- Kategori
- Güncel
Sanki hiç yaşamamış gibi öldürülen kadınlar!
"Sanki hiç yaşamamış gibi ölen öldürülen kadınlar" (resim alıntı)
Nazım Hikmet "kadınlarımız" isimli şiirinde“…Anamız, avradımız, yârimiz. Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen… Ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen ...Ve ekinde, tütünde, odunda ve kara sabana koşulan kadınlarımız”... dizeleri ile özellikle, her türlü çileyi göğüsleyen cefakar ve vefakar Anadolu kadınını anlatmaktadır.
O, ne yeri öküzden sonra gelebilecek kadar değersiz, ne de zulme uğramayı, horlanmayı hak edecek kadar zavallı bir yaratılışa sahip. O, insan olmanın en temel unsuru, hayatın can damarıdır …En güzel şekilde yaratılmıştır. İnsanlığın devamı için olmazsa olmazlardandır. En büyük dertlerin dertlisi, çilelerin çilelisi, en büyük mutlulukların ardındaki sırdır. O anadır, bacıdır, yardır, yarendir... Lakin var oluşundan bu yana, hak ettiği yere hiç bir zaman konamayan, hep zarar gören ama kimseye zarar veremeyen kişidir. Çilekeştir, zillete düşendir. Bir kenara itilen, canı çıkana kadar dövülendir. Her kabağın başına patladığı yazgısı kara talihsizlerin talihsizidir. Çocuk yaşında evlendirilen neye uğradığını anlamadan hayatına son verilen küçücük çocuk gelindir...
Allah´ın kadını bir emanet olarak verdiğini unutan adamlara adam olmadıklarını anlatan sessiz aktörlerdir. "Sanki hiç yaşamamış gibi ölen, öldürülen kadınlar".
Ülkemizdeki kadınlar da, tıpkı şiirdeki gibi hiç yaşamamış gibi ölüyor ve öldürülüyor. Kimi sokak ortasında, kimi çocuklarının gözleri önünde kurşunlar boşaltılıyor bedenine, kimi bıçaklanıyor, kimi, ıssız bir köşede işkence edilerek, kimi yaşının küçüklüğüne aldırmadan hoyratça davranılarak öldürülüyor…
Baba, erkek kardeş, eş, sevgili, eski eş hatta eski sevgili… Kimi töreyi gerekçe gösteriyor, kimi kıskançlığı, parasızlığı, kimi stresi, kimi de namusu... Kimi ayrılmak istemiyor, kimi boşanmak. Erkekler, yıllar önce boşanmış veya ayrılmış olmasına rağmen bunu kabullenemiyor ve kanlı elleriyle kadınların hayatına son kez dokunuyor.
Bugün nette okuduğum bir haber bir kadın olarak bir anne ve bir eş olarak yüreğimi acıttı... Haber şöyle;
Hanife MERT