Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '15

 
Kategori
Güncel
 

Sanatsız Bir Toplum Yaratılmak mı isteniyor ?

Sanatsız Bir Toplum Yaratılmak mı isteniyor ?
 

Siyaset ve siyasetçiler tiyatro ve sanattan hatta sanatçıdan ellerini çekmelidir..


Dün bir bugün iki, yine sinirlerim zıpladı..

Bugünkü siyasilerin söylemlerine tanık olmamak için, tanık olup da psikolojimi bozmamak için tv’ler de haber seyretmiyorum, gazetelerin siyasi yazılarını bile okumuyorum, yani aslında içinde hükümet ve ilgili parti, malum muhalefet partilerinin geçtiği hiçbir habere göz ucuyla bile bakmıyorum 1 Kasım’dan beri… Sinirleniyorum çünkü! Epeydir kafam rahattı, ama yine sinirlerim yerinden oynadı..

Buna neden olan ilk olay, Emre Kınay’ın oyun sergilemek için gittiği bir ilimizde (hadi ismini vermeyeyim) oyunu sergileyecekleri salon ile ilgili düşüncelerini söylediği video idi. Bu videoda, salonun ne kadar bakımsız, yetkili mercilerin de ne kadar ilgisiz olduğunu anlatıyordu sanatçı.. Ve somut olarak salonun durumunu görsel belgeliyordu. Kendilerine verilen soyunma/giyinme/dinlenme odalarında elektrik kabloları dışarıda, yerde ahşap saban döşemeleri eksik ya da çıkmış, aydınlatma sıkıntılı, ısıtma yok. Eliyle işaret ettiği elektrik sobasını da kendisinin getirdiğini söylüyor. Ve şöyle diyor : “yetmiş küsür yaşındaki Genco Erkal’a bu sahne de mi oyun oynatacaksınız. Utanıyorum… Utanmalısınız.. “… Kesinlikle yerden göğe kadar haklı ve maalesef, ülkedeki siyasi mercilerin sanata bakış açısı… Geçelim..

İkinci olay ise Antalya’dan… 

Antalya’da bir tiyatro festivali düzenlenmesi kararlaştırılıyor. Ancak, Akape yönetiminde olan Büyükşehir Belediyesi, oyunların sergilenmesi için ‘Belediye Kültür Merkezini’ vermemiş. Gerekçe ise oldukça ilginç ve bir o kadar çarpıcı. Zira, bası yerel basın “gezileri burada istemiyoruz “ gibi yayınlar yapmış, yazılar kaleme alınmış, kampanyalar düzenlenmiş.. Yada yukarıdan bir yerlerden ‘kampanyalar yaptırılmış’ olmalı. Ne alakası var diye söylemenizi duyar gibiyim . Ben de aynen öyle “yahu ne alakası var” dedim. Ama sonra işin rengi ortaya çıktı. Meğer bu kampanyayı yapanlar, salyalı yazılar yapan kara zihinli kişiler, Genco Erkal, Rutkay Aziz, Levent Üzümcü hatta Müjdat Gezen gibi sanatçılar Antalya’da olacak diye tiyatro festivalinin yapılmasını istemiyorlarmış. Bu yüzden kampanya başlatmışlar. Muktedirlere tapmanın, yandaşlık, yalakalık yapmanın düzeyine bakar mısınız? Sırf iktidara yaranacaklar diye “sanatı ve sanatçıyı tükaka’ yapan bir zihniyet.  Ama fazla şaşmamak gerek. Zira, Akape iktidara geldiğinden beri bazı kesimlerde sanata ve sanatçıya bakış açısı çok değişti. Özellikle, İstanbul ve Ankara’daki şehir tiyatrolarında pek çok oyun yasaklandı yada oynanmasına izin verilmedi, sanatçılar muhalif olmaları sebebiyle yada sanat karşıtı olan yönetime baş kaldırdıkları için işlerinden oldular. Levent Üzümcü bunların en son örneği. Zira, İstanbul Şehir tiyatroları İstanbul Belediyesi’nin himayesinde.. Ve bir ara tiyatroyu sağ ve İslami şartlara uygun yönetmek istediler. Helal tiyatro… Ne kadar da komik.. Hatta, oyunların senaryolarının Belediye’de kurulan bir sansür kurulundan geçmesi gerektiği kararı bile alındı. Hatta kıyafetlere kısıtlama bile getirildi. Bugünlerde şehir tiyatrolarının yönetiminde olan usta oyuncu Erhan Yazıcıoğlu da isyanlarda ve yıl sonunda tüm yönetim (belki de tüm kadro) olarak istifa edeceklerini duyurdu..

