Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '10

 
Kategori
Siyaset
 

Sanal Deprem : WIKILEAKS !

Sanal Deprem : WIKILEAKS !
 

Yeni dünya harikası : WIKILEAKS !


Daha ne olduğunu kimse kavrayamıyor ama bu resmen bir sanal sarsıntıdır, depremdir. Bu depremin adı WikiLeaks. Anlamını ve de ne menem bir şey olduğunu pek çok kimse hala bilmese de, bugün dünya kamuoyuna WikiLeaks’ı biliyor musunuz diye bir soru sorulsa, eminim ki %90 oranında tanınabilirlik çıkacaktır. Peki neden ? Özellikle, son bir haftadır internetin en popüler sitesi haline gelen Wikileaks yediden yetmişe bilinir oldu. Sitede yayınlananlar tartışılıyor. Bir çok otorite bunun bir sanal savaş olduğunu ve bu belgeler çok kelle alır diye vurgularken, kimileri de kalağının üstüne yatmayı tercih ediyor. Batı basınına göre de bu kulağının üstüne yatanlardan biri de Türkiye..

Dedik ya, daha pek çok kimse Wikileaks’ın ne olduğunu bilmeden, adına aşina. Bugün kendi ülkem içinde bir araştırma yapılsa, inanıyorum ki, pek çok kimse adını duymuş, belli bir kesim de ne iş yaptığını biliyordur. Pek çok kişi bu konuda yazı yazdı, görüş bildirdi. Bu çorbada bizim de tuzumuz bulunsun biraz.

Efendim, WikiLeaks adına sahip olan müessese bir internet sitesi. Sanal bir alem yani. Ama öyle bu aralar çok sıkça adı anılan Twitter ya da Facebook benzeri bir sosyal paylaşım sitesi değil. Bir tür bilgilendirme sitesi. Neyi bilgilendiriyor derseniz, sitenin kurucuları, özellikle başta ABD olmak üzere, pek çok devletin çok gizli sayılabilecek kriptolu belgelerinin bire bir kopyalarını yayınlıyor. Önceleri pek de rağbet görmemişti. Ama bu site özellikle ABD’nin Irak işgali sırasında yaptıklarını ifşa edince, Ebu garip hapishanelerindeki işkence görüntüleri falan da verince, adı duyuldu. Ardından yine ABD’nin Irak ve Afganistan’da aslında yenildiğini ve çok sayıda kayıplar verdiğini açıklayınca, Amerikan kamuoyu hareketlendi. Daha bunların sıcaklığı geçmeden, birbiri ardına şok edici belgeler yayınlanmaya başlandı ve Wikileaks bir anda gündemin tepesine oturmaya başladı. Beklenen ilgi gelince, artık sürekli yeni bombalar patlatan Wikileaks son olarak geçtiğimiz haftalarda özellikle ABD’nin gizli belgelerini, büyükelçilerin kriptolu görüşmelerini yayınladı. Tabi, bununla da kalmayıp, içinde Avrupa ülkelerinin ve Türkiye’nin de olduğu ülkeleri ilgilendiren gizli bilgileri ifşa etti. İşte ne olduysa bundan sonra oldu ve bu belge ve bilgiler resmen bir deprem etkisi yarattı. Önceleri basit bir site olan Wikileaks artık çok meşhur bir sanal ortam yayımcısı oldu ve yaptığı iş tam bir SANAL CASUSLUK olarak nitelendirildi.

Bu Sanal Casusluk etiketi Wikileaks için çok daha uygun olacaktı. Zira, kurucuları bir zaman internet hackker’lığı yapmış. Wikileaks’tan önce ABD’nin önemli kuruluşların bilgi sistemlerine sızmış ve bilgisayarlarını çökertmiş bir sanal çeteydi. Hatta sitenin kurucu olan Julian Assange hackerlıktan (sanal korsan) bir süre cezaevine girmiş ve kefaletle serbest bırakılmış. Belki önceleri işleri yalnızca ‘hackerlık’ yapmaktı. Ama bu eylemlerinde bugün sitede yayımlanan gizli bilgi ve belgelere ulaşınca, bunları dünya kamuoyu ile paylaşmaya karar vermişler. Görünen ortada..

