Sakarya'da doğalgaz kullananlar Allah'a emanet...

Bir bebek ölmüş; sebebi, 'doğalgazdan sızan gaz sonucu zehirlenerek ...' denmişti.

Bunun üzerine harekete geçen il hıfzısıhha kurulu 8 bin 200 konutun bulunduğu bölgede yaptığı araştırma neticesinde bacalarda sorun olduğunu tespit etmişti.

"Zararın neresinden..." düşüncesiyle, geç de olsa çözüm bulunması sevindiriciydi.

Artık bütün konutlarda; dış ortama açılabilen (Balkon gibi) herhangi bir mekana monte edilebilen, ortamdaki havayı tüketmediği ve baca çekiş problemi olmadığı bilinen fanlı hermetik tip kombiler kullanılacaktı.
Değişim için ise 1 Ekim tarihine kadar süre verilmişti.

Derken... ('Uzatmayalım' anlamında kullanılmıştır)

Durum AGDAŞ genel müdürüne soruldu. O da her zamanki gibi topu taca atmayı başardı ve "Toplantı var. Şu anda açıklama yapamam" dedi.
Bunun meali de, 'ben bilmem, bilemem hatta anlamam' dır.

Geçiniz...

Son olarak; bayındırlık ve iskan müdürlüğünde, ilgili bakanlığın yapı işleri genel müdürlüğünden geldiği söylenen heyet, hıfzısıhha kurulunun kararından vazgeçerek, 'herkes kendi imkanlarıyla önlem alsın' demiş.
Kısacası, 'sizinle mi uğraşacağız, başınızın çaresine bakın' demektir.

Soru-yorum:

Hani tehlikeliydi?
Hani bu sebepten bir bebek hayatını kaybetmişti?
Hani bu ölümlere her an bir yenisi, bir yenisi daha eklenebilirdi?

Bu karar neyin nesi?
Birinizin 'elma', diğeriniz 'alma' diyor, neden?

Azraille anlaşma mı imzaladınız, 'çağırmadan gelmeyecek' mi?

Bacaları konut sahipleri kendileri mi yapmıştı, kombileri kendileri takıp, doğalgazı kendileri mi bağlamıştı da şimdi herkes kendi imkanlarıyla önlem alacaktı?

Bu konutların kontrolörlüğünü, kabulünü, 'olur'unu bakanlığın belirlediği firmalar yaptığına göre:

Kimdi bu firmalar, kimin nesi kimin fesiydi?
Neredeler?
Hiç araştırdınız mı?

Bu ülkede hep mi yapanın yaptığı yanına kar kalacak?

Bundan böyle; 8 bin 200 konutun bulunduğu bu bölgede yaşanacak her doğalgaz faciasının sorumlusu alınan son karardaki imza sahipleridir.