- Kategori
- Güncel
Referandum, “Recep Bey” ve “Memur Kemal Efendi”

İktidar ve muhalefet, 12 Eylül’de yapılacak referandum için meydanlarda. Bir yandan “Recep Bey”, diğer yandan “Memur Kemal Efendi.”
Hani derler ya “İki yiğit çıkmış meydane, biri birinden merdane.” Aynen öyle. Karşılıklı atışmalar, naralar ve heybetli çıkışlar…
Yer Isparta, “Recep Bey” kürsüde; muhalefet liderine sesleniyor:
“Şöyle tesadüfen bir SSK Genel Müdürlüğü verdiler, memur Kemal Efendi’ye, SSK’yı da batırdı.”
O sırada “Memur Kemal Efendi” Yozgat’ın Sorgun İlçesi, Bahadın Beldesi’nde düzenlenen festivalin açılışında. Oradan “Recep Bey”e cevap veriyor:
“Ben memur Kemalim, emekli Kemalim, bunları bana herkes söyleyebilir. Ama hiç kimse bana kalpazan Kemal diyemez, değil mi?”
Derken “Recep Bey” aynı yerde ikinci hamleyi yapıyor:
“Düz mantıkla yola çıkıldığında, 'ben 27 Nisancılarla işbirliği yaptım'sa, siz de genel başkanınızı kaset skandalı ile alaşağı ettiniz, yalan mı?” diyor.
Bunu duyan “Memur Kemal Efendi” durur mu? Hemen cevabını yapıştırıyor:
“Recep Bey, irticalen konuşamaz. Böyle bir kabiliyeti yok, zaten. Onun sağında ve solunda iki tane cam var. Onlardan metin geçer, o da konuşur”
“Recep Bey” bir kere çoştu mu, kolay, kolay durur mu? İşte kanıtı:
“27 Nisan bildirisiyle ilgili suç duyurusunda bulunacaklarmış. Biz bu yola beyaz önlüğümüzü giyerek çıktık, kimse bizi bununla korkutmasın.”
“Memur Kemal Efendi” tetikte, “Recep Bey” konuşmasını bitirir, bitirmez devreye giriyor. Bakın, buna nasıl karşılık veriyor:
“Sayın Başbakan, kimse sana kefen giydiremez. Sana birisi kefen giydirirse, gel kardeşini bul. Ama kul hakkı yediysen o hesap soracakların başında da bu kardeşin gelecek.”
Bunlar referandum öncesi iktidarın ve muhalefetin propaganda konuşmalarından alıntılar.
Tıpkı Ortaoyunu’nda olduğu gibi (Hacivat ile Karagöz misali); biri söylüyor öteki cevap yetiştiriyor.
Henüz referanduma çok zaman var. Kalan sürede de olacaklar yine bunlar. Bundan adım gibi eminim.
Şimdi soralım: Dünyada, referandum öncesi bu kadar ateşli propaganda yapmış başka bir ülke örneği varmı? (Biz hariç)
Yazık, geçen onca zamana ve gezilerde çar-çur edilen vatandaşın parasına yazık. Bırakın referandum günü geldiğinde, herkes istediği gibi oyunu kullansın.
Vatandaş “evet” diyorsa evet olsun, “hayır” diyorsa hayır; bunca telaş niye?