- Kategori
- Sinema
Recep İvedik: Mizahın yüzkarası

Bu mizahsa, mizahçıların yaptığı ne?
Recep İvedik filmini halen seyretmediyseniz, çok şey kaçırdınız demektir!
İzleyin ki mizahımızın nasıl ayaklar altına alındığını kendi gözlerinizle görün.
Bu filmi seyrettikten sonra mizahımız gelmiş olduğu seviyeden utandım doğrusu. Nasrettin Hocaların, Keloğlanların, Karagöz ve Hacivatların, Aziz Nesinlerin, Gırgırların, Kemal Sunalların ve daha nicelerinin zirvede tuttuğu mizahımızın hiç bu kadar sefil hale getirildiğine şahit olmamıştım.
Tükürükle, geğirmeyle, gaz çıkarmayla mizah yapılmaya kalkıldığında ancak böyle bir hilkat garibesi çıkıyor ortaya. İşin kötüsü, film rekora gidiyor, oynadığı tüm sinemalar kapalı gişe, insanlar kahkahalarla gülüyor.
Bundan şu çıkarsamalar yapılabilir: Milletin gerçekten gülmeye ihtiyacı var ya da madem bilete para verdim, o kadar çok gülmeliyim ki, bilet kendini amorti etsin...
Siz bakmayın filanca yazarın ya da showmanin övgülerine. Körlerle sağırlar, birbirini ağırlar...
Diyebilirsiniz ki, siyaset, bilim, müzik, eğitim, spor, vs. bu kadar çirkinleştikten sonra, mizah eksik mi kalsın? Haklısınız! Her devir temiz kalan mizahımızı da kirletmenin vakti gelmiş de, geçiyordu. Recep İvedik hiçbir şey yapamadıysa, en azından bunu becerdi.
Özetle, Recep İvedik sinema tarihinde nasıl bir yer eder bilemem ama mizah tarihimize yüz karası olarak işlenecektir...