- Kategori
- Tarih
Sabredin! Bölgemizdeki 100 yıl savaşlarının kaldı 60 yılı...
Bu yazı Şemdinli şehitlerimize ithaf olunur.
Ülkemizde 1975 yılı civarlarında sağ-sol, Alevi-Sünni çatışmaları, Asala terörü başladı. 1980 yılına kadar binlerce yurttaşımızı kaybettik.
Aynı dönemde Lübnan iç savaşı, Arap-İsrail savaşları sürüyor, her gün yüzlerce kişi ölüyordu.
1980 yılında Irak-İran savaşı başladı. 8 yıl süren savaş 1988 Ağustosunda sona erdi. Yüzbinlerce insan öldü, yüzmilyarlarca dolar kaynak heba edildi.
Birbirine kırdırtılan 2 ülke ve halkları Dünyanın en zengin petrol kaynaklarına sahipti. Bu kaynaklar kendilerine yar edilmeyecekti.
İran-Irak savaşı sona erdi, bu kez Irak Kuveyt’e saldırtıldı.
Yine petrol kaynaklarına sahip 2 ülke birbirine kırdırtıldı. ABD ve piyonlarınca kurtarılan Kuveyt batılı emperyalistlerin himayesine alındı.
Kuveyt’e saldırtılan Irak’ın hesabı ayrıca görülecekti. Daha önce yapılacak başka işler vardı.
Önce Sosyalizm çökertildi.
Sonra sosyalist devletlerde mikro milliyetçilikler körüklendi, çatıştırıldı, Devletler bölündü.
Sovyetler Birliği, Yugoslavya, Çekoslavakya un ufak edildi, onlarca yeni devlet teşekkül ettirildi.
Batılı emperyalistler hedef ülkeleri bölüp parçalayıp yutacaklardı.
Ve sıra petrol bölgesine, Ortadoğu’ya geliyordu.
Bir BOP haritası yayınladılar. Bölgedeki ülkeler tıpkı Balkanlar’da, Doğu Avrupa’da ve Kafkaslarda olduğu gibi un ufak edilecek, öte yandan Atatürk’le başlayan, sosyalist fikirlerle paralel olarak yükselişe geçen ve Abdülnasır, Hafız Esat, Yaser Arafat, Saddam Hüseyin, Kaddafi gibi laik yöneticilerce Arap alemine benimsetilmeye başlanan laiklik, yobazlığa ve ortaçağ karanlığına boğdurulacaktı.
Emperyalistler 2003 yılı başında Irak’a var güçleriyle çullandılar. Taş taş üstünde komadılar. Diğer yandan mezhep ve etnik ayrışmaları körükleyip çatışmaya dönüştürdüler, Ülkeyi Şii, Sünni ve Kürt bölgelerine ayırdılar.
İç çatışmaların ise ilanihaye sürmesi gerekiyordu. O gün bu gündür, Irak’ta oluk oluk kan akıyor.
Komşu ülkelerin bu saldırılardan nasiplerini almaları gecikmeyecekti.
Sırada Suriye vardı.
Mezhep ayrılıkları temelinde örgütlenen çetelerle başlatılan savaştan sınır komşusu Türkiye olarak etkilenmememiz beklenemezdi.
Suriye’de cepheleştirilip çatıştırılan PKK, IŞİD vb. piyonlar BOP haritalarında ufalanan ülkeler arasında yer verilen Ülkemize de saldırtılıyor, onbinlerce yurttaşımız can veriyordu. Bu arada FETÖ misali Ülkemize özel çeteler de imal ediliyor Devletimize saldırtılıyordu.
Bu şiddet sarmalı devam ediyor.
Saldırılar şekil değiştiriyor, büyüyor, can kayıpları arttıkça artıyor.
Son bir yıl içinde binlerle ifade edilen sayıda şehit verdik, onbinlerle ifade edilebilecek sayıda terörist yaşamını yitirdi.
Hikayeyi, aklımın ermeye başladığı 1975’lerden başlattım, tamamını kendi tanıklığımdan özetlemeye çalıştım.
Bugün 2016 yılı sonlarındayız.
Bu savaş, gözlerimin önünde tam 41 yıldır devam ediyor.
Süreç içinde taraflar arttı, yeni ittifaklar ve cepheleşmeler oluştu, çatışmaların içindeki ve arkasındaki güçler çeşitlendi, rolleri değişti.
Amerika, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa, Almanya, İran, Suudi Arabistan, Katar, …
Bu ülkelerin birbirine kırdırttığı piyonlar, mezhepler, etnik topluluklar, çeteler…
Maruz kaldığımız saldırılar bu büyük resmin şahit olduğumuz ayrıntılarından ibaret.
Süren terör saldırılarında ne çok tanıdığım öldü. Kaç kez yanıbaşımızda patlayan bombalardan şans eseri kurtulduk. Yaşıtlarım arasında bu türden tanıklıkları olmayan kimse kaldı mı, emin değilim…
Tarihte yüzyıl savaşları adıyla tarif edilen büyük çatışma dönemleri vardır. Avrupa’da 1337-1453 yılları arasında devam eden hanedan-feodalite savaşları bu türdendir.
Anadolu’da Celali İsyanları da benzer uzunlukta çatışma ve istikrarsızlığa işaret eder.
Günümüzde süren ve yukarıda özetlemeye çalıştığım Ülkemizde ve Ortadoğu’da yanı başımızda süren çatışmaları da 40 yılı aşkın süredir bizzat gözlemledim, gözlemledik…
E bu savaş biter mi?
Bitmez.
Bölgedeki petrol, doğalgaz vb. kaynaklar tükenmeden bu savaş bitmez. Belki de bölgemizdeki yüzyıl savaşlarının daha başlarındayız.
Yüzyıl savaşlarının ortasına düştüysek, kaba bir hesapla, bu terör belasında kurtulmamız için önümüzde yaklaşık 60 yıllık süre kaldı.
Terörün, çatışmaların, savaşların verdiği bıkkınlıkla artık isyan etme noktasına gelmiş kardeşlerimin morallerini bozmak gibi olmasın ama karşımızdaki tablo da işte böyle…
Çare aranıyorsa, sorun doğru tanımlanmalı!
Kenan IŞIK