- Kategori
- Siyaset
savaş,barış

barış
BARIŞ… BARIŞ… BARIŞ… GÖNÜL İSTER DE… NASIL OLACAK BU?
Herkesin ağzında barış sözcüğü dolaşıyor. Analar ağlamasın, babalar ağlasın, barış gelsin. Bunlar çok hoş, çok güzel, çok iyi de, kiminle barış yapılacak? Ve nasıl bir barış olacak?
Biliyoruz ki barış savaşanlar arasında yapılır. Savaşanlar birbirlerinin isteklerini kabul ederlerse barış olur. Yani anlaşma sağlanır, bir karara bağlanırsa savaş sonlandırılır.
Peki, bizim savaşanlar birbirlerinin isteklerini kabul ediyor mu? Hayır. Öyleyse neyin barışından söz ediyorsunuz.?
Savaşı sürdüren taraf diyor ki ben ülkeyi böleceğim yoksa savaşacağım.
Barış isteyen taraf diyor ki olmