Sağlık aldatmacaları…

Kime sorarsanız sorun “en önemli şey sağlık” der. Yönetildiğimiz rejimin olmazsa olmaz kurallarından biri de devletin vatandaş sağlığından sorumlu olduğudur. Her iktidara gelmek isteyen parti seçim vaatleri arasında sağlık hizmetlerinin iyileştirileceğinden söz eder. Mevcut iktidarın da seçim vaatleri arasında önemli bir yeri sağlık konusu almıştı.

“Almıştı” diyorum; Çünkü verilen sözler ile gelinen nokta arasındaki fark maalesef siyah ile beyaz arasındaki kadar. 2002 öncesi hastahane önündeki kuyrukları seçim gezilerinde konu edip yokedeceğini vadetmişti bu günkü iktidar. Sabah saat yedi gibi devlet hastahanelerinin önüne giderseniz, değişen bir şey olmadığını görürsünüz.

Ben İzmirde yaşıyorum. Buradaki sağlık imkanları birçok şehrimize göre kıyaslanmıyacak kadar iyidir. Burası böyle ise başka yerleri düşünmek dahi insanın içini acıtıyor.

Bu sabah Ege üniversitesi hastahanesine telefon ettim. Amacım, gastroenternoloji – bağırsak bölümünden eşim için randevu almaktı. En yakın tarih olarak 17 / haziranı önerdiler. Peki o zamana kadar “allah korusun” ya bir şey olsa? Başka bazı dallarda bekleme süresi altı aya kadar çıkıyor.

İşte iktidarın halk sağlığı anlayışı bu. Paran varsa git özel hastanelere. Yoksa??? Yoksa öl. Nasıl olsa sayın başbakan herkeze üç çocuk talimatı verdi, yenisi gelir.

Birkaç yıl evvel, Karşıyaka devlet hastahanesi bir uygulama başlatmıştı. Sabah 9, gece 24 arası hizmet. İki vardiya halinde çalışıyordu personel. Birde telefonla randevu alınıyordu. Kuyruk yok denecek kadar azalmıştı. Polikliniklerin olduğu birinci kat Kemeraltı çarşısı görüntüsünden kutulmuştu. İnsanlar mutluydu. Sonradan bu uygulamayı kaldırdılar. Muhakkak bazı sebepleri vardır. Ama hiçbir sebep insanların mutluluğunu elinden almamalıdır.

Aile hekimliği, konusuda ayrı bir komedi. Sağlık ocağı doktor ve personeli, Allah razı olsun çok iyi niyetle çalışıyorlar. Ama imkanları ve yetkileri sınırlı. Neden habire Amerikayı yeniden keşfetmeye çalışırız anlamıyorum. Gelişmiş ülkelerdeki gibi sağlık ocaklarının imkan ve yetkilerini çoğaltırsın, ayakta tedavi, her türlü tahlil, tanı işlerini yapar. Hastanın yatması gerekiyorsa hastane ile görüşür, sevkeder. Hastahane tedaviye yatılı devam eder. Bu işlerin para gerektirdiğini biliyorum. Olur olmaz yerlere savrulan paraları gördükçe, böyle bir mazeret de kabul edilir olmaktan çıkıyor.

Sonuç olarak benim gördüğüm, iktidar toplum sağlığı için gereken önemi vermiyor. Beni yalancı çıkartmak istiyorlarsa kaldırsınlar kuyrukları. Türkiye’ye yakışmıyor.

Esen kalın. 03/04/2009