadede bu didişmenin kendisini hiçbir biçimde ilgilendirmediğini anlayan halka verilmiş önemli bir umut ışığıdır… Ancak… İşte bütün mesele bu “ancak”ın kökündedir. Politika, rüzgârların [sürekli olarak] değişik yönlerden estiği ve havanın mevzi sağnak yağışlı olduğu bir iklimde istikrarlı, kararlı ve tutarlı bir çizgi izleyemez. Politikanın bir “ide”olojisi, dayandığı tarihsel bir kültür mirası ve tecrübe birikimi; yani bir pusulası olması gerekir. Yani, rüzgâr nereden eserse essin, yüzünüzü hangi yöne dönerseniz dönün, belirli bir istikameti göstermeye devam eden bir yön göstericisi olması gerekir… Ülkemiz açısından bu yön gösterici argüman, Atatürk ilkelerinin birincisi olan “Tam Bağımsızlık” idealidir… Kişisel karakterlerimize kadar işlemesi gereken bağımsızlık ateşi! Beyinlerimize nüfuz eden aydınlanma düşüncesi… Üniter ve sosyal devlet ilkesi… Eğer siz, bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından ALTI OK biçiminde simgeleştirilerek partinizin bayrağına yerleşmiş bulunan bu temel ilkeleri politikalarınızın pusulası yaparsanız, Türkiye’nin önü açıktır; Türkiye halkının geleceği parlaktır; umudu zindedir… İşte bu zinde insan gücünü bu politikalar yönünde seferber edebilirseniz, sizin de önünüz açıktır… Tıpkı ülkenin kaderi gibi. LÜTFEN “TIK”LAYINIZ: http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler.com/ http://www.kitlecizgisi.com/