Şampiyonluk yolunda haftaya ne olacağı belli mi?

Baharda futbolda “yatmak”, bir başkadır!.

Kasımpaşa-Beşiktaş maçı öncesi dillerden düşmeyen “yatmak”, Kasımpaşa’nın yenmesiyle havada kaldı. “Yatmak” havada kalınca, sevinen bir başka sevindi, üzülen bir başka üzüldü.

Sırada Aykut Kocaman’ın Konyaspor’u var/dı.

Konyaspor, Fenerbahçe’ye kalesini açacak, kendisi “kale fethi”ne gitmeyecekmiş!.

Oysa Aykut Kocaman, Rıza Çalımbay gibi, “yeneceğiz” dedi.

(Futbol bu, beklenmedik anlarda öyle acayip goller atılır, yenir ki...
Sözgelimi, maç, Beşiktaş’ın attığı tek golle bitseydi, sonlara doğru sahada boy gösteren Bengali Fode Koita’nın harcadığı o fırsatlara bakan ne diyecekti?
Konyaspor değil de Fenerbahçe yenseydi,  görüş birliği sağlanmasa da, “yatmak” yine havada kalacaktı.)

*****

Fenerbahçe, 3 puan alabilirdi.

Bu, olmadığı gibi, sonlara doğru eldeki bir puan da gitti. Öyle ki Fenerbahçe, daha ilk dakikanın bitiminde şaşırdı kaldı!. Çünkü yardımcı hakem Bahattin Durak, önündeki ofsaytı “es” geçti, gidene “Dur” diyeceğine “Yürü” dedi. Ardından Konyaspor’un golü geldi. Gol, güzel olmasına güzel de, Bahattin Durak’ın ve daha öncesine bakılırsa, Cüneyt Çakır’ın “hediyesi” oldu.  

Beklenmedik anda öne geçme, bu sezon iyi futbol oynayan Konyaspor’a daha bir güç verdi. Ancak Fenerbahçe, Aykut Kocaman’ın deyişiyle, “çok istekliydi”, Konyaspor’u “kendi sahasına itti”... Üstelik, “maçın başında gelen gol" Konyaspor’un “oyun ritmini bozdu”.

Sonuç?

Kazanan Aykut Kocaman, yitiren Pereira oldu.

Fenerbahçe’yle ilgili söylenecekler belli:

Ayağa gelen fırsatların devamı sürekli gelecekmiş gibi harcandığı...

Rakip kaleye etkili gitmenin yetersizliği...

Pereira’nın futbolcu tercihlerinin oyunun gidişine uygun olmadığı...

Pereira’ya arka çıkanların giderek azaldığı...

Ancak...

İkiyüzlülük, dünü/ dün söylenenleri unutturduğu, olumlu bir gelişmeyle sorunların ertelendiği düşünüldüğünde, gidiş, “Haftaya ne olacağı belli mi ki?” demeyi gerektiriyor.

*****

Sona doğru...

Futbol, öyle bir havaya girdi ki, sadece Beşiktaş ile Fenerbahçe var.

Her giden ya da gelmeyen “1 puan”, “3 puan”, haftalar kısıldıkça daha bir önem taşıyacak.

Her hafta, biten ve gelen maçlarla ilgili kesin konuşmalar ne ölçüde doğru/ gerçekçi?

(“Bu iş bitti!”
“Elveda şampiyonluk!.”
“Hoş geldin şampiyonluk!”
“Tren kaçtı!”
“Bu adamı gönderin!”
“Bu adam, şöyle böyle...”)

Matematiksel olarak kesinlik yoksa, sevinenin sevinci, üzülenin üzüntüsü, bir bakıyorsunuz, bir başka maçla yer değiştiriyor!.

Son söz:

Yarış sürüyor, ama nasıl?

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com