Yalnız tiyatro mu ? Balerinlere mini etek yasağı getirilen, heykellere tükürülen, hatta ‘ucube’ denilerek heykellerin yıkıldığı ülke bu ülke değil mi ? Yakın geçmişte Ali Sürmeli oyun oynanıyorken, zamanın kültür bakanı salona girince ve bir kısım seyirci ayağa kalkıp, alkışlamaya kalkınca (kimi protestodan, kimi yalakalıktan), sahneden alkışlayarak hiciv ve protesto ile karışık “sayın Kültür Bakanımız oyunumuzun ortasında teşrif etmişler, hoş gelmişler” demişti ve işinden olmuştu, yani şehir tiyatrolarından atılmıştı.

Onlara göre belki tiyatro gereksiz bir şeydir. Ancak, tiyatro medeni bir gösteri biçimidir. Tiyatro bir  nevi karanlığı aydınlatan ışık gibidir.  Aslında tiyatro muhaliftir, tiyatronun siyasi partisi olmaz ama genelde sol'dur. Tiyatro her türlü yönetime karşı anarşisttir. Tiyatro protesttir. Tiyatro bir sosyal analisttir. Tiyatro halktır, halkın içindedir. Tiyatro yaşamdır, tiyatro ve tiyatrocular, sitem ile halk arasında organik bir kanaldır. Bu kanaldan doğrudan bilgi akışı olur..

Ama hicivle, ama kahkaha ile ama drama ile...

Bu yüzden yobazlar tiyatroyu sevmezler.. Atatürk Cumhuriyet'in ilk yıllarında yabancı kumpanyaları getirtmiş Anadolu'ya.. Ve devrim hedeflerinin maddelerinden biri de kültür ve sanatın gelişmesini sağlamak maksadı ile tiyatrolar kurulmasını emretmiş...

Bir de şimdikilere bakın !

Devlet ve Belediye tiyatrolarının hali içler acısı. Özel tiyatrolar devletten gereken maddi desteği alamıyorlar. Oyunlarını sergileyecekleri doğru dürüst salon bile yok. Levent Kırca, kendilerine salon verilmediği ya da salon bulamadıkları için İstanbul’un göbeğinde çadır kurarak, yıllarca çadır tiyatrosu yaptı. Devlet memuru pozisyonunda olan tiyatrocular işlerinden kovuluyorlar (Levent Üzümcü), tv'lerde program yapmaları yasaklanıyor (Levent Kırca), oynayacakları oyunlara sansür konuluyor (İstanbul Şehir tiyatroları), tiyatro okulu açmalarına izin verilmiyor (Müjdat Gezen), tiyatrocular oyun oynayacak salon bulamıyorlar, bulanlar ise her türlü saygısızlık ve imkansızlık içinde oyun sergilemek zorunda kalıyorlar (Genco Erkal, Emre Kınay), ve Antalya'daki bu son rezalet, vs.vs.vs.

Ve Atatürk'ün " SANATSIZ KALAN BİR TOPLUMUN, YAŞAM DAMARLARINDAN BİRİ KOPMUŞ DEMEKTİR" sözü gerçekleşiyor. Muktedirler, halkın yaşam damarlarından birini daha koparıyorlar..

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..