Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '22

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Saat

Saat 4’ü çoktan geçmiş 5'in elini tutuyordu

Ojeyi sabaha karşı sürmeye karar verdim. Sokak lambalarının odamın içine dolan sarı ışığında.

Vişneçürüğü rengi seçtim.

Camı açtım, içeriye ani bir nergis kokusu doldu. Habersiz gelen, en sevdiğim, gülümsetti.

Kapıda sessiz bir tıklama duydum

Bilgisayarda açık olan duygusal filmi durdurdum

Seher vakti kapımı tıklatacak yakınlıkta kimsem yoktu

Ben, kitaplarım, biten kahve fincanım, beklemeyi unuttuğum sen bir de ayaklarıma dolanan kediler…

Bugün vardı ama sonrası için planım hiç yoktu. Plan yapmadım, planlar beni yoruyordu. Beklentilerse planların uzantısı oluyordu, beklemiyordum da.

Bir daha tıklandı kapı

Üzerimdeki dizi çıkmış pijamaya aldırmadan, henüz kurumamış ojelerimle kapıyı açtım

Sokak lambasının loş ışığı yüzünü aydınlatmaya yetmiyordu, belli belirsiz.

Sesini unutmaya yüz tuttuğum biri omuzlarından ihanet akarak içeri girdi

 “Susadım. Su var mı?” çıktı ağzından ilk.

Mutfağa yöneldim.    “Soğuk mu istersin?”
“Hıhı.”

Dolaptan içinde her daim limon olan cam sürahimi çıkardım. Suyun içindeki limon tadını severim.

Raftaki bardağa uzandım.

Bardağı mermer tezgaha yavaşça bıraktım

Bileğimde her daim duran siyah lastik tokamla ensemden omuzlara inmekte olan saçlarımı tepemde topladım

Yüzüne baktım, bardağı uzattım.

Suyu tek nefeste içti.

Beklediğim konuşma yolda sandım

Derin bir nefes aldı.

Ellerini sakallarında uzunca gezdirdi.

“Ateşin var mı?” dedi.

Tezgahın üstündeki gümüş rengi çakmağı uzattım

Gümüş rengi çakmak uzun, ince parmaklarından yere düşünce irkildim

Ojeyi devirdim.

Bembeyaz masanın üstü vişneçürüğü oldu

“Müzeyyen” dedi ve durdu.

Bu hali beni çıldırtıyordu. Ben avaz avazken karşımda ihtişamlı bir sakinlikle oturması

“Müzeyyen, yeter!” dedi.

Kafamı kaldırdım, gözlerine baktım. Çok içine baktım.

“Neden?” demek geldi içimden, diyemedim.

Kapıyı çarpıp gitti.

Kulağımda anlamsız bir çınlama, boş bir uğultu, havada kalan cümleler, avaz avaz bir sessizlik…

Özensiz, ayaküstü sohbetler, sarhoş sevişmeler gibi…

Sanki bir daha asla olmayacakmış gibi

Haksız da değildik. Bazen olmazdı...

Mutfakta oje ve nergis kokusu birbirine karıştı.

Artık saatin neyi geçip geçmediğinin hiçbir önemi yoktu, ben benden geçmişken…

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 57
: 189
Kayıt tarihi
: 15.11.17
 
 

Süleyman Demirel Üniversitesi Halkla İlişkiler - Anadolu Üniversitesi İşletme  Köşe Yazarı/Blogge..