Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Şubat '11

 
Kategori
Futbol
 

Rakibe saygı gösterdiler

Rakibe saygı gösterdiler
 

Gelmiş Geçmiş En Büyük Efsane..


Maçın son 10 dakikasında Fenerbahçe rakibe saygı göstermeyip üzerine gitse tarihi bir fark ortaya çıkabilirdi. 

Ferrari kırmızı kart görünce sanırsınız ki Beşiktaş 10 kişi değil 7 kişi kaldı. Fenerbahçe bu dakikadan sonra elini kolunu sallaya sallaya geldi, pozisyonlarını buldu, kah attı, kah kaçırdı, kah rolantiye aldı oyunu. 

Görünen o ki Ferrari o dirseği atıp kırmızıyı görmeseydi de, Almeida karşı karşıya pozisyonda o golü de atsaydı yine de Fenerbahçe bu maçı kazanacaktı. Normalde 10 kişi kalan bir takım çok fazla etkilenmez ve oyun içi bir iki ufak değişiklikle normal oyununu sürdürür. Yani bu pozisyon bu maçın kırılma anı olmadı bence. 

Dün akşam Fenerbahçe’nin karşısında başka bir takım olsaydı Fenerbahçe bu kadar rahat olamazdı ve zorlanırdı. İlk yirmi dakikadaki oyunu ile maçı koparması gerekirdi ama pozisyonlar cömertçe harcandı. 

Emre ve Gökhan Gönül sakatlıkları nedeni ile gerçek performanslarının ancak yarısını sahaya koyabildiler. Buna bağlı olarak Mehmet Topuz da önceki maçlardaki görüntüsünde değildi. 

Fenerbahçe’nin bu kötü oyununa rağmen karşısında herhangi bir takım olgusunda bir rakip olmadığı için maçın ilk yarısında Beşiktaş’ın gol pozisyonu yoktu. İkinci yarıdaki tek gol pozisyonunu da Almeida harcadı. Fenerbahçe’nin her şeye rağmen maç genelinde bir desteye yakın gol pozisyonu vardı. Rakibin kanatları St.James parkını andırıyordu. Gökhan Gönül sakatığı nedeni ile riske girmeyince diğer tarafta Dia ve Santos gezindi durdu. 

Hakemin maçın genelinde iyi bir maç yönettiği söylenemez. Ekrem’in maçın 15.dakikasında 2.sarıdan kırmızıyı görmesi gerekirdi. Karşılaşmanın ilk yarısının sonlarında sarı kartı olan Quaresma’nın düdükten sonra topa vurduğu için 2.sarıdan kırmızıyı görmesi gerekirdi. (2.yarıda benzer pozisyonda Mehmet Topuz sarı kartı gördü). Ferrari’nin Lugano’nun boğazına bir güreşçi edası ile sarılarak yere indirmesi penaltı kararı gerektirirdi. Penaltı verilen pozisyonda ilk önce Lugano’nun yaptığı faulü vermesi ve penaltıyı vermemesi gerekirdi. Ferrari’nin dirseği ise tartışmasız kırmızı kart gerektiren bir pozisyondu ve hakemin bu kararı doğruydu. Maçın sonlarına doğru Gökhan Gönül’e de 2.sarıyı dolayısı ile kırmızıyı göstermesi gerekirdi. 

Schuster’in Kiev maçından sonra Beşiktaş’lı taraftarla için yaptığı açıklamaların yenilir yutulur bir yanı yok. Beşiktaşlıların dikkatini çekmek isterim ki , sanırım Schuster kendini kovdurmak için her türlü yolu deniyor. Bence önce Schuster , sonra da Demirören ve Adalı liderliğindeki Beşiktaş yönetimi görevi bir an önce bırakmalı. Bu Beşiktaş’ın gittiği yol, yol değil. Bu yönetimin yaptığı yanlışların haddi hesabı yok. Ama esas suçlu, göz boyama ve sadece şova yönelik transferlere kanan ve yönetimin her hareketini alkışlayan Beşiktaş taraftarlarıdır. İbrahim Üzülmez olayında ki yönetim şekli de kitaplara konu olması gereken ayrı bir faciadır. 

Fenerbahçe 6’da 6 yaptı ve biraz gecikmeli de olsa şampiyonluğa doğru emin adımlarla ilerliyor. Bundan sonra tek rakibi kendisidir. Çok ciddi hatalar yapılmadığı sürece ve çok büyük şanssızlıklar yaşanmadığı sürece mutlu son çok yakın görünüyor. Umarım şimdiden gelecek senenin yapılanması için gerekli çalışmalar başlatılmıştır. Sezon sonunda sol bek ve ön libero mevkilerine Fenerbahçe’yi CL’de uçuracak iki çok çok iyi oyuncu transferi gerekecektir. 

“Fenerbahçe’de ne değişti de istikrar sağlandı” konusunu konuşuyor insanlar. Fenerbahçe’deki istikrarın sağlanmasındaki en önemli iki etken olarak takımın devre arasında çok iyi çalışması (sezon başı hazırlığı iyi geçirilmemişti) ve Aykut Kocaman’ın kendisini düzelterek yanlışlarından vazgeçmesini söyleyebiliriz. 

Perşembe günü akşamı grup birinciliği yolunda Olympiakos zaferi için Sinan Erdem’de buluşmak dileğiyle.. 

Saygılarımla,  

Muhittin KAYAKIRAN 

mkayakiran@borusan.com 

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..