Kaybetmemeye alıştılar/alıştırdılar.

En son 12 Kasım 2014 tarihinde Şükrü Saracoğlu’nda dünya devi Brezilya’ya hazırlık maçında 4-0 kaybetmiştik. Bu tarihten beri hazırlık ve resmi maçlarda 13 maçtır mağlubiyet yüzü görmeyen Milli Takımımız Avrupa Şampiyonası için umut veriyor. Henüz Almanya, Fransa, İngiltere seviyesinde olmasa da Millilerimiz Euro 2016 öncesi aldığı bu 2 galibiyet ile özgüvenini tavan yaptı.

Hazırlık karşılaşması olarak baktığımızda Fatih hoca ilk 11 için çeşitli denemeler yapıyor. En radikal kararı Mehmet Topal’ın stopere çekilmesi. Serdar ve Semih’in dönüşü ile hocanın kararı nasıl olur bilemem ama Mehmet Topal bu iki maçın yıldızıydı. Takımın sorunlu bölgesi orta saha gibi gözüküyor. Selçuk 2 stoperin içine gömülü oynuyor. Ozan ise gayretli fakat yetersiz. Emre Belözoğlu bu bölge için düşünelebilir kanısındayım. Zira onun kalitesinde bir futbolcu kadro içinde gözükmüyor. Serdar takıma döndüğünde Mehmet Topal asıl bölgesine çekilmeli diye düşünüyorum. Çabuk, seri fakat hızlı oyuncu sıkıntısı çekiyoruz. Arda, Olcay, Kerim, Oğuzhan ve Hakan çabuk ama hızlı değiller. Takımın en hızlısı Volkan fakat verimlilik olarak çok kötü işler yapıyor. Hakan Çalhanoğlu ve Selçuk gibi iki duran top ustasının kötü giden bir maç için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Hakan oyun içinde çok fazla gözükmedi fakat attığı usta işi frikik gölü ile düğümü çözdü. İleri uçta oynayan Cenk’in devamlılığı yok. Burak Yılmaz’ın döndüğündeki durumu çok önemli. Zira Burak buralarda karıştırıcı özelliği ile ön plana çıkacaktır. Hücum hattında Arda, Hakan, Oğuzhan gibi fevkalade yetenekli oyunculara sahibiz. Toplu ve kollektif hücum futbolu, hele ileri çıkan iki bekimiz Gökhan ve Caner'le çok ümitvar oynadık. Fakat yine de pozisyon üretmede sıkıntılar yaşıyoruz. Savunmada sıkıntılarımız var. Arnautoviç defalarca 2’ye birle savunmamızın arkasına sarktı. İsveç maçında da aynı sıkıntıları yaşadık.

Bu iki maç gösterdiki Fatih hoca takımı %70 şekillendirmiş. Hoca, Milli Takımı dikine oynayan, kademe anlayışından ödün vermeyen, savunmayı ve yardımlaşmayı takım halinde yapan, garanti pas oynamaya özen gösteren bir takım haline getirmiş. Gelecek 10-15 senemizi götürecek bir kadro oluşturulmuş durumda. 2008 yılından beri çektiğimiz acı ve eziyet dolu yılların geride kaldığını düşünüyorum. Artık Volkan Demirel konusu kapanmalı. Şahsi görüşüm Milli Takım terk edilemeyecek kadar değerlidir. Türkiye’de futbolcuya kurulu düzenin yıkılması için gelen bu fırsat kaçırılmasın. Ayrıca Volkan Babacan, Onur ve Tolga gibi bu yükü kaldıracak çok değerli kalecilerimize haksızlık etmeyelim. Euro 2016 ve yeni milli takımımızı sabırsızlıkla bekliyorum. Zor günler geçiren ülkemiz ve milletimiz için birlik ve beraberlik zamanı.