- Kategori
- Güncel
Sapıklığın cezası ne olmalı?

Sabah'tan Ayşe Özyılmazel, samîmi ise?..
Günlerdir, vakit Gazetesi Yazarlarından Hüseyin Üzmez'in işlediği iddia edilen iğrenç bir fiil bahane edilerek İslâmî kesimi, alenen veya îmâen, karalama çabaları devam etmekte...
Hiçbir aklıbaşında müslüman'ın, -ister dindar olsun, isterse olmasın-aslâ savunamıyacağı ve savunmadığı, böyle iğrenç bir sapıklığa, İslâmî kesimin tamâmının, taraftarmış gibi gösterilmek istenmesi ve dahi bunun îmâ bile edilmesi, aynen bu sapık fiili işlemek kadar iğrençtir, sapıklıktır...
Allah'aşkına!..
Bütün her şey bitti de, bir de; ''Benim sapığım!...Senin sapığın!...'' tartışmasına mı girelim yâni?!..
Böyle alçakça, böyle sapıkça bir işi yapana; kim olursa olsun, ister babamız olsun, isterse kardeşimiz...
Nasıl sâhip çıkılabilir arkadaş!..Sahip çıkan da alçaktır, sapıktır!..
Ben, Vakit okuyucusu değilim...Daha doğrusu, para verip devamlı gazete almam. Yıllar sonra geçen gün, bir gazeteye, tanıdığımın birisinin çok ısrar etmesi üzerine, ilk def'a sâdece 1 ay'lığına abone oldum...
Fakat bütün gazetelere, internet'ten her gün bakmaya çalışır, ilgimi çeken yazıları okuyup, arşivime de indiririm...
Bugün, yine internet'te gezinirken; Sabah'ın magazin ekinde yazan, Ayşe Özyılmazel isimli bir hâtun kişi'nin, Hüseyin Üzmez'le alâkalı yazısını görünce okudum.
Bakın ne demiş bu hâtun kişi bacımız;
Sana ne kızım?..
Kız istemiş, meşrû bir şekilde nikâh kıyıp evlenmişler. Haa, yaşını diline dolamışsın...O kadar yaş farkı bana da tuhaf geliyor...İki taraf ta, kendi rızası'yla bu işe girdilerse bize ne?..Ortada bir gayr-ı meşrûluk yoksa, bizim bir şey demeye hakkımız olamaz.
Madem yaş farkını bu kadar problem yapıyordunuz hanımfendi, şu an sizin de yazı yazdığınız gazetenin bir yazarı olan, Sevgili Hıncal Uluç'un, kendisinden 45 yaş küçük olan bir kız'cağızla gezip-tozmasına, o zamanlar neden ses çıkarmadınız ki?(Bilmiyorum çıkardınız mı?)
Hem de nikâhsız bir şekilde...
Öncekinde adamlar evlenmişler, ona mideniz bulanıyor...Hiç ağzınızı açamıyacağınız bir durumda, ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz!..
Bunda ise evlilik yok, gezip tozuyorlar...(Başka ne yapıyorlar?..Orası bize karanlık tabii ki...) Zât-ı Âl' îlerinin ''GIK'' ı bile çıkmıyor...Bunda kusmanız gerekmez miydi?..
Pes doğrusu Hanımefendi!..Vallahi pes!..Bu resmen çifte standart değil de nedir?..
Dönelim güncele...
Yine söylüyorum;
Eğer Hüseyin Üzmez söylenilen fiilleri irtikâb eylemişse şâyet, bu resmen sapıklıktır. Aynı fiili 78 yaşındaki Hüseyin Üzmez değil de, 20-30 yaşlarındaki başka bir Hüseyin Üzer yapmış olsa idi, hâdise yine aynıdır bana göre...İkisinde de zînâ ve sapıklık var açıkça. Zînâ AB süreci içerisinde suç olmaktan çıkarıldı biliyorsunuz. O zaman nasıl bir tavır koydunuz?.. Doğrusu onu bilmiyorum...
