Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Şubat '09

 
Kategori
Evcil Hayvanlar
 

Şanslı yaşasaydı...

M. FERİT KOTAN
Dün gece uyuyamadım.. Bir süre bakındım yatağın içinde. İçimdeki dürtü ayağa kaldırdı. Çocuklar uyanmasın diye ayaklarımın ucuna basa basa salona geçtim. Biri beni itekliyordu sanki. Akvaryumun başında durdum. İki ay önce evimize konuk gelen balıkları bir süre seyrettim. Kızmıştım kızıma eve getirdiğinde. Sonuçları kanarya gibi, muhabbet kuşu gibi şanslı gibi olacak, üzüleceğiz çokça demiştim.

Çağrışan duygularla boğuşurken, gecenin bu vaktinde neden buradayım diye düşünmeye başladım. O gün Sayın Bekir Coşkun’un Postalının yazısını okumuştum. “Sevildiğimizde kuyruk sallarız, kızdığımız da havlarız “denilmişti yazıda. Elimi akvaryumun camına sürdüm. Kendime göre okşuyordum balıkları. Hareketleri hızlandı. Sevildiklerini anlayınca, dans ediyorlar yaramazlar diye söylendim.

Kafesinde durgun duruyordu sarı kanarya. “Baba veterinere götürelim” dedi kızım. Akşam oldu veterineri nerede bulacağız diye söylendim. İlkokul üçüncü sınıf öğrencisiydi, başladı ağlamaya. Atladık arabaya; başladık Ankara caddelerinde, sokaklarında dolaşmaya. Ofisi açık bir veteriner bulduk. Yazdığı ilaçları alıp eve döndük Kapıdan içeri girerken, kafesin içine sırtüstü. düştü.Ölmüştü zavallı kuş. Karanlıkta, ağlayarak apartmanın bahçesine gömdük.

Bir süre sonra kızıma harcadığımız para ile on tane kanarya satın alırdık dedim. Üç gün benim ile konuşmadı.

Yazlıkta kumsalda minik bir kopek yavrusu dolaşıyordu. Oynaşıyordu insanlarla. Bir saat sonra, oğlum arkadaşının kucağında köpekle eve geldiler. “Baba bunu alalım “dedi. Olmaz nasıl bakarız, yazlıktan döndüğümüzde ne olacak diye söylendim. “Parasını verirsin, köpek barınağına bırakırız. Yaz gelince de alırız ” demesin mi?

Çok sevimli duruyordu kara gözleriyle. Koyu kahve tüyleri kadife gibiydi. Sahip çıkın bana de gibi bakıyordu bizlere. Duraksadım bir süre. Oğlum “tamam mı baba, tamam mı baba “ diye söyleniyordu. Köpekten korktuğunu biliyordum. Kucağına alıp içeri getirirsen tamam dedim. Çaresizlikten kucakladı, bahçeden içeri girince hemen yere koydu. Kabul etmem, bahçede kucağında gezdireceksin dedim Kucağına aldı, beş dakika kadar gezindiler bahçede. Adını da Şanslı koydular.

Şanslı aileden biri olmuştu artık. Sokağında sevgilisiydi. Her sabah sütçüden süt alırken sarılırdı boynuma. Ellerimi tutar yanağını dayardı.. Okey oynarken, taburenin üzerine çıkıp seyrederdi bizi. Gelen konukları karşılar, “Şanslı” diye seslenirlerse, kuyruk sallayıp kendine göre sesler çıkarırdı.

Gülerek “masraftan kurtulmuşsun” dedi konuğumun biri. Ne gibi diye sordum. Korkuyu yenmesi için doktor, doktor dolaşmaktan kurtulmuşsun. Tanıdık, oğlu için çalmadığı kapı kalmadı “ dedi. Gülüştük.

Oğlum hayvan korkusunu Şanslı ile yenmişti. Hayvanları sevmeye başladı. Şanslıya duş yaptırdı, hortumu tutup ayaklarını yıkamasını öğretti..

Yat gezisinden dönüyorduk. Vakit geçti. “Kebapçı dan köfte yaptıralım “ dedi çocuklar .Az pişmişi Şanslı içindi. Evin önüne gelindiğinde, kalabalık vardı. Bizi görünce, çocuklar koştu. “Şanslı öldü” dediler. İnanmadık. Ne? Niçin? Neden? Kim? sözcükleri dilimizde dolaştı. . Oğlum ağlayarak haykırıyordu “Neden öldürdünüz ?diye

Zehirlemişler. Veterinere götürülmüş ama kurtarılamamış. Sahilin yakınına gömdük dediler. Çocuklar ağlaşıyorlardı. Bahçedeki çiçeklerden bir demet yapıp gömüldüğü yere koştular. Çiçeklerle donatmışlardı mezarını

Öleli altı yedi yıl olmasına karşın, Dikili Sahillerinde dolaşırken, Şanslı burada yatıyor diye söyleniriz. Her yaz, içimizdeki sevgi, onun yattığı toprakların çevresinde gezinti yapmamıza neden olur.

Akvaryumun başında balıkları seyrederken, düşünceler bedenimi iyice germişti. Postal bugün beni uyutmadın diye söylendim. Şanslıyı düşündüm. Başını göğsüme yaslayışını anımsadım. Kara gözeleriyle beni koruyun diyen bakışları canlandı gözümde. Koruyamadığımıza bir kez daha hayıflandım. Şanslı yaşasaydı diye hayal kurarken, kulağımda haberlerde duyduğum “Mücahitti, Müteahhit oldular. Şimdide müsait oldular” tümcesi çınladı.

Anlaşıldı, ülke sorunlarına karşı duyarlılık, bugün beni uyutmayacak diye söylendim. Akşam haberlerinde, Güney Doğuda yine sokakların savaş alanına döndüğünü izlemiştik. Olaylar seçim propagandası olmaktan çıkmış, başka niteliğe dönüşmüştü Yıllardır uygulanan politikaların yarattığı öfke mi? diye yorumlamakta, güçlük çekilmeye başlandı. Sevgi, barış ve çağdaş demokratik değerleri öğrenemeyen bir toplumun, iyileştirilemeyecek olan kronik hastalığı tanısı, kaçınılmaz oldu.

Pencereden dışarı baktım. Akşam yağan kardan, her taraf bembeyazdı. Doğa temizlemişti kendisini.

15.02.2009

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..