- Kategori
- Ben Bildiriyorum
Samsun Fuarını geri istiyoruz

Samsun Fuarının birçoğumuzun çocukluk ve gençlik yıllarını süsleyen anılarla dolu yanlarını bir kenara bırakıp daha çok Samsuna yaptığı katkıları konuşmak zorundayız.
Fuar yıllarında Karadeniz Bölgesinin Ekonomideki nabzı Samsunda atıyordu.
Samsun tanıtım merkeziydi.
Açıldığı süre içerisinde yüzbinlerce ziyaretçi topluyordu.
İşte o zaman Samsun bir Kültür ve Turizm şehri kimliği taşıyordu.
Yediden yetmişe herkes burada kendisiyle ilgili bir şeyler bulabiliyordu.
O zamanlar Samsun markasını arayan bir şehir değil bizzat marka şehirdi.
Hatta dünya şehri olma yolunda ilerliyordu.
Binlerce kişiye iş istihdamı sağlıyordu.
Samsunun ismini unutturmak isteyen birileri bunu kasıtlı olarak yaptı sanıyorum.
Fuarla birlikte yok olan değerlerimizi bir düşünsenize.
Sadece ekonomisi değil, tarihi, kültürü, tanıtımı…
Yani hangi akıla hizmet ettikleri belli olmayanlar fuarı bitirdiler.
Böylece bu şehre tarihinin en büyük kötülüğünü yaptılar.
Dikkat ederseniz o tarihten itibaren gerilemeye başladık.
Önce ekonomide, gerilemeye başladık.
Ardından sevinçlerimiz, umutlarımız ve mutluluğumuz gitti.
Keşke bununla kalsaydı.
Gelecek için büyük umut vadeden firmalar da kayboldu.
Müteşebbislerimiz yatırım yapmaktan vazgeçti.
Özelde ülkemizde genelde dünyada fuar kazandırabilmek için varını yoğunu vermeye hazır olanların yanında biz de fuarımızı kapatabilmek için uğraştık.
Elbette bu konuda herkesin söyleyeceği bir sözü vardır.
Üç-beş kişinin rant ve çıkarı uğruna üçyüzbin insanın mağdur edildiği düşünülürse söylenecek sözü olanlar yıllarca anlatsalar yine de bitiremezler.
Ben varsam var, yoksam yok diyerek kendini olmazsa olmaz sayanların yüzünden Samsun bugünlere geldi.
Fuarımı geri istiyorum sesleri yükselse de serçeler misali duvarlara çarpıp yere düştü.
Sesler boğuldu. Cılız kaldı duyulmaz oldu.
Kim ne dersin desin. Hangi mazereti ya da ikna yolunu seçerse seçsin.
Bu ikna yollarını birgün külah takınırsam külahıma anlatsınlar.
Adına isterse önyargı deyin biz fuarımızı geri istiyoruz.
Bundan endişe edenler sesleri bastırır, sözü kesip atmaya çalışır, cesaret ve güveni olanlarda tartışır.
Uzun söze ne hacet diyoruz ya işte.
Fuarımızı geri istiyoruz.
Davula zurnaya gerek yok sanırım. Anlaşılmış ola?