Ama madem ki Hüseyin Üzmez(Bu sapıklığı yaptı ise şâyet) ve O'nun gibilerinin işlemiş olduğu, böyle pis işlerden millet olarak rahatsızlık duyuyorsak, bu ve buna benzer sapıklık suçlarına çok büyük cezalar getirilmesi için bir mücâdele başlatalım öyleyse...Bir şey'ler yapalım hep birlikte...Kadınlarımız, bu tür sapık zihniyetlilerden, kalıcı olarak kurtulsun. Erkeklerin bu iğrenç sapıklıklarından en fazla etkilenen, en çok zararı gören kadınlarımız da rahatlasın böylece...
Ne mi yapalım?
Bu işin Önderi de siz olun Ayşe Hanım. Veya sizin Gazeteniz bu işe önderlik yapsın.
Ses getirecek bir gazetede yazı yazıyorsunuz...Biz de halk olarak size destek verelim...Haa, ne dersiniz?..
''Taşa tutalım, 100 kırbaç vuralım'' falan demiyeceğim. Onları desem bu sefer dersiniz ki; ''Hangi devirde yaşıyoruz canım?..İrtica!...'' falan, yaygaraları...
Mâdem ki ortam şu an müsait. Hazır herkes böyle bir olayla kenetlenmişken,
Siz gerçekten bu tür Sapıklıklara ve İğrençliklere, gerçekten karşı iseniz hanımefendi, gelin bu işe önderlik edin...
Bakın bugün(30.04.2008, çarşamba), haber7.com'un sitesinden öğrendiğime göre; Vakit Gazetesi bile; ''Suçu sâbit olsun, Hüseyin Üzmez'in arkasında aslâ durmayız..'' diyor. Bütün toplum böyle diyor...
Onun için, bir teklifim var:
Meselâ;
Böyle sapık fiilleri işleyenlerin, küçük Hüseyin'leri dipten kesilsin..Haaa...
Ne dersiniz bu teklifime bilmiyorum. Bunu, fazlasıyla haketmiyor mu böyleleri?...
Ama bunun için de samîmiyyet gerek...
Nefsine hâkim olamıyan böyle sapıklar, suçu tam ispatlandıktan sonra tabii ki...
Daha adamın suçu sâbit olmadan değil elbet...
Ben de size bir erkek olarak destek vermezsem nâmerd'im...
Kanun çıkartıp, isterseniz referanduma sunalım. Eğer yüzde doksan ''kabul'' oyu almazsa bana ne derseniz deyin.
İşte size çözüm...
Bakın o zaman sokaklarda parklarda, kadınlarımız kızlarımız daha korkusuz dolaşmıyacaklar mı?..
Çünkü erkekler, ''Küçük Hüseyin, Küçük Hasan, Küçük Ahmet, Küçük Mehmet vs.''olmadan, yaşamayı asla göze alamazlar.
Bütüün basın da buna destek versin, Hükümeti sıkıştıralım. İnanın o narin, nazenin ruhlu annelerimize, bacılarımıza, kızlarımıza, dostlarımıza, komşularımıza çok büyük bir iyilik etmiş oluruz.
Böyle bir kanun çıktığında da, onun, cidden katı bir takipçisi ve uygulayıcısı olmalıyız.
Bakın o zaman, o sapık dingiller(Özür dilerim, bu tür kişiler dingil bile olamazlar.) ortalıkta dolaşmaya bile cesaret edebilirler mi?
Ama gerçekten, bu iş'te ciddiyet olmalı...
Sırf kadınlarımız, eli öpülesi analarımız, biricik bacılarımız, sevgili kızlarımız, kıymetli komşularımız, akrabalarımız vs. için, değmez mi böyle bir şey'e?
Buna birçok erkek karşı çıkacak biliyorum!..
Dinlisi de, dinsizi de olacak karşı çıkanlardan...
İşte onların da ortak noktaları, ''UÇKURPERESTLİKLERİ..''
O da, inanın hiç mühim değil...
İnanın bu, çok işe yarıyacaktır. Sesimin, sizinki kadar gür çıkacağını bilsem, inanın bunu devlet erkânına, basına, halka ben duyururdum. Fakat benim böyle bir imkânım ve gücüm yok Ayşe Hanım...
Gerçekten böyle pis işleri yapanlara kızıyorsanız, gelin bu iş'e önder olun.
Siz veya gazeteniz...
Sırf kadınlarımız için...
O, eli öpülesi analarımız ve ana namzedlerimiz için...
Sağlık ve Muhabbetle
Bektaş Azizoğlu
01.05.2008, perşembe
Üsküdar-İSTANBUL