Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '10

 
Kategori
Kitap
 

Sara Gül Turan'ın yazarlığını eleştirdim

Sara Gül Turan'ın yazarlığını eleştirdim
 

www.sarahotelkusadasi.com'dan alınmıştır.


Sevgili Sara Gül Turan ile tanışmamız, ortak bir arkadaşımız olan MB yazarı Serpil Topaloğlu sayesinde olmuştu. 2010 yılının yazında, Son kitabı ''Kadının Dayanılmaz Gücü'' isimli kitabı hakkındaki eleştirilerimi aktarmak için bir araya gelmek için randevulaştık. Kuşadası'nda işletmekte olduğu mütevazi otelinin lobisinde buluştuk. Ülkemizde ve Avrupa'da çok satanlar listesinin üst sıralarında kitapları olan bir yazar vardı karşımda. Ve benden kitabını eleştirmemi istiyordu. Aslına bakarsanız bu durumdan rahatsız olmuştum. Her ne kadar sıkı bir okuyucu olsam da, bu konuda kendimi deneyimli hissetsem de, bir yazarın yüzüne karşı apaçık bir şekilde kitabını eleştiricektim ve bu benim harcım değildi. Eleştirimin çok açık olacağını, asla kıvırmayacağımı, ordan kovulmayı bile göze aldığımı belirtip konuşmaya başladım.

Yaklaşık yarım saat kadar kitabın üzerine derinlemesini konuştuktan sonra eleştirimi sonlandırdım. Romanın öyküsünü ve baş erkek kahraman karakterini çok beğendiğimi, çok çarpıcı bir dille yazıldığını, gerçek bir hayat hikayesi olduğunu tahmin ettiğimi, kurgunun çok başarılı olduğunu ancak bir çok yerinde kopmalar olduğunu, hatta finalinin pek zayıf olduğunu söyledim. Baş kadın karakterin ise yaşına göre çok abartılmış bir donanıma sahip olmasının, mantık hatası olduğunu belirttim. Ve en acımasız eleştiriyi ise, romanın ikinci yarısının ortalarına doğru, kitabın bir romandan çok makaleye dönüştüğü, şeklinde yaptım. Kitaptaki en can sıkıcı şey de yayınevinin yaptığı büyük hataların affedilemez olduğu idi. Birincisi, kahramanların konuşmaları tekli tırnak işareti içine alınmış (kaldı ki böyle bir imla işareti yoktur) ve paragrafsız diyaloglar yazılmış, bu yüzden de konuşmalar birbirine girmişti. Üçlü, dörtlü diyaloglarda kimin konuştuğu belli olmuyor, cümleler birbirine giriyordu. Sayfa sayısını azaltmak için yayınevinin kullandığı bir hinlikti bu. İkinci büyük hata ise, kitabın ismi iç kapakta başka, dış kapakta ise başkaydı. Doğru isim iç kapakta idi. Bu duruma çok öfkeliydi zaten. Konu kapak meselesine geldiğinde yüzü iyice kararmış, gözlerinden ateşler saçar bir hal almıştı. Kitap hakkındaki eleştirilerimde fazla ileri gittiğimi düşünüp, az sonra otelden kapı dışarı edileceğimi düşünmekteydim. Ancak, Sevgili Sara benim bu acımasız eleştirilerimi sonuna kadar büyük bir olgunlukla dinlemiş ve yaptığım tespitlere katıldığını belirtip, romanın ikinci baskısında düzeltmelere gidebileceğini söylemişti. Onun, böylesine sert eleştirim karşısındaki soğukkanlı ve olgun duruşu, ben de hayranlık uyandırmıştı. Daha sonra kendisi ile bir kez daha görüşmüş ve yeni baskıyı dört gözle beklediğimi belirtip vedalaşmıştım.

Romanın anlattıkları yönünde, asla kaçırılmamasını ve okunmasını ısrarla tavsiye ediyorum. Dünya çapında bir yazar olan Sara Gül Turan'a burdan bir kez daha sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

 
Toplam blog
: 28
: 669
Kayıt tarihi
: 17.07.10
 
 

Klasik Türk Musikisi, edebiyat, tiyatro, ülkeler, sosyoloji, psikoloji, tasavvuf gibi olgular ilgi a..