Saçma Bir Yazı; Yaşlanmak İstememek

Orta yaşlı ve gençlik arasında gelip giden ancak kendine orta yaşlılığı bir türlü yakıştıramayan insanlar vardır. Belki de birçok insan bu aşamaları yaşamıştır da kimisi itiraf edebilir, kimisi ise çevre baskısını, örf adetleri dini inanışları o kadar üzerinde hisseder ki, istemeye istemeye  de olsa çevrenin kendine verdiği role göre davranmanın gereğini yerine getirir ve yavaşça yaşlılığa adıma atar. Kim isteyerek yaşlanmak ister ki? Ama işte beden ruhla aynı hızda yaşlanmaz, yaşlanmayan ruh ve arzular genellikle bedenin kendine attığı müthiş çalımla yaşlılığın acı yüzüyle karşı karşıya kalır.

Günümüz insanın hedefleri o denli büyüktür ki; bir ev, lüks araba daha lüks yaşantılar. Onlara sahip olmazsanız taze bedenlere dokunamazsınız. Kocaman bir burnunuz, saçma sapan bir şiveyle İstanbul hanımefendisi genç bir dilberin gönlünü ancak Ali Ağaoğlu iseniz kazanabilirsiniz.

Şeyh Nefzavi genç bir kadınla birlikte olan birinin genlik iksiri içmişçesine gençleştiğini iddia eder. Doğruluk payı olabilir, beden olarak daha fazla yorulmaları gerekse de genç kızlarla birlikte olan adamlarda saçlarda boya, günlük tıraş ile yaşlılık belirtileri bir müddet gizlenebilse de bu belki de vücudun daha fazla çalışması, toksinlerin atılması sebebiyledir. Eşler birbirine benzer, ya tamamlar,  ya da tamamı eksiltir. Uzun süre birlikte yaşayan insanların birbirlerini andırdıkları söylenegelmiştir. Ecevit çifti bu birbirine benzemeye en bariz örnektir. Aynı şekilde de Demirel çifti de neredeyse tek yumurta ikizi gibi birbirine benzerdi. Eşler uzun zaman bir arada yaşadıklarında birbirlerine çok benzerler. Genç bir hanımla evlenen bir adamın daha gençleşme arzusunun kökeninde birden çok neden olabilir. Öncelikle ölümden korkan insan dünyaya daha fazla bağlanma arzusunu yerine getirmiş olur. Ölümden kaçabilir. Biyolojik ihtiyaç olabilir, en nihayetinde bitkilerin en güzel halleri nasıl ki, yeni filiz verdikleri zaman ise genç olanlar da muhtemeldir ki, kokuları,  tazelikleri ve dirilikleriyle insanı daha cezbeden bir yapıda olması sebebiyle de olabilir. Aynı zamanda her beden her yaşta farklı hormonlar sergiler, doğal olarak da salgılanan hormonlar ve bu hormonların sebep olduğu tam olarak isimlendiremediğim ancak elektromanyetik etkileri farklı olabilir.

Sebep ne olursa olsun; insanlar farklı zamanda farklı şeyler algılamaya başlıyorlar. Yaş bu konuda önemli bir dönüm noktası denebilir. Genç olanlar yaşlanmam zannediyor, yaşlananlar da ölmemek için daha genç hanımlarla birlikte olmayı başarabilirlerse ölmeyeceğim zannediyor. Daha fakir olanlar ise susuzluğunu Tolstoy’un deyişiyle yerdeki su birikintisinden gideriyor. Çağ her türlü şeyi görmek ve ona ulaşmak isteyen insanın zindanı…