Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Kasım '09

 
Kategori
Futbol
 

Renksiz lig istemiyorum

Haksız olduğuna inandığı için olsa gerek, lehine verilen penaltıyı bilerek kalecinin üzerine atmıştı bir keresinde. Irkçılığı protesto için yüzünü siyaha boyayıp maça çıkması da hoştu. Ama en çok, attığı golden sonra sıyırdığı formasının altındaki protesto tişörtü ile anıyorum onu. Karısı veya sevgilisinin resmi değildi gösterdiği, işten atılan tersane işçilerine destek veren bir metindi tişörtün üzerindeki. - Futbol asla sadece futbol değil - ise, FOWLER ‘a sadece futbolcu demek haksızlık olur kanımca.

Kazandıkları dünya kupası üzerine bir kitap yazdı. ‘’Başkan Thuram ‘’ diye karşılanmıştı Paris de, o hala ‘’futbolun oyun olduğu gerçeğini unutamıyorum’’ diyor. Uluslar arası af örgütünün faal üyesi ve ırkçılık karşıtı organizasyonların en önde gelen simalarından. Siyaset ve sanatla iç içe yaşayan bir adam. Paris banliyölerindeki göçmen ayaklanmalarında açıkça gençlerin tarafını tuttu, sistemin çarpıklığı üzerine çok cesur beyanlar vermişti.

Makine düzeninde işleyen alman milli takımının en sıra dışı oyuncusu idi belki de. Ama bu, defans oyuncusu olmasına rağmen attığı goller yüzünden olmadı. Karma karışık saçları ve sakal – bıyığını kesmeyi reddetti hep. Felsefe mezunu idi. Sosyalist eğilimlerini hiç gizlemedi. 1978 dünya kupasında Arjantin ‘ e gitmedi; ‘’ cunta rejiminin binlerce masum insanı öldürdüğü bir ülkenin sahalarında futbol oynamam ‘’ demişti nedenini soranlara. Alkolle arası çok iyi olmasına ve barlarda sabahlamasına karşın hiçbir idmana gecikmediği anlatılır.

Avrupa ‘ nın en büyük kulüplerinde oynadı, oynadığı kanadı çökerttiği onlarca maç hatırlıyorum. Bir gün ‘’ doyduğuna’’ karar vererek ülkesine döndü ve futbola başladığı isimsiz bir takımla sezonu tamamlayıp köşesine çekiliverdi. En son bir Hollanda televizyonunda gördüm onu, ahşap atölyesinde kereste biçiyordu. Soru ‘’ neden ‘’ di tahmin edileceği üzerine. Cevap basitti, Overmars stiliyle, ‘’hoşuma gidiyor’’.

Adı dışında süperliği tartışılır ligimize biraz renk katacak, saha dışı kişiliğini göstermekten çekinmeyen topçular görmek istemem saflık mı olur ? bilemem. Stadyum dışındaki varlıkları, birlikte oldukları manken ve oyuncular ile ilgili dedikodular ve lösemili çocuklarla gazetelere verdikleri pozlarla sınırlı dümdüz adamlar seyretmekten bıkkınlık geldi. Oyundaki alışkanlıklarından kaynaklanıyor olsa gerek, fikir ve düşüncelerinde dahi tribüne oynayan , ülke meseleleri hakkında görüş bildirmeyen / bildiremeyen sığ adamların başrol oynadığı ligin tadı tuzu olmuyor. Pascal bu yüzden sevildi bence, ’’ saha dışındaki kendisini’’ de gösterdi çekinmeden. Oyuncular varlıklarını iki kale arasındaki mesafe ile sınırlandırmaktan vazgeçip kendilerini daha geniş bir düzlemde ifade etmeye başladıkları gün, taraftarın da onları 90 dakikalık performans ile değerlendirme huyunu terk edeceğinden hiç şüphem yok.

Hakan’lar, Oğuz’lar, Emre’ler tartışılır, sevenleri ve sevmeyenleri atışırlarken ; Ergun Pembe' lerin taraflı-tarafsız onay bulması bu yüzden belki de.

 
Toplam blog
: 5
: 537
Kayıt tarihi
: 16.11.09
 
 

Bodrum'dayım. Mesleğim yok, alaylı otelcilik çalışanıyım. “Modern” çoğu değerleri saplantı derecesin..