Referandum sonrası -1 (Kamer Genç'in son herzesi)

Bağımsız milletvekili iken TBMM'nin her oturumda bir fırsatını bulan Kamer Genç, teklifsiz, argo ve kabalığa kaçan konuşmalarıyla TBMM'yi ajite ederek ağzına geleni söylüyor ve oturumu karıştırıyordu. (Tunceli, diyemiyor yahu Tünceli diye telaffuz ediyor çıktığı yeri. Milletvekili seçildiği şehri yani.)

Hemşehrisi Kemal Kılıçdaroğlu CHP'nin genel başkanı olduktan sonra, bindiği dalı keserek, o da CHP'ye geçti. O gündür bugündür sesi kesilmiş, medyada, meclis oturumlarda esamesi bile okunmazken anlaşılan bu durumdan rahatsız olmalı ki bir yolunu buldu ve bir panelde yine o bilindik üslübuyla referandumdan "evet" çıkmasıyla ilgili hakaretvari bir yorum yaptı:

"Bakın ben bu Aziz Nesin'e çok kızıyorum. 'Toplumda yüzde 60 aptal var' demişti. Yüzde 30 falan deseydi hiç olmazsa demokrasi kurtulurdu. Baksanıza yüzde 58 'evet' çıktı. Evet oyları yüzde 58'de kaldı, yüzde 2 yanılma payı var Aziz Nesin'in." (6 Ekim 2010, gazeteler)

"Göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı, çobanın oyu..." tanımlamalarının bir başka söyleyiş biçimiydi bu. Eleştiri ile hakaret etme arasındaki farkı siyasete atıldığı günden beri bir türlü öğrenemeyen Kamer Genç aklı sıra referanduma "evet" diyenleri "aptal" olarak niteledi.

Son söz: Kendini bu ülkenin esas sahibi görüp halkı küçümseyen, halkı horlayan, halkı "cahil" gören bir zihniyet yarım yüzyıldır görmüyor ki o halk tarafından sandıkta cezalandırılıyor, kendisine yetki verilmiyor. Halk sağduyuyla hareket ederek askeri vesayetten tutun, kendisini yönlendirmeye çalışan hiçbir kurum ve kişiye rağbet etmiyor. Bu tercih artık görülmeli ve hala halka yüklenmek yerine kendilerinin nerede hata yaptıklarını araştırmaları gerekir. Yoksa "sittin" sene (60 sene) iktidar yüzü göremezler.