Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu önce uyanmaktır!

Sabah erken başlamak lazım hayata.. Ilık bir duşun ardından içilecek kahvede gizli benim uyanışım, nefesim, ayılmam, başlamam birşeylere.. Sabahın serininde, sessizinde, sakininde tüm dirilişler, tüm başlangıçlar.. Bir sabah, bu sabah, her sabah.. Erken kalkınca daha bir dolu geçiyor o gün, daha anlamlı yaşanıyor o gün ve dönüp baktığınızda geriye, yaşanmış günler, bir ömür..

İş hayatının başlarında aldığım bir eğitimde; 'Hayatı inci bir kolyeye benzetin' demişlerdi. Öyle bir kolye düşünün ki, mutlu olduğunuz -küçük ya da büyük- her gün için kolyenize bir inci tanesi ekliyorsunuz. Boş, anlamsız, sebepsiz geçirdiğiniz günler içinse bir boşluk, sahte plastik kolye tanecikleri diziverin kolyenize.. Ve bir gün dönüp de geriye baktığınızda, eğer ki incilerle dolu bir kolyeniz varsa, işte o sizin dolu dolu geçen hayatınızdır..

Hep plan yapıyoruz, hep program, hep bir hesap, gelecekteki mutluluklar, havadaki bulut, daldaki kuş ! Ama birşeyleri kaçırıyoruz farkında olmadan.. Şu anı !..

Maddeye teslim olmuşuz, madde yönetiyor çoğumuzu.. Daha büyük bir ev, bir üst model araba ya da başkalarında görüp de hiç aklımızda yokken artık tek amacımız haline gelen küçük, sanal mutluluklar !

Aman ne mutluluk !! Bir ömür boyu çalış, çabala, ömrünü nakde çevir, ne için ? Yaşlandığında huzurlu, mutlu ve rahat günler geçirmek için.. Sen koca hayatı heba et, sevdiklerine kısıtlı ve sözde kaliteli zaman ayır, aileni, arkadaşlarını ve daha da önemlisi kendini ihmal et, sonra da ömrünün fiziksel ve zihinsel anlamda yavaşlama devresinde mutlu olmaya çalış.. Peki ne oldu geçen yıllara ?..

Bu sabah çok mutluyum, dincim, zihnim açık.. Yukarıdaki satırlarda bir karamsarlık yok aslında, tam tersi bir heyecan, mutluluk ve uyanış gizli !.. Bugün, benim Kıyamet günüm !..