Romen Savcılar harekete geçti! Galatasaray Şampiyonlar Liginden atılır mı?

Ülkenin gündemi gibi sporun da gündemi değişiyor…

Konu Fenerbahçe olunca akan suların durduğu gibi…

Bundan bir önceki milli maçlar döneminde Fenerbahçe kadrosundan 6 futbolcu sakata gelmiş, kendi takımlarında oynayamaz olmuştu. Bu öylesine büyük bir hasardı ki; Serdal Kesimal sağ kanat oynamak zorunda kalmıştı.

Bu devrede alınan bir yenilgi (Antalyaspor’a Şükrü Saracoğlu Stadyumundaki maçta ) Fenerbahçe’yi yerle bir etmek için kullanıldı. Ne Aziz Yıldırım’ın Aykut Kocaman’dan istifasını istediği kaldı, ne Aykut Kocaman’ın istifa etmesi…

Yani reytingi en yüksek takım tartışılmaya açıldı ve herkes şu soruyu sormaya başladı "Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali?"

Oysa Fenerbahçe’nin hali ile kimsenin ilgilendiği yoktu!

Onların amacı yaptıkları televizyon programlarının iyi reyting alması ve reklam pastasından aldıkları payın yükselmesiydi.

Bu arada bazı öğütler vermeyi de ihmal etmediler. "Dost acı söyler" palavralarıyla, Fenerbahçe’ye kurtuluş reçeteleri sunuluyordu.

Aslında onlar reçete falan değil her zamanki gibi Fenerbahçe üzerinden reyting yapma çalışmalarıydı. Bunlara destek veren sözde Fenerbahçelileri de unutmamak lazım.

Neyse ki; Fenerbahçe’nin bu düşüşü fazla sürmedi, araya Akihsar Belediyespor devreye girdi, oradan alınan bir galibiyet, ardından AEL Lımasol maçındaki 2-0’lık galibiyet, son olarak da Orduspor karşısında oynanan güzel futbol alınan 2-1’li galibiyet Fenerbahçe’nin konuşulmasını önlemedi!

Bu hafta sonu yapılan televizyon programlarında, gündem yine Fenerbahçe idi. Fenerbahçe’nin oynadığı futbolun dışında, Aziz Yıldırım’ın ayağının kaç santim kısa olduğundan tutun,  aldığı raporun sahteciliği gibi… Sporla uzaktan yakından ilgisi olmayan konularla programlar dolduruldu.

Fenerbahçe hakkında bunlar konuşulup, ülkenin spor gündemi oluşturulmaya çalışılırken, Galatasaray hakkındaki şike iddialarını fazla gündeme taşımadılar. Tıpkı Galatasaraylı yöneticilerin gülüp geçtiği gibi bu iddialara spor programcıları da gülüp geçti(!)

Oysa Rumen medyasında şike olayları patlamış, ses kayıtları inceleniyormuş, mahkemeler açılıyormuş…

Tape tape diye yırtınıp, Fenerbahçe’yi suçlayanlar, Galatasaray’la ilgili tapeleri görmezden geldiler. Bunun yerine Uğur Dündar’ın, Aziz Yıldırım’ın sakat raporunu bilerek sakladı mı, saklamadı mı tartışmasını yaptılar.

Öbür taraftan küçük yatırımcıyı soyan, hakkında ‘Beni dolandırdılar’ davası açılan Galatasaray yönetimi hiç gündeme gelmedi. Oysa davayı açan Galatasaraylı küçük yatırımcılardı.

Savcı da Ünal Aysal hakkında "Nitelikli dolandırıcılık"tan suç duyurusunda bulunuyor dava açıyor.

Kimsede tık yok!

Haklılar, ellerinde onca Fenerbahçe dosyaları varken böyle önemsiz konularla hiç uğraşılır mı?

Gördüğünüz gibi ülkenin spor yorumcuları çok objektifler ve tarafsızlar!

Gördüğünüz gibi medyamızın tümü Fenerbahçeli! Çünkü hep Fenerbahçe’yi konuşuyorlar!

Bu arada hafta sonu oynanan maçlarda Mersin İdman Yurdu- Galatasaray maçında Mersin İdman Yurdu’nun verilmeyen penaltısı hiç tartışılmadı bile.

Fatih Terim Basın toplantısında"Kalemize bile gelmediler" derken birisi "Ya verilmeyen penaltı" diye sorunca, ortalık karışıverdi. Bu gazeteci(!) bile olmayan şahsın sorusuna sinirlenen Fatih Terim basın toplantısını terk etti.. Basın toplantısını terk edişi, verilmeyen penaltı hiç mi hiç tartışılmadı! Galatasaray’ın oynadığı güzel futbol(!) övgüler aldı!.

Netice:

Romanya'da şike skandalı patlamış, Galatasaraylı yöneticiler kendilerine yatırım yapan küçük yatırımcıyı dolandırmışlar, Mersin İdman Yurdu’nun penaltısı verilmemiş ne önemi var.

Yani, hep birlikte böylesi olayların üzerini çok gülüp kapatıyoruz. Galatasaray nitelikli dolandırıcılıktan yargılanması için açılan davaya, bir idarecisi "Buradan bir şey çıkmaz" diyor. Hep beraber "Çıkmaz tabiiii" deyip rahatlıyoruz. 

Çünkü gündemi Fenerbahçe işgal ediyor...

Sonra Galatasaray bir Fenerbahçe değil ki!