- Kategori
- Edebiyat
Sabahattin Ali Paneli
“Hey bir zaman bakıp bakıp
Seyrine doyamadığım!
Şimdi gurbette bırakıp
Sesini duyamadığım!”
Sabahattin Ali
“Aydın, çabası hâkim sınıfça suç sayılan kimsedir.”
Jean Paul Sarte
Mor, öğretmen okullarının rengiydi. Mor şeritli şapkalar giydik. Büyüklerimizi saydık, küçüklerimizi sevdik! Okullarımızda okuma, yazma, şiir ve sanat sevgisi edindik. M. Sunullah Arısoy’un Karapürçek romanını, Mahmut Makal’ın Bizim Köy’ünü ve Memet Türkkan’ın Güneşin Katli’ni okuduk. İdealist bir ruhla yetiştirildik. Güzel Türkçemizi, bayrağımızı, Atatürk’ümüzü ve yurdumuzu sevdik! Nokta kadar çıkar için virgül kadar eğilmedik!
İlköğretmen okullarımızda öğretmen kimliğiyle yetiştirildik. 68 kuşağından olmanın çilesine koşut onurunu yaşadık! Edindiklerimizi, öğrencilerimize ve halkımıza aktarmak ve onları yetiştirmek için gecemizi gündüzümüze kattık. Jean Paul Sartre’nin tanımlamasına özdeşik: “Aydın, çabası hâkim sınıfça suç sayılan kimse…” olduk. Bir yaşam yolculuğundaki çaba ve çalışmalarımız, egemen çevreleri ürküttü! Onların sincice karşı eylemleriyle sürüldük, kıyıldık! Kızımın: “Yine mi taşınacağız Baba? ” sorularına yanıt vermekte zorlandım! Yıllarca sürgünlerde kaldık. Sonrasında dönüş oldu. Ne ki kırıldık ama eğilmedik. Görev bilinciyle hiçbir zaman yüreğimizden sevgiyi eksiltmedik!
***
Medya ortamında bir panelin duyurusu doğrultusunda 18 Mayıs 2019 Cumartesi günü Beşiktaş Leman Kültür Merkezi Sinema Salonu’na adımımı attım ve Cafer Akyol Öğretmenin yanındaki koltuğa oturdum.
Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneği´nin düzenlemiş olduğu panelde alanlarında uzman şair ve yazarların Sabahattin Ali´yi sanatseverlerle birlikte anmak amaçlı masada yerlerini aldıkları gözlerime ulaştı.
Anılan Derneğin Başkanı Uğraştaşım Mürsel Adıgüzel, özgün bir konuşma yaptı. Neleri mi dedi? Kimilerini aktarayım:
“Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneği yönetimince düzenlemiş bulunduğumuz “ Sabahattin Ali Bizimle” konulu panelimize katılımınızdan ötürü onur duyduk. Bu onur için sizlere şahsım ve yönetim kurulu adına hoş geldiniz diyor, sevgiler ve saygılar sunuyorum.
Yönetim Kurulu Sekreteri Sayın Hikmet Işık Cankat’ın Moderatörlüğünde, edebiyatımızda iz bırakanlardan Şair ve Yazar Sabahattin Ali ile ilgili panelde görev almış bulunan değerli panelistleri sizlere tanıtmaktan onur duymaktayım.
Sayın Metin Kaya, Sayın Osman Balcıgil, Sayın Benen Çetindağ, ve Sayın İsmail Aydoğmuş görüş ve düşüncelerini bizimle paylaşacaklar.
Değerli katılımcılar, sizlere Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derneğinin dünü ve bugünü hakkında kısa bir bilgi demeti sunmak istiyorum.
Amacımız; Türkiye genelinde edebiyata gönül vermiş kişileri ve yaptıkları çalışmaları topluma aktarmak ve tanıtmaktır. Amacımız doğrultusunda, üyelerimizin bilgi dağarcıklarını zenginleştirmek, yazmış oldukları eserleri değerlendirmek ve yapmış oldukları çalışmanın altına imzamızı atmak...
2011-2012 döneminde, atölye çalışmaları katılanların haricinde, facebook üzerinden atölye çalışmalarımızı paylaşarak, bu çalışmalarımıza internet üzerinden çok sayıda şairin katılımını da sağlamış olduk.
İki yılda kırk değişik konularda çalışmalar yaptık. Bu önemli çalışmanın toplumda yer bulması için çalışmamızı kitap haline getirdik. 434 sayfalık bir kitaba dönüştürdük. Bu tür etkinliğimiz, devam edecektir.
Panelistlerimize başarılar dilerken bizi yalnız bırakmadığınız için siz dinleyicilerimize teşekkür ediyor, sevgiler ve saygılar sunuyorum.”
***
Hikmet Işık Cankat yönetiminde Uğraştaşım Metin Kaya; Sabahattin Ali’yi hazırlığı doğrultusunda vurgulu tümcelerle dinleyicilere aktardı.
Benen Çetindağ, kadın ağırlıklı anlatımla Sabahattin Ali konusunda değerlendirmede bulundu.
Uzun hazırlık yaptığı kolayca anlaşılan İsmail Aydoğmuş, Sabahattin Ali’nin kitaplarına değindi. Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan ve Kürk Mantolu Madonna adlı yapıtlarını sınırlı zaman diliminde önemli açıklamalarla sundu.
Osman Balcıgil, konusuna egemen bir yaklaşımla; Sabahattin Ali’yi kaybedeli 71 yıl olduğunu belirterek öğrencilik yıllarında kitaplarda Sabahattin Ali ve Nazım hikmet’i okumadıklarını söyledi. Aydın olmanın önemine değindi. Aydının özel yanı vardır, diyerek aydının sürekli daha iyiyi aradığı konusunda akla yatkın açıklamalar yaptı. Benim aydınım, Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet’tir, dedi..
Yöneltilen sorulara verilen yanıtlar sonrasında panel noktalandı. Nazım’a dönüş yaparak yazımı anlamlı bir şiiriyle sonlandırıyorum:
“Çok yorgunum, beni bekleme kaptan,
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman,
Beni o limana çıkaramazsın.”
NH
*