Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Sabahattin Kudret Aksal'ın Öyküleri Üzerine Bir Deneme II

Sabahattin Kudret Aksal'ın Öyküleri Üzerine Bir Deneme II
 

Sabahattin Kudret Aksal


Sabahattin Kudret Aksal’ın ilk şiirlerinden 1938’de ‘’Varlık’’ ve ‘’İnsan’’ dergilerinde yayınladı. İlk şiiri ‘’Biri Var’’

İlk şiir kitabı da ‘’Şarkılı Kahve’’dir.(6) ‘’Varlık’’ dergisinin önce okurlarından biri oldum. Lise öğrencisiydim o sıralarda . Varlık memleketimizin en kalburüstü dergilerinden biri, hatta birincisi durumunda idi. Sonra aradan beş altı yıl geçtikten sonra ancak, yazarları arasına katıldım. Şiirlerimin çoğunluğu, bir kısım öykülerini ‘’Varlık’’ta yayınladım.Yine beş altı yıl kadar bir süre aralıksız olarak ‘’Varlık’’ta tiyatro eleştirileri yayınladım. (7) Her alanda eser veren Aksal şiir ve tiyatro alanında ünlenmiştir.İlk şiirlerinde Orhan Veli etkisi görülse de son şiirlerinde kendine has ayrı bir tarz oluşturmuştur. Aksal’ın kendine özgü bir şiirselliği vardır. Günlük yaşamın görüntülerini kendi dünyası içinde, kendi imaj ve hayalleri ile sunan Aksal, kendi dünyasında yaşayan içine kapalı insanların mutlu yüzlerini bize sunmuştur . Dili ustaca kullanan Aksal son şiirlerinde felsefe ve büyük ölçüde gizeme yer vererek insanın dünyadaki yerini, önemini arayan ve insana ağırlık veren şiirler yazdı.

‘’Tiyatro ve öyküde şiirin ölçülerini daha çok öne almışımdır’’. (8) diyen Aksal gerçektende tiyatro ve öykü metinlerinde kullandığı kelimeler şiirsel bir hava taşır. Öykülerinde küçük insanların dünyalarını , oyunlarında ise aile içi çatışmalarını yansıtır.

C)EDEBİ ŞAHSİYETİ

1) Şiir Anlayışı ve Şairliği : Sabahattin Kudret Aksal, eserlerinde daima dil üzerinde durmuş ve buna önem vermiştir. Yetkinliğe ulaşma çabası onun dil üzerinde titiz davranmasına yol açmıştır.Şiirlerinde kimi zaman şiirinin özünü kimi zaman da şiirde biçimi öne aldığı görülür.Kendine özgü bir şiir yaratma peşinde olduğu için daima şiirini yenileyen Aksal, ‘’Şiirin bir düşünceyi, bir duyguyu, en güçlü biçimi ile veren sanat ‘’ olduğunu söyleyerek şiirde biçime daha çok önem verdiği gözlerden kaçmaz .

‘’Şiirin dilini öğrenmek , ana dilin içinde bir yabancı dil öğrenmek gibidir’’(9) diyen Aksal , şiir dilinin zorluğunun önemini vurgulayarak , onu öğrenmek için zorlu bir çaba gerektiğini söylemek ister . Şiirinde bir matematik düzeni görülür . Titizlikle seçilen kelimeler öyle ustaca konmuştur ki bir çarpıklık, bir karmaşa şiirinde görülmez.Sözsel bir dizgiye ulaşarak şiirindeki ahengi üst seviyelere çıkarır.Şiirlerine hakim olan küçük insanların yalnızlık duygularıdır. Sanki sonsuzluğun sessizliğinden gelen bir sitemin, ortaya çıkılmasına izin verilmeyen bir acının olduğu derinlerden duyulur.Bir arayış içinde olan Aksal , evrendeki olayları kendince yorumlayıp, kıyıda köşede , en uçta en dipte kalmış konuları dile dönüştürerek şiirini aktarır. Şiirinin temeli evrende tek başına kalmış yalnız, çekingen kendine özgü düşüncesi ve felsefesi olan insandır.Bunun için şiirlerinde tutukluk, kısırlık, tekillik yoktur.

‘’Ahmet Muhip Dranas, beni şiir yazmaya, özendiren birkaç ozandan biridir’’(10) diyen Aksal’ın ayrıca onu etkileyenler arasında Orhan Veli , Cahit Sıtkı, Tanpınar vardır. Bu etkilenmeler arasında kendini bulan Aksal gün ışığının getirdiği yaşam sevincini sever. Yaşamın her anını insanlarla yaşamak isteyen , bu insanların sevinçlerini, mutluluklarını, tebessümlerini diğer insanlara iletmek isteyen Aksal , yalnızlık duygusunu ‘’gece ‘’ yle birlikte işlemiştir.Yalnızlığı , kimsesizliği, tedirginlikleri ‘’gece’’yle bağdaştırır.Düşsel bir dünya isteği, sakin yaşama düşüncesi şiirlerinde görülür.

‘’Sabahattin Kudret Aksal’ın şiir dünyası , duyu ile, algılamadan bakma ile elde edilen izlenimler temelinde kurulmuş idea’lardan oluşur.’’(11)

‘’Sabahattin Kudret Aksal ise, yorgun kuşağın bu usta virtüözü, ölüm, hüzün, anılar, gölgeler, ay, güneş, gök tuzağına yakalanmış hep bir örnek sürüp giden bir kuyumculuğa döndürdü şiirini.’’ (12) Şiirleri görünürdeki sert kırılmayan bir taş kütlesinin altından yumuşak bir şekilde akan , güneşin sabah doğuşundaki anı gibi güzel olan bu yumuşak akıntı okuyanın içine sıcaklık ve ferahlık verir.

Özetle, Aksal’ın şiiri parlak imgelerle zengin çağrışımlar uyandıran değişik biçimlerle sunulabilen, dize-ahenk-eda-sınırlılık-ses-simge gibi birimlerle oluşturulabilen bir ses birikimidir.

 
Toplam blog
: 48
: 444
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Göktu Kara (1978-( Ozan) Toplumsal yaşantıyı düş-yaşantısıyla birleştirerek bu alanda diğer ozanl..