- Kategori
- Psikoloji
Sanrı

Zihnime girdi.
Nasıl?
Hiç susmadığını, ışığın kapanmadığını gördü.
Gördü mü?
Zihnî görmek mümkün mü sizce?
Belki fark etti desek?
Hayır, gördü.
Göz bebeklerimden zihnime açılan bir yol var.
Gözlerinizi hiç kaçırmadan tam içine bakarsanız o yol görünür.
Buna izin vermez gözlerimi herkesten kaçırırım.
Bu sefer yapamadım.
Neden yapamadınız?
Yorulmuştum,
Ellerimi çırpınan bir kuşu tutar gibi tutuyordu.
Yumuşacık ama istese de uçamaz gibi.
Yorulmuştum,
Biraz olsun durmak istedim.
Başımı kaldırıp baktım.
Gözlerini gözbebeklerime dikmişti.
Hadi, der gibi bakıyordu gözleri.
Hadi, bakışın yorgun, as gözlerini bakışlarıma...
As onları, orada kalsınlar tam içinde
Sen in dudaklarıma.
Ne yaptınız peki?
Durdum gözlerinde, uzunca durdum.
Unuttum zihnime açılan yolu.
Bakışlarımı bıraktım içine
Dudaklarına indim.
Hafifçe araladı dudaklarını.
Yaklaştı bana
Yaklaştı…
Soluktaşım dedi.
Canımın özünü üflerim sana, canının özünü çekerim içime...
Nem varsa senin olur, nen varsa benim olur,
Tek bedende soluk soluğa kalırız.
Aralık ağzıma bir neyin başpâresine dokunurcasına,
Kırılacakmış dayadı ağzını,
Dudaklarını dudaklarımdan bir an bile çekmeden,
Soluğu tükeninceye kadar ‘’Hû’’ diye üfledi.
Nefesi içimde dönerek dalga dalga yayıldı,
Çağıldadı, coştu
Bir ‘’ah’’ çıktı ki dudaklarımın arasından,
Gök kızıla boyandı hemen oracıkta
Kuşlar çığlık çığlığa yanıp kül oldu.
İçimin sıcağı bu, dedi.
İçinin sıcağıyla bir nefeslik üflemeyle kavuşan…
Ellerimi nazikçe bırakıp,
Yüzümü tuttu.
Bu kez yaralı bir kuşu tutar gibi,
Düşmesinden korkarcasına.
Soluktaşım dedi,
İçimin sıcağı,
Kapatma gözlerini
Çok geç artık
Gözbebeklerinden taşan o yola girdim bir defa,
Kalbindekileri unutuyorsun
Zihnindekileri asla…
Dur, dedi
Ağlama
Bu an için bile yaşamaya değer,
Ben bütün ömrümü verdim
Seninle bir günlük mutluluğa…
Gitti mi sonra?
Hayır,
Zihnime girdi…
Onu çıkarmayı mı istiyorsunuz?
Hayır,
O günlerin hatırasına
Onunla olan ne varsa
Bir daha dönmek istiyorum
O an’a