- Kategori
- Ekonomi - Finans
Referandum Sonrası Çözüm Bekleyen Sorunlar ve Ekonomi
Eşit imkanlarla yapılmayan bir yarış sonrası ve YSK'nun kafa bulandıran mühürsüz zarf ve oy kağıtlarındaki oyların kabulü kararının ardından Evet'çiler kazandı. Seçim sonucuna duyulacak saygının meşruluğunu seçimden sorumlu kurum maalesef zedeledi. Hayır'cıların terörist sayılması, kadın ve kızlarının helal ganimet olacağı Evet'çileri İzmir'de denize dökme safsataları referandumdaki söylem kalitesini düşürdü.
Türk halkı ve bürokrasisi en az iki (2) ay süreyle referandumla yatıp, referandumla kalktı. Öyle ya da böyle bağımsız, tarafsız herkese yakın olacak devletin uzun vadeli düşünen yüksek makamı artık icracı Başbakan rolüne indirgendi. Bunun mahzurlarını uzun zamanda Türkiye olarak ileride görebileceğiz. Askerlerin ve Türkiye'yi kuran elit bürokrasinin vesayetinden kurtulduğu söylenen halk beş (5) yıl süreli "modern zaman kralının" yürütme, yasama ve yargı emrinde iken yapabileceklerini ileride görecek.
Yeni seçime kadar kalan 19 aylık sürenin ve daha sonrasının neler getireceğini bilmek zor ancak çözülecek çok sorun var.
Türkiye son dönemde mali disiplinden ayrıldı. Yapması gerekli reformlara odaklanamadı. En çok konuşulması gereken Ekonomi uzun süredir terör, Kürt sorununun demokratik haklarla çözümü, Suriye savaşı, Fetö kalkışması ve Bahçeli teşvikli Referandum yüzünden geri planda kaldı.
Türkiye'deki işsizlik artışı, cari açığın yüksek olmasına ilave olarak dışarıda herkesi özellikle Batı'yı ABD ve Avrupa Birliği'ni düşman sayan dış politika görüşü ile siyasi sorunlarımız arttı. Rusya ile ilişkiler bir türlü rayına oturtulamadı. İstanbul ve Antalya, terörizm ve dış politika patinajları sebebiyle en önemli gelir ve iş istihdam kaynaklarından turizmde, ticarette büyük kayıplar yaşanmakta. Türkiye'de hukuk hakimiyetinin azaldığının algılanması Türkiye'ye gelecek yatırımları olumsuz etkilemektedir.
Referandumda ekonomik ağırlığı fazla olmayan İç Anadolu ve Karadeniz bölgesi vatandaşları abartılı "Batı Türkiye'yi istemiyor", "İki başlılık kalkınmamızı engelliyor" söylemlerine inandı ancak sıkıntı büyüktür. Mevcut sorunlara çözüm geliştirilemezse sadece "Evet" oylarıyla Türkiye'nin uçamayacağı, aksine gittikçe daha muhtaç duruma düşeceği ve fakirleşeceği kesindir.
Türkiye'nin dış borçlarının artması, Avrupa vizesinin alınamaması, AB ilişkilerinin yerinde saymaktan öte kötüleşmesi, çok sayıda seçim yorgunluğu, Yunanistan'ın adacıklara el koyması, 4 milyona yakın Türk'ün Almanya'daki yaşamlarının riske atılması, Kıbrıs'ta Türkiye'nin ve Kuzey Kıbrıs'ın Rum isteklerine boyun eğmeye zorlanması güncel sorunlardır. Ayrıca, Suriye'deki Türk askerinin güvenliğinin sağlanması ve stratejik bir plan dahilinde dış politikada çözüm odaklı girişimlerle Suriye'de barış sağlanması, uzun dönemde Suriye ile ilişkilerin geliştirilmesi, doğacak iş olanaklarından istifade konusu önemli bir konudur.
Türkiye siyasi tartışma ve kutuplaşma sonrası sakinleşerek "Neredeyiz", "Ne yapmalıyız" sorularına cevap aramalıdır. Türkiye 12bin dolarlık gelirde tutunamamış, 10bin dolarlık gelir seviyesine geri düşmüş ve küçülmüştür.
Siyasetin ana konusu ekonomidir. Ekonominin iyileşmesi için siyaset çalışmalıdır. Ekonomik politika diğer tüm alanlardan daha öndedir. Mühendis Başbakan ve İktisatçı Cumhurbaşkanı Türkiye Sizin çabanızı bekliyor. Kendinizi gösterin ve refahı artırın.