Şarkılı, türkülü filmler

Kendimi bir sinemada düşledim. Anadolunun her hangi bir şehrinde. Film yeni başlamış. Nuri Sesigüzel başrolde. Kara yağız bir köy delikanlısı. Saçları sim siyah, ince bir bıyık... Arka fonda bir müzik kara sevda çalıyor. Kara sevda ne demek ilk orada duymuştum. Beni epey etkilemişti doğrusu.

Konusu ümitsiz bir aşk hikâyesi, klasik zengin kız fakir oğlan ikilemesi. Olsun şarkılar ve türküler güzeldi. Aynı yıllar Yıldız Tezcan zirvede her çıkardığı plak çok satıyor, oda filmlerin aranan türkücüsü, mühür gözlüm türküsünü o zaman en iyi o yorumluyor. Daha sonra arabesk sanatçılarının ortaya çıkışı bu tür filmlerin en parlak zamanları... Her tür müzik sanatçısı film çeviriyor. Film çevirmek o yıllar seyirciye ulaşmanın en iyi yolu. Ne televizyon kanalları var ne de radyolar. Klip yerine film. Her şehirde, kasabada, köyde bile sinema var o yıllar. Bizde dünyadaki örneklerine benzer müzikaller yerine şarkılı, türkülü filmler epey gündemi meşgul etmişti.

Batıdaki örneklerini taklit eden filmlerde vardı o zamanlar ama bana pek yapmacık ve zorlama gelirdi. Halk müziği motiflerinin zorla batı müziğine yamanmaya çalışılması, ortaya ilginç manzaralar çıkarırdı. Son yıllarda müziğe film yerine, filme müzik uygulaması bence de daha doğru bir yaklaşım bicimi.