- Kategori
- Psikoloji
Sararan yaprakların bir tutkusu olmalı
Aşkın, yaşamın incelikli kalemi, Can Yücel...
Can Yücel'in şiirlerine ses veren, 'Yeni Türkü'...
80'lerde lise çağlarında olup da ' Başka türlü bir şey'' den etkilenmeyen varsa bir yanı boş kalmıştır, en azından bana öyle gelir.
Melodisiz fısıldamam bu dizeleri, fısıldarken iç sesimle havalanır yüreğim, bir özlem bir özlem 'anlatılmaz yaşanır' cinsten:
'Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne de buluta,
Burası gibi değil, gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.
Nerede gördüklerim, nerede o beklediğim,
Rengi başka tadı başka...'
'Başka türlü bir şey' ister insanın yüreği, olandan başka, oldurulandan ayrı ve mutlak uzaklarda.Tarifi çıkmaz, derinlerdedir, kanat çırpar hesapsızca...İsteneni 'başka türlü' yapan da içindeki bu özlemdir, ulaşılamayan tutkudur, huzurdur...Tutku içinde yeşerebilen huzurdur...İmkansızdır aslında.
Huzur ve tutku iki düşman tilkidir, dolanır insanın kafasında... Kuyruklarını birbirine değdirmeleri yasaktır. Burun buruna gelemezler, birlikte yemlenemezler. İkisi ayrı ayrı ruh meyveleridir, herbirinin 'tadı, rengi' başkadır...
Başka türlüsünü arayanlar, araya dursun, bulanlar (eğer varsa tabii), huzurla tutkuyu barıştıranlardır kanımca. 'Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklardır'.
Kızarırken yazın sıcağında, tutkusunu huzura adayanlardır...
Can Yücel'in şiirlerine ses veren, 'Yeni Türkü'...
80'lerde lise çağlarında olup da ' Başka türlü bir şey'' den etkilenmeyen varsa bir yanı boş kalmıştır, en azından bana öyle gelir.
Melodisiz fısıldamam bu dizeleri, fısıldarken iç sesimle havalanır yüreğim, bir özlem bir özlem 'anlatılmaz yaşanır' cinsten:
'Başka türlü bir şey benim istediğim,
Ne ağaca benzer, ne de buluta,
Burası gibi değil, gideceğim memleket,
Denizi ayrı deniz, havası ayrı hava.
Nerede gördüklerim, nerede o beklediğim,
Rengi başka tadı başka...'
'Başka türlü bir şey' ister insanın yüreği, olandan başka, oldurulandan ayrı ve mutlak uzaklarda.Tarifi çıkmaz, derinlerdedir, kanat çırpar hesapsızca...İsteneni 'başka türlü' yapan da içindeki bu özlemdir, ulaşılamayan tutkudur, huzurdur...Tutku içinde yeşerebilen huzurdur...İmkansızdır aslında.
Huzur ve tutku iki düşman tilkidir, dolanır insanın kafasında... Kuyruklarını birbirine değdirmeleri yasaktır. Burun buruna gelemezler, birlikte yemlenemezler. İkisi ayrı ayrı ruh meyveleridir, herbirinin 'tadı, rengi' başkadır...
Başka türlüsünü arayanlar, araya dursun, bulanlar (eğer varsa tabii), huzurla tutkuyu barıştıranlardır kanımca. 'Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklardır'.
Kızarırken yazın sıcağında, tutkusunu huzura adayanlardır...