Sarılık kesme

Komşumuz Laz Hatice sarılık olmuş, annemle birlikte kestirmeye gitmişlerdi. Akşam yemeğinde annem bir zamanlar kendi sarılığını nasıl kestirdiğini anlattı.

 

- Ben sarılık olduğumda üst dudağımın içinden mercimek kadar kestirmiştim. Bir haftada iyileştim. Bir yıl sonra gene sarılık oldum. Tekrar etti sanmıştık amma bu sefer ki kara sarılık çıktı. Belimden omurgamın üstünü jiletle çizdiler; hiç beyazı olmayan kara bir tavuğu tüyleriyle dövüp ezdikten sonra sırtıma bağlayıp beni sobanın yanına yatırdılar. Tavuk sırtımda kurtlandı; kokudan geberdim, ancak iyileşme umuduyla dayanıyordum.

 

- Doktora gitmedin mi yani!

 

- Doktor neredeymiş? Doktoru kim görmüş? Hem para mı vardı ilaçları yaptıracak?

 

- İyileştim diyorsun, sarılık olduğun kesin mi bakalım? Hem derler ki bir sürü sarılık çeşidi varmış.

 

- Abim de sarılıktan öldü bilmezler mi?

 

- Ağabeyin hastalandığında memlekette kara tavuk yok muydu?  

 

- Abim neler yapmadı ki! İstanbul’daki doktorlara da gitti, hocalara da. Tavsiye üzerine tavuk pisliğini bile şerbetle ezip içti. O geç kalmıştı. Doktor 1500 lira ver seni kurtarayım demiş; ama herkes öleceğinden korkmuş, kimse borç vermemişti.

 

- Bak bir daha sarılık olanı doktora götürün. Kaç çeşit sarılık var bilir misiniz? Bunlardan en çok görüleni zaten kendi kendine iyileşebilmektedir. Senin o kestirdim de geçti dediğin işte onlardandır.

 

- Yok yok bişi olmaz. Daha başlamışken kestirdin mi iyileşir o.

 

- Doğrusu kör cehaletin kör kahramanı gibisin anne.

 

- Kimini de alnından jiletle çiziyorlarmış. En iyisi dil altı kestirmek.

 

- En iyisi bütün bu sözde şifacı hocalara sarılık uzmanlığı tıp diploması vermek. Anne, sen de artık başhemşire olursun; hadi iyisin bak sana da torpil geçtim.

 

-Sen dalga geç; başına gelmeyen bilmez.

 

***

 

( Başıma da geldi. 2001 yılında Hepatit-C (C-tipi sarılık) taşıyıcısı olduğumu öğrendim. 6 ayda bir virüs aktif olmuş mu olmamış mı tetkik ettiriyorum)

 

***

 

Muharrem Soyek