Referandumda kullanılacak her “Hayır” oyu, AKP’yi uzun süre daha iktidarda kalıcı kılacaktır

Anayasa değişikliği için yapılacak referandumda, “Evet” oylarının fazla çıkacağını en fazla askerler ve HSYK üyeleri bilmektedir. CHP ve MHP’nin bu konudaki üstün gayretleri, “Hayır”, oylarının fazla çıkmasını sağlamak için değil, “Evet” oylarının yüzdesini, % 60’larda tutma isteğinden kaynaklanmaktadır. "Peki, sonuçtan nasıl bu kadar emin olabiliyoruz?" Sorusuna verilecek iki basit neden vardır. Birincisi; insan yapısı gereği, her zaman uygulamalarını (Kendini) tekrar etmektedir. Bu anlayışa aramızda “Hayır” diyenler olabilecek midir? Sanmıyorum. İkincisi, Einstein’ın ünlü ifadesini aramızdan çoğumuz hatırlayacaktır. “Aynı malzeme ile her zaman aynı sonucu elde edersiniz.” Örnek; eşit ölçüde siyah ve beyaz renkleri karıştırırsanız, elde edeceğiniz renk grinin bir tonudur.

Halkımız ne zaman içerisinde CHP ile askerin etkin olduğu bir oylamada tercihte bulunmuşsa, çıkan sonuç her zaman karşı anlayışa yakın olmuştur.

Bunun bir istisnası da bulunmamaktadır.

...

12 Eylülde yapılacak referandumda oylanacak anayasa değişikliğe neden “evet” denilmelidir?

Sadece açıklanacak bir sebep dahi bu soruya yeterli olacaktır.

...

Yaygın olarak bilinmektedir...

Ülkemizde geride bıraktığımız dönemlerde yaklaşık 17.000’lerle ifade edilen faili meçhül cinayet vardır.

Bu en yetkili ağızlardan da açıklanmıştır.

...

Bakınız son üç yılda bir tane faili gizli kalmış cinayet var mıdır?

Hayır…

Yoktur.

Demek ki, kurumlarınızı denetleyebiliyorsanız cinayetleri de önleyebilmektesiniz.

Bununla birlikte insan sormadan edememektedir.

Bu kadar cinayetin olduğu yerde failleri ve onları sorgulayacak yargı nerededir?

…..

"Onları tanırım iyi çocuklardır!"

....

Trafikte acı acı sirenini çalan ambülânsın sesini ilk duyduğumuzda, nedense aklımıza hep sevdiklerimizin yanında, birkaç kez şahit olduğumuz yardım bekleyen inleyen, feryat eden ağır yaralanmış insanlar ve çocukların görüntüleri gelir…

Bu nedenle otomobilimizle mümkün olabilse yolu uçarak boşaltmak isteği duyarız…

Ancak, kimilerine baktığımızda yolu açmamak için adeta direnmektedirler.

Bunları her gördüğümüzde aklımıza, onların nasıl bir anlayışa sahip olabileceklerini derin bir üzüntü içerisinde düşünürüz…

Bunların hiç mi sevdikleri yoktur…

Hiç mi sevdiklerinin ve kendilerinin canları yanmamıştır…

Hiç mi sevdiklerini kaybeden insanların feryatlarını yüreklerinde hissetmemişlerdir?

…

İlla ki başımıza mı gelmeli?

“Düşme düşeni gör!” boşuna denmemiş olsa gerek...

…

İlla ... “Düşte gör” mü olmalıdır?

Resim, delikanlıforum'dan alıntıdır.