- Kategori
- Gezi - Tatil
Roma' da bu son günüm

aşk çeşmesi
Fontana del Tritone ,
Fontana di trevi,
Castel sant Angelo,
Pantheon,
Castel sant angelo,
Tempio adriano,
S.pietro basilicası,
Marcello tiyatrosu,
Collosseo,
Vittorio emanuelle II köprüsü
Ve;
Del corso caddesi üzeride dakikalarca yürüdüğümüz kaybolduğumuzda en önce sorduğumuz cadde :)
Galiba Fontana da Çeşme demek :) Neredeyiz? via ne demek? galiba cadde yada sokak demek deyip saatlerce güldüğümüz yerler hala aklımda neyse isterseniz anlatayım böyle çok kopuk kopuk oluyor.
Şimdi şöyle düşünün elinizde bir harita dilini bilmediğiniz bir şehir dolaşıyorsunuz.Ve inanın hiç bir yeri bilmiyorsunuz :)
İşte bizim canım zarife ile halimiz aşağı iniyoruz diye yukarı yukarı çıkıyoruz diye aşağıya iniyoruz ve yolumuzu kaybedince gülmeye başlıyoruz.
Neden mi ?
Çünkü trevide birer bira içtik ve yolumuzu kaybettik.Tur şirketinin hazırladığı haritada yer yön duygusunu yitirmiş iki kişi rehberimizin telefonuna bir türlü ulaşamıyoruz.Ama azimliyiz bulacağız yolu sonunda Del corso caddesine ulaşıyoruz.Oh şükür bildiğimiz bir yer .
Aslında hikaye yine orada başlıyor biz iki kafadar sabah gittiğimiz ama sadece pazarını gezdiğimiz vatikana gitmek üzere taksiye biniyoruz Allah için ilk bindiğimiz taksideki şöför çok adamakıllı biriydi.Bizi tam S. Pietronun önünde indirdi.Tutar 6 Euro buraya kadar tamam biz ne yaptık akşama kadar basilicanın altını üstüne getirdik.Buraya kadar herşey normal ama hikaye dönüşte başlıyor.Bendeniz hemen basilicanın önündeki taksi durağının en kopuk taksisine binme girişiminde bulunuyorum(bu arada romada taksiler öyle türkiyedeki gibi hop hemşerim deyince durmuyor herkesin durağı var.Ya duraktan bineceksiniz yada telefonla çağıracaksınız abileri)
Neyse taksiye bindik ama hiç bilmediğimiz bir istikamete gidiyoruz, bir ara köprüden geçtik heh dedim ben burayı hatırlıyorum, hemen resmi açtık cık bu bizim köprü değil.Bu arada Zarifem elin italyanı ile ingilizce münazaraya girişti ama ne mümkün adamda tek kelime ingilizce yok.Kurban olayım Türk taksicilerine en azından tarzanca anlatır derdini ) en sonunda taksimetre 10 euroyu gösterdiğinde ben sanki ispanyol merdivenlerini gördüm:)
Dur be adam ineceğiz biz dedik ingilizce.Paşa paşa biz inene kadar 12 euro tutan taksi paramızı ödeyip merdivenlere doğru yürüdük.Tamam biz doğru yerdeyiz süper derken haritada ispanyol merdivenlerini bulamadık.
Kabus gibi allahım :)
E biz nerede buluşacaktık?
Aklımı seveyim haritada burada yazıp işaretlemişim bir yeri demekki burası deyip tabanvay vasıtasıyla istikamet belirlemeden yürümeye başladık.Ara bende kopmuş bir ara Yonca hanım ve Elif hanımla bir sokak barında eşsiz bir sohpet ettik.Tekrar yola koyulduk.Bu arada kimseye kaybolduk biz diyemedik:)
Sonunda rehberimiz gereksiz fuzuli anıt dediğini hatırladığım bembeyaz bir yapının önüne geldik.galiba adı monumento a vittoiro emanuelle II idi. Bursa ekibinden 3 arkadaşla karşılaştık aman allahım size baba sizede anne diyebilir miyim? :) saat 23:00 olmuş 23:30 da otele araç kalkacak biz hala yeri bilmiyoruz.
Neyse o gereksiz anıtın karşısında en son öğlen mac donalds ta yediğim ve muhtemelen içimde bir zerresi daha kalmamış olan tavuk burgerden sonra hayatımda yediğim en lezzetli makarnayı yedim.Neliydi diye sormayın vallahi bilmiyorum sadece yedim :)
Ve işte o an otobüsler ve sevgili rehberimiz orada heralde babamı görsem o kadar sevinmezdim.Hay bir de demezler mi neden kendinizi bu kadar yordunuz öğlen otele gelip dinlenip sonra tekrar otel servisi ile çıkardınız diye.O dakikada kendisinden bütün yorgunluğumun hırsını çıkaracaktım Zarifem tuttu allahtan :)
Sevgili rehberimiz bildiğiniz üzere biz romaya ilk kez geliyoruz dolayısıyla bana kalsa sizden bir dakika bile ayrılmazdım ama, ne dediniz bu gün serbest gün.Yani bunun anlamı kaybolursanız karışmam ne haliniz varsa görün :)
Bizde ritüele uyduk kaybolduk.O gün şunu anladım Roma bilen biriyle gezince güzel ben bir yapı görünce sadece ağzımı açıp aa ne kadar büyükmüş diyorum.Fakat bilen kişi en ince ayrıntısına kadar aktarıyor konuyu bu tarihte yapılmış bilmem kim yapmış falan diye benim bunlar ilgimi çekiyor.Yokda ben paşa paşa internetten de gezerdim buraları :)
Otobüse bindiğimde kendimi acayip güvende hissettim ve 3 gündür ilk defa ülkemi özledim.Ama içimde hala bir yerleri eksik bıraktın biraz daha acele etseydin belki anlamasanda görebileceğin bir çok yer vardı dedim.
İçimde tek şey kaldı gecenin yarısı Trevi çeşmesinde onu her ayrıntısını içime sindirerek tekrar tekrar incelemek isterdim.Aklıma kazımak ve hangi ellere ait olduğunu bilmediğim bu saheser ile yanlız ben kalmak isterdim.
Otele geldiğimde beni bekleyen valizler, Türkiyede beni bekleyen sevgilim ve sadece ertesi günü annemin anneler günü hediyesi kolye komidinin üzerinde parlıyordu.Pencereyi açtım karşıda ne olduğunu bilmediğim ışıklandırılmış bir yapı sadece o kadar uzaktan bile muhteşem görünen yapıya son kez daha baktım belkide yarın sabah onu bu kadar net göremeyecektim.
Gözlerimi kapattığımda hala o anıt gözümün önünde demekki isteyince insanın aklına kazınabiliyormuş bazı şeyler insanın aklına.Romada bir çok şey kaldı aklımda.
Aşk,
Karanlık binalar,
Gece mükemmel ötesi bir şehir,
Akşam yemeğe gittiğimiz Da meo patacca adlı restaurantta yediğim nefis somon,
Pompeideki taşlaşmış insanlar,
Romadaki otoparkların Türklerin elinde oluşu :)
Have ( Pompeideki evin girişinde yazıyordu hoşgeldiniz demekmiş)
Yine pompeideki kurşun su boruları
Napolide makarna ve limon kavun likörü içtiğimiz şarküteri.
Daha neler neler ...
Roma benim için bir hayaldi.Ben hayalimi gerçekleştirdim.
Tüm hayallerinizin gerçek olması dileğiyle.
H.A.
13.05.2009