Şampiyonluk yarışı

Süper ligin 60’ncı yılında şampiyonluk yarışında son 8 haftaya girilirken 2 ezeli rakip Beşiktaş ve F.Bahçe başbaşa kaldı. UEFA Finansal Kontrol Kurulu Yargı Komisyonunun 1 yıl süreyle Avrupa kupalarından men etmesi ile sarsılan G.Saray ise yarıştan çok erken koptu. Beşiktaş ve ezeli rakibi F.Bahçe arasında müthiş çekişme son haftalara kadar devam edecek gibi gözüküyor.

Beşiktaş 2008-2009 sezonunda Mustafa Denizli ile kazanılan şampiyonluktan sonra ilk defa bu kadar şampiyonluğa yaklaştı. Aslında son 20 yıla bakıldığında sadece 2 kez (2002-03, 2008-09) mutlu sona ulaşan Beşiktaş için şampiyonluk vakti geldi. F.Bahçe ise bu zaman zarfında 7 kez mutlu sona ulaştı. En son 2006-2007 sezonunda şampiyonluk yarışına giriştiklerinde F.Bahçe Zico ile muhteşem bir sezon geçirerek Beşiktaş’ın 9 puan önünde ipi göğüslemişti. 60 yıllık lig tarihinde F.Bahçe ile Beşiktaş 11 sezon şampiyonluk yarışına girmiş ve ilk iki sırayı tamamlamışlardır. Bunlardan 7 sezon F.Bahçe, 4 sezon Beşiktaş ilk sırayı almıştır. F.Bahçe kazandığı 19 şampiyonluğun sadece 3 (Mustafa Denizli, Aykut Kocaman ve Ersun Yanal)’ü yerli hoca 16’sı yabancı teknik adamlarla kazanılırken, Beşiktaş’ta ise sadece Mustafa Denizli ile yerli hoca olarak şampiyonluk kazanıldı. İstatiksel olarak bakıldığında F.Bahçe avantajlı gibi gözküyor, fakat 2006-2007 sezonu F.Bahçe’nin Zico ile kazandığı şampiyonluktan beri yabancı hocalar mutlu sona ulaşamıyor. Son yıllardaki yerli hoca hegomanyasının devam edip etmeyeceğini kalan 8 haftada göreceğiz.

F.Bahçe sezon başında yeni bir yapılanmaya gitti ve 2010 sezonundan beri ilk kez takımın başına yabancı bir hoca getirdi. 2010-11 sezonunda yaşanan şike olayından sonra da ilk kez yüksek maliyetli transferler yaparak sezona şampiyonluk parolası ile başladı.  Sportif direktör Giuliano Terraneo(İki gün önce görevden alındı) önderliğinde tarihinde ilk kez bir Portekizli hoca (Vitor Pereira) ile sezona başladı. Özellikle takım savunmasını öne çıkaran bir oyun anlayışı ile az gol atan ama çok zor gol yiyen bir takım hüviyetine büründü. Hücum hattında zaman zaman krizler yaşasa da orta saha oyuncuları (Mehmet Topal, Josef Souza) ve beklerin (Hasan Ali, Şener, Gökhan) üstün performansları sayesinde yarıştan kopmayarak son 8 haftaya bir maç eksiği ile liderin 4 puan gerisinde şampiyonluk şansını devam ettirerek girdi. Kadıköy’deki etkinlik deplasmanlara taşınırsa şanslarının yüksek olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Van Persie ve Fernandao’nun şu anki durumlarının çok üstüne çıkmaları gerekmektedir.

Beşiktaş ise hüsranla biten sezonun ardından West Ham United’a giden Biliç’in yerine Bursaspor’da harika bir sezon geçiren Şenol Güneş ile yarışa başladı. Futbol profesörü hemen farkını gösterdi ve sezona muhteşem bir başlangıç yaptılar. Ligimizin 18 takımlı oynanmaya başlandığı 1994-95 sezonundan bu yana tarihlerinin en iyi sezonu geçiren (20 galibiyet, 3 beraberlik ve 3 mağlubiyet ile 63 puan) Beşiktaş oynadığ futbol ile taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanıyor. F.Bahçe’ye oranla etkili hücum hattı ile golcü bir takım (57 gol, 2,2 gol ortalaması) görüntüsü çizmektedir. Beşiktaş son haftalarda biraz daha kontrollü oynayarak ilerideki gol ayakları ile sonuca gitmeye çalışıyor. Sosa ve Oğuzhan’nın performanslarının Beşiktaş için kilit nokta olduğu kanısındayım. Bir maç fazlası ile 4 puan önde olan kara kartal psikolojik üstünlüğü elinde bulunduruyor. Beşiktaş ve Şenol Güneş sezonun sonunu getirememe stresini yenebilecekler mi zaman gösterecek.

Oynadıkları futbol ile buralara hak ederek gelen bu iki büyük güzide kulübümüze şampiyonluk yarışında başarılar diliyorum. Terör olayları ile zor günler geçiren ülkemize kalan 8 haftada fair play ruhu öne çıkarılarak güzel bir şampiyonluk yarışı yaşatmaları en büyük temennimdir. Son olarak şampiyonluk şansı Beşiktaş %51, F.Bahçe %49 olarak görüyorum. Yaşasın futbol.