Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '10

 
Kategori
Siyaset
 

Referanduma giderken -2 (Geriye dönüşlerle 2007 sonrası MHP'nin duruşu üzerine)

Referanduma giderken -2 (Geriye dönüşlerle 2007 sonrası MHP'nin duruşu üzerine)
 

1970'li yıllara ait CHP Gençlik Kolları Afişi


AKP'nin bu refendumda "evet"i çoğaltmak adına MHP ve Ülkücüler'e sık sık çağrıda bulunduğunu, Ülkücü camianın 12 Eylül cehenneminde nasıl yandığını somut örneklerle dillendirdiğini biliyoruz. Bütün bunların yalan olmamasına rağmen mevcut MHP yönetimi (tavan diyeyim) bunu bir istismar olarak görüyor, ülkücüler üzerinden siyaset yapılmasına çok şiddetli bir şekilde karşı çıkıyor. Doğru ya da yanlış buna girmek istemiyorum.

Biraz yakın geçmişe giderek MHP'nin ortaya koyduğu siyasetle bugüne geleyim:

1) 1999 genel seçimleri sonrası MHP (129) DSP (136) ANAP (86) milletvekili çıkardı. Sonrasında da Ecevit başbakanlığında Türkiye Cumhuriyeti 57. Hükümeti kuruldu. Oysa başka alternatifler vardı hükümet kurmak için. Ama MHP ne bunun için çaba harcadı ne de dönüşümlü başbakanlığı teklif edebildi. Zaten şimdi rahatlıkla görülüyor ki o koalisyon 28 Şubat sonrası "asker"in bir dayatması idi.

2) Yakalanan Abdullah Öcalan'ı, siyasi konjönktürün dayatmasıyla - çok istediği halde- astıramadı. Meydanlarda çok seslendirdiği halde baş örtüsü yasağına çözüm getiremediği gibi baş örtülü olarak meclise giren Merve Kavakçı'nın aksine MHP Antalya milletvekili doktor hanım baş örtüsünü çıkararak meclise girdi ve böylece MHP "türban" karşısında duruşunu göstermiş oldu. (Erkek ürkek suçlamasını hatırlayın.)

3) Rahşan Ecevit'in ( milletvekili bile değildi.) bütün ülkücüleri töhmet altında bırakan, "Eli kanlı katillerle koalisyon kurmayı içime sindiremiyorum." sözünü içine sindirdi MHP tavanı. Üstelik herkes biliyordu ki o söz Bülent Ecevit tarafından kurulmuş Rahşan'a söyletilmiş bir cümle ve DSP içindeki "aşırı sol"a bir mesajdı.

4)1990 sonrası MHP tavanı, 1980 öncesi MHP'de ve Ülkücü teşkilatlarda görev almış kişilerle arasına bir mesafe koydu. Birçok üyeyi sildi, delegeleri yeniden tespit etti. Böylece büyük bir "küskün, muhalif MHP'li kitle" oluştu.

5) Bahçeli bir şenlikte seçim kararı aldı ve 2002 seçimlerine gidildi bu ortamda. MHP sandıkta kaldı. Bahçeli istifa etti. Sonra tekrar genel başkanlığa geldi / getirildi.

6) 2007 seçimlerine kadar AKP tek başına ülkeyi yönetti. Cumhurbaşkanlığı krizi çıktı o günlerde. Bu defa AKP erken secim kararı aldı. 4 partili (AKP, MHP, CHP, DTP) bir meclis oluştu 2007 seçimlerinden sonra. Cumhurbaşkanlığı krizi MHP'nin meclise girmesiyle çözüldü. Tam da bu noktada MHP'ye eleştiriler başladı: "MHP, AKP'nin koltuk değneği oldu." vb. Böşörtüsüyle ilgili düzenlemeye de MHP destek verince eleştirilerin dozu arttı. Oysa burada göz ardı edilen (Laikçi MHP'liler hariç) birçok noktada ortak görüşe sahip MHP ve AKP'nin tabanı idi.

7) Sonrasındaki gelişmeler bir kırılma noktası getirdi. Öncelikle AKP'nin (bence hiç gerek yokken) ortaya attığı açılım (Özellikle Habur görüntüleri) AKP ile MHP arasındaki köprüleri atılmasına sebep oldu. Bunun yanında ufuktaki muhtemel bir MHP-CHP Koalisyon projesi de AKP ile MHP arasındaki uçurumu derinleştirdi.

Şimdiden sonra ne olur kestiriyorum da şimdiden söyleyemem. Referandumdan çıkacak bir "hayır" ülkeyi erken seçime götürür mü, sanmıyorum. Gördüğümüz kadarıyla AKP erken seçime gitmemekte kararlı. Üstelik referandumdan %60 çıksa bile bu yüzdeyi kim, hangi parti sahiplenebilir ki? (Ayrıca şimdilik çatlak çıkmayan CHP'nin referandumdan 2 ay sonra kongresi var.) Sonuçta ortada "çorba" halinde bir "hayır" bloğu var.

Son söz: MHP'lilerin referandumdaki tavrını merak etmemekle birlikte muhtemel CHP- MHP koalisyonuna aklı yatanların yandaki (Ki geçmiş yılara ait bir afiştir.) afişle ilgili neler düşündüklerini merak ediyorum doğrusu.

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..