Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '09

 
Kategori
Tiyatro
 

Sanata yasak koymanın sınırı yok!

Siyasi gösteriler, spor, konser, açık hava toplantıları gibi organizasyonlar için hazırlanan yasa ve yönetmelikler, artık bütün sosyal etkinlikleri içerecek şekilde uygulamaya konuluyor.

İki kişinin bir araya gelmesini “toplumsal faaliyet” olarak yorumlayan bürokrasimiz, onbinlerce kişinin katılacağı gösterilerle, bir kişinin okuyacağı şiir dinletisini, basit bir müsamereyi aynı kefeye koymayı içine sindirebiliyor.

Kültür ve sanat eylemlerine “zararlı” gözüyle bakanlar için, bu yasal gerekçeler bulunmaz fırsatları oluşturuyor.

Halka buluşmasına “sakınca” görülen bir tiyatro etkinliği, bir konser, bir şiir gecesi “eksik belge” gerekçesiyle rahatlıkla yasaklanabiliyor.

Gerçek yasaklama gerekçesi böylece resmi bir gizleme içine sokulabiliyor.

Geçen ay Keşan İlçesi’nde belediyenin davet ettiği Tuncay Özinel Tiyatrosu tarafından sahnelenen “Büyükler için Masal: Hırsızistan” adlı müzikli güldürü ise, “okulun salonunda prova var” gibi komik bir gerekçeyle engellenmişti.

Medyanın bu olayın üzerine gitmesi üzerine Keşan Kaymakamı hakkında soruşturma açılmış, ardından kaymakam Soma’ya tayin edilmişti.

Buna benzer bir yasaklama da 3 gün önce Trabzon’umuzun Beşikdüzü İlçesi’nde yaşandı.

Trabzon Şehir Tiyatrosu’nun sahnelediği “Dış Ses” adlı oyun, mesaimi bitimine bir saat kala güvenlik birimlerince istenen “nüfus, ikametgâh ve savcılık” belgelerinin verilememesi üzerine seyircisi ile buluşamadı.

Hayret ki hayret..

Trabzon ve çevresinde onlarca kez oynanan, Birleşmiş Milletler ortak projesi kapsamında Sabancı Vakfı tarafından finanse edilen, kız çocuklarının ve kadınların insan haklarını geliştirmeyi amaçlayan bu tiyatro oyunu için Beşikdüzü Kaymakamlığı ve emniyeti sil baştan “evrak” istiyor oyunculardan.

Sanatı bu denli ayakaltına almak, çağdaş uygarlığın reddi anlamına gelmiyor mu?

Gönüllü insanların büyük sevgi ve emek harcayarak insanlarımıza sunduğu bir sanatsal hizmeti, “mevzuat hazretlerine” kurban etmek ülkemizin güvenliğine ne gibi bir yarar sağlıyor acaba?

Görüşüne başvurduğum bir emniyet yetkilisi yasaların kendilerine bu hakkı fazlasıyla verdiğini söylüyor ve ekliyor: Aslında yasa gereği devlet tiyatrosundan da bu belgeleri istememiz lazım.

Şu mantığa bakar mısınız lütfen?

Çalışan herkesin memur olduğu, devlet adına sanat üreten Devlet Tiyatrosu’ndan bizim emniyetimiz sahnelenen her oyunun senaryosunu, oyuncuların ikametgâhını, nüfus cüzdanı suretini ve savcılık belgesini istemek yetkisinde olduğunu savunabiliyor.

Devletin tiyatrosundan bile bu belgeleri talep edebilecek yetkiyi kendinde gören emniyetimizin biz sivillerden istedikleri az bile sayılır.

Şimdi düşünüyorum ve ürküyorum.

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nce Trabzon'da düzenlenen ''10. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali'' 2 Mayıs itibariyle başladı.

Çeşitli ülkelerden Trabzon’a gelen 15 tiyatro topluluğunun oynayacağı her oyuna bize uygulanan mevzuatın aynısı uygulanırsa, neler olabilir kestirmek güç doğrusu..

Pek çoğu kendi ülkesinde kamu görevlisi olan, kamu adına tiyatro görevini yapan bu konuklarımızın “senaryo, savcılık belgesi ve ikametgâh” konusunda hayli sıkıntı yaşayacaklarını, sırf bu yüzden festivalin kesintiye uğrayacağı korkusu tedirgin ediyor beni.

Demokratikleşme konusunda mangalda kül bırakmayan hükümetin, bu komediye bir son vermesi lazım..

Ülkemizin “basın ve ifade özgürlüğü” sıralamasında 101. sırada VE Komor Adaları, Arnavutluk ve Tanzanya ile aynı sınıfta olmamasını istiyorsak, bu saçmalığı biran önce düzeltmeliyiz.

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..