Referandum, siyaset ve toplum, Allianoi, Tarkan

Şu referandum konusuna girmeyecektim ama baktım herkes bir şeyler söylüyor, benim de birkaç satır yazmam şart oldu. Bu yazıyı yazmamın başka bir sebebi daha var. Tarkan Allianoi kentinin yok olmaması için destek vermiş. Bayındırlık bakanı da “Tarkan o işleri bize bıraksın, o şarkı söylesin” demiş. Yani ‘senin kafan bu işlere basmaz, sen şarkı söylemeye devam et, karışma, biz de halkı gagalamaya devam edelim, siyaset bizim işimiz, senin siyasete aklın ermez’ demeye getiriyor.

Peki madem öyle, acaba anayasa maddeleri neden halka soruluyor?

İşin aslı şudur ki siyaset bütün insanları ilgilendirir. Kişinin neyle uğraştığına bakmaz. Siyasetçiler zaten doğuştan siyasetçi değildir. Daha çok tüccarlardan, esnaftan, mal alıp satanlardan siyasetçi olur. Hatta bazısı milletvekili olup dokunulmazlık zırhına bürünür, yaptığı bütün üç kağıt işlerden kurtulur. Siyaset insanların bütün hayat biçimini etkiler, değiştirir, şekillendirir. Çünkü siyaset toplumun yaşama biçimini belirlemeye çalışır. Ancak gerçekte bunun tam tersi olur. Toplumun yaşama biçimi siyaseti ve siyasetçileri belirler.

Siyasetçiler toplumun istediği gibi insanlar olmak zorundadırlar. Siyasetçiler toplumun istediği gibi insanlar değilse ve toplumu, istemediği gibi yönetmeye çalışıyorsa, iki taraf arasında çatışma çıkar. Çatışmanın sonunda mutlaka siyasetçiler yenilir. Ancak bu sonuç birkaç yüzyıl gibi ‘biraz zaman’ alabilir.

Bunları düşününce Bayındırlık Bakanının Tarkan’a söylediği sözün saçmalığı ortaya çıkıyor. Bilmeyenler için, Allianoi, Ege bölgesinde, Bergama’ya yakın bir yerde antik bir yerleşim yeri. Gaziantep, Zeugma gibi, hatta ondan daha eski bir yer. Çok geniş bir alana yayıldığı için, bayağı kazı yapılmış olmasına rağmen şu anda büyük bir bölümü toprak altında ve orada neler olduğunu henüz bilmiyoruz. İşte buraya şimdi bir baraj yapılıyor. Her şey sular altında kalacak ve yüzyıl sonra baraj toprakla dolunca, orada ne varsa çıkarılmayacak şekilde toprak altında kalacak. Bu durum, Türkiye’ye belki bir Efes daha kazandırabilecek iken siyasetçilerle tarihe değer verenler arasında – sırf siyesetçilerin inadı yüzünden – çatışma çıkmasına sebep oluyor. Halbuki baraj projesi değiştirilerek iki iş de gerçekleştirilebilir.

Tarkan referandumda oy kullanacaksa, Allianoi konusunda da söz hakkı sahibidir. Hiç kimse ona ‘sen git şarkı söyle’ diyemez. Aslına bakarsanız konu, yaşama biçimimizi kendimizin veya başkalarının tarafından belirlenmesi konusudur. Biri bir şeyi beğendi veya beğenmedi diye başkalarının da öyle davranma zorunluluğu yoktur. En sinirlendiğim şeylerden biri, ‘bu toplumun %99, 9’u Müslümanken…’ diye başlayan cümlelerdir. Bir kere rakam yanlış. Sonra öyle diye herkes çoğunluğa uymak zorunda değil. Böyle şeyler hür düşünceyi yok eder. Farklı düşüncelerin oluşmasını engeller. İnsanlar binlerce yıl öncesinde olduğu gibi yine köleliğe devam ederler.

Referandum ve seçimler düzgün yapılırsa iyi bir şeydir. Siyasetçilerle toplum arasındaki uyumu sağlarlar. Referandumda ‘hayır’ diyeceğim. Hayır demek için birçok sebebim var. Şu anda Türkiye’yi yöneten siyasetçiler birtakım dış güçlerle ilişkiye girerek toplumu kendi istedikleri gibi yönetme eğilimi gösteriyorlar. Yeni anayasa maddeleri kabul edilirse insan özgürlükleri artmayacak, tersine azalacak gibi görünüyor. Bu da toplumla siyasetçiler arasında çatışma çıkacağı anlamına gelir ve bunu istemem. 12 Eylül’ü destekleyenler şimdi ‘evet’ diyor. Kenan Evren bile. Ortada birçok kandırmaca dönüyor. Milletvekili dokunulmazlığı gibi asıl oylanması gereken maddeler oylanmıyor.

Referandumda sonuç ne çıkarsa çıksın, gelecekte toplum sonucun iyi taraflarını alacak, kötü taraflarını atacaktır. Ben düşünceme göre iyi tarafın nerede olacağını görüyorum ve kararımı öyle veriyorum.

Aslolan insan ve insan özgürlükleridir. Bunu destekleyenleri desteklerim. Karşı çıkanlara da karşı çıkarım.