Şair olma hali

Akşamın oluşundaki hüznü, Ahmet Haşim'den daha iyi kim ifade eder ki? Şiirlerin yalnız ve acılı prensidir o. Son yıllarda okumasamda ben hep sevmişimdir Ahmet Haşim'i.

Dizelerle hayat bulan şiirler denince akla hemen erkek şairler gelir. Kadın şairler daha az olduklarından değil elbette. Nedendir bilinmez ama bu hep böyle olmuştur. Kadın şairlere bir örnek vermek gerekirse, Sezen Aksu, günümüzün en büyük ozanlarındandır aslında. Şarkılarında her zaman müziğin önüne geçmiştir sözcükleri çünkü.... 

Şiir yazmanın ruhunda; duygular, özlemler, hasretler, acılar ve de aşklar vardır. En katı veya sert şiirde bile bir hasret  veya acının türlü halleri vardır. Akşamın günden ayrılıp, geceye yatması, güneşin kayıplara karışması neler hissettirmez ki bir şaire. Yüreklere şiirler yansır. Başka başka ağızlarda, sevgilerde şiirleri duyumsayanlar da şairin duygularını paylaşır. Böylece evrenselleşir.

Şiiri sevmek her şeye biraz daha fazla özen göstermektir aslında. Bir çok şeyi önemseyip, küçücük kelebeği taşımaktır satırlara. Bazen hayata dayanmak için güç olur. Ahmet Arif'in 'Karanfil kokan cıgarası' gibi, veya 'Saçlarına yıldız düşmüş koparma anne' derken Nevzat Çelik, beyaz bir tel saçı nasıl güzel betimlemiş.

İşte şiir anlatmak istediklerimizi en güzel ruha dokunan bir biçimde bizi anlatır. Bu şiirin kendisidir...