Peki, Wikileaks bir komplo teorisinin ürünü müdür ve birilieri siyasi manüpülasyon mu yapıyor ? Wikileaks kurucuları bu kadar bilgiyi korsanlık yaparak mı ele geçirdi ? Orası şüpheli. Zira 2,5 milyondan fazla bir belgeden bahsediliyor ve bu belgelerin bugüne kadar binde 1’inden biraz fazlası açıklandı. Yani 2500’den biraz fazla belge, bugün tüm dünyadaki çalkantıyı yaptıysa, başta ABD gizli servisleri ve Interpol’ün bu vatandaşları araması, belki de gördükleri yerde imha etmeleri düşüncelerinin arkasında nasıl bir ciddi endişe olduğu anlaşılmalıdır. Bu belgeler Wikileaks yöneticilerine, bizim Ergenekon davalarında gördüğümüz gibi bavullarla, çuvallarla gelmesi beklenmemeli. Bu bilgi ve belgeler, yine sızıntı yöntemiyle birçok kişi tarafından elektronik bilgi saklama cihazları ile de transfer edilmiş veya sanal yollarla gönderilmiş olabilir. Onlarda bu belgeleri inceleyip, tasnif edip, önem sırasına göre ya da dünya gündemine göre internet ortamında servis ediyorlar.. Ama belli ki birileri bir bilgi hırsızlığı yapıyor ve bunu Wikileaks’a servis etmişler.. Yani iş yalnızca korsanlık değil gibi gözüküyor..

Wikileaks ilk zamanlar bana, sanal bir itiraf ortamı gibi gelmişti ama ifşa edilen belgeler bunun pek de öyle safra kesesinden atılan bilgiler olmadığını ortaya koydu. Özellikle ABD elçilerinin başka devlet adamı, elçileri diplomatlarının hakkında söylediklerinin, kriptolu belgeler olarak yayınlanması Amerikan hükümetini, özellikle Dışişleri koltuğundaki Clinton’u ne kadar zor durumda bıraktığını gördük. Bunlardan biri de Amerikan elçilerinin Türk politikacıları hakkındaki iç yazışmalarını kriptolayarak arşivlemesi ve bunun internet’te yayımlanması neticesinde bayan Clinton Türkiye’den resmi özür diledi. Neden ? Çünkü, ifşa edilene göre ABD'li diplomatlar, yüzümüze gülüp, sırtımızı sıvazladıktan sonra arkamızdan fütürsuzca atıp tutmuş. Şimdi, de ABD'nin tüm kirli çamaşırları internette. Bilgi ve belgeler herkesin gözü önünde.. Bunlar ABD'nin resmi görüşü olmasa da artık ABD artık çıplak.. Bu böyle biline...

Şimdi tüm dünya tedirgin bir şekilde, acaba yeni belgeler yayınlanır mı diye bekliyorlar ve bir şekilde de bu depremin sarsıntılarının devam edeceği ve artçılarının fazlaşacağı hatta yakın gelecekte yeni ve şiddetli depremler olacağı belirtiliyor. Ama işin ilginç yanı ne biliyor musunuz ? Tüm dünya tedirginken, diken üstündeyken, bizim Türk diplomasisi hiç aldırış etmeden hayatına devam ediyor. Cumhurbaşkanı Gül bu bilgi ve belgelerin bir anlamda uydurma olduğunu ve sanki birilerini zor durumda bırakmak için yayınlandığını söylerken, Başbakan Erdoğan’da “hele eteklerindeki taşları döksünler bakalım” diye bir açıklama yapıyor. Bu ne demek ? Bana göre açıklanan 2500 belge yetersizdir. Ellerindeki diğer belgeleri de açıklasınlar da ne kadar ciddilermiş görelim demektir. O zaman daha çok bekleyeceğiz, zira adamların ellerinde daha 2,5 milyon belge var. Kim bilir bu belgeler e hükümetler devirecek, ne siyasilerin başını yiyecek. Oysaki, bu belgelerin çoğu dış siyaset diplomasisinde, ülkelerin ellerini kuvvetlendirecek nitelikte.. Tüm dünya Wikileaks’a bir anlamda abone olmuşken, Avrupa basınının dediği gibi yoksa Türkiye bu bilgi ve belgeleri elinin tersi ile itiyor mu ? Bunu hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Ama şu bir gerçek ki, Wikileaks uydurma belge yayınlamıyor, ciddi ve ağırlığı olan bir korsanlığı, dünya kamuoyu ile paylaşarak bir çeşit sanal Robin Hood’culuk sergiliyorlar. Belki de ilk defa bir sanal korsanın yaptığı işi buradan alkışlıyorum… Şimdi, Wikileaks’ın siyasi bir manüpülasyon mu yoksa komplo teorisinin bir ürünü mü olduğuna siz karar verin..

Takipteyiz WikiLeaks !...

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..