Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '17

 
Kategori
Anılar
 

Sakine Hocam

Sakine Hocam
 

1'den 5'e kadar köyümde okuduktan sonra, 6-8. sınıfları okumak için, köyümüzden yaklaşık 8 km uzaktaki şeker fabrikası yerleşkesinde yer alan Şeker İlköğretim Okulunda devam ettik. Köyden taşımalı olara gidip geldik. 
 
Şeker İlköğretim Okulu'na fabrika lojmanlarında kalan memurların çocukları, köy yerinde okul bulunmayan yakın köylerin çocukları ve biz gibi köylerinde ilköğretimin ikinci kademesi olmayan yakın köylerin çocukları gelirdi.
 
Şeker İlköğretim Okulu, başarı anlamında olmasa da, benim için çok şeylerin başlangıç yeridir. Farklılık gibi, çoğunluk gibi, başarısızlık gibi, dostlukların başlangıcı gibi, platonik aşklar gibi, aşk acıları gibi, eğlenceli zamanlar gibi... Platonik aşklarım eskidir, ta ilkokul yıllarıma kadar gider; ama en anlamlısını Şeker'de yaşadım diyebilirim. Bunu bir yazımda anlatmıştım; okumak isteyenler için yazının linkini vereyim: https://mustfyildirim.wordpress.com/2016/10/31/platonik-asklarimdan-biri/
 
Şeker'deki unutulmazlarımdan biri de, Sakina Hoca'dır.
 
*
 
Sakine Hoca... Matematik öğretmenimizdi. Eşi, şeker fabrikasının doktoruydu. Lojmanlarda kalırlardı. kendisi biraz zaman(Ne kadar olduğunu bilemiyorum) ilçe milli eğitim müdürlüğü yapmıştı. Biz Şeker'e başladığımızda ise öğretmenliğe dönmüş, bizi okutmaya başlamıştı.
 
Sakine Hoca, demokrat, lâik, modern ve Atatürkçüydü... Disiplinli bir öğretmendi. Başarıya ve kaliteye çok önem verirdi. Derste çok sertti. Ciddi ciddi işlerdi dersleri. Çok korkardım derslerinde. Sıkılır ve boğulurdum. Tahtaya falan kaldırır, örnek soruları çözmemi ister diye ödüm kopardı. Sınıfın en haylaz öğrencileri bile Sakine Hoca'nın dersinde kuzu kesilirdi.
 
Sakine Hoca... Not yönünden de çok kısıtlıydı. Cimriydi, demeyeyim de, ona yakın bir şeydi. Sınıfta 45'in üzerinde not alan 5-6 kişiyi geçmezdi. Sınıf mevcudu 45'ti zamanımızda. Yani, 40 öğrenci 45'in altında not alırdı. Onlardan biri de tabii ki bendim. Genelde 35-40 civarı notlar alırdım. Bu notlar bile sınıfın geneline göre iyiydi. Ve, Allah'ı var ki, Sakine Hocam bunu bile başarı sayardı; karneme Matematik notumu hep iki olarak düşürürdü.
 
*
 
Halkın matematikten anladığı toplama-çıkarma-çarpma-bölmedir; yani dört işlemdir. 'Matematikle aram iyi değildir' 'Matematiğe pek kafam basmaz' dediğimde, halktan insanların akıllarına hemen bakkal matematiği gelir, ondan yoksunum sanırlar. Halbuki kastettiğim cebirsel, virgüllü, x'li mixli, cos'lu küslü matematiktir. Bakkal matematiğinde falan çok iyiyimdir ayrıca. 
 
Matematiğe karşı pek ilgim yoktur, bun kabul ederim..Ortaokuldaki bu içler acısı not durumumun sebebi ise, bence daha çok psikolojiktir; korkardık, tırsardık, Sakine Hoca'nın disiplinli ders işleyişinden...
 
6. sınıfın ilk dönemin Matematik dersim karneme 1 düştü. 6. sınıfın ikinci döneminde haylaz arkadaşlara uyup haylazlığa vurmuş, derslerden el etek çekmiştim. Matematik dersinin son yazılısından 0 almıştım. Tabii, yerin dibine de geçmiştim o gün. 7 ve 8. sınıflarda ders notumu yükseltmiş, Sakine Hoca'nın iyice gözüne girmiştim. En yüksek notumu 8. sınıfın ilk dönemindeki ilk yazılı da aldım. Tamı tamına 48 almıştım. Benim için gerçekten bir başarıydı. Konu kareköktü. Sakine Hoca döneminde en iyi öğrendiğim konu karerkök'tür. Yazılısı bile çok keyifli geçmişti. Bir hafta sonra yazılı okunacağı gün, dedem, yani babamın babası vefat etmiş, okula gidememiştim. Anlayacağınız, zaferimin keyfini bile çıkaramamıştım.
 
,*
 
Dersleri korkulu geçse de, severdim ben Sakine Hoca'yı. Gizliden gizliye hayranlık beslerdim ona. Okulun kapanacağına yakın günler daha bir sevecen, daha bir neşeli, daha bir coşkulu olurdu sanki. Sınıftan dışarı çıkarırdı bizi, ağaçların altına gölge bir yere oturtup, şarkılar-türküler söyler, söylettirirdi. Oyunlar oynatır, halk dansları ettirirdi. 8. sınıftan mezun olacağımız günlerdi, Sakine Hocam'la beraber dışarı çıkmıştık. Kalkıp zeybek oynamıştım, pek bilmesem de. Sakine Hocanın yüzünü tebessüm ettirmiştim ve beni alkışlamıştı...
 
*
 
Sakine Hocam, biz mezun olduktan sonra, öğretmenlikten emekli olmuştu. Liseye giderken bir defa uzaktan görmüştüm, başka da göremedim. Yıllar sonra duymuştum: Kızı kanser olmuş, kızının tedavisi için uğraşırmış imiş. Umarım ve dilerim iyi olmuştur kızı.
 
Sakine hocayla dostluğum olsun isterdim, kesin iyi bir dost olurdu ondan.
 
-Mustafa Yıldırım - 03.03.2017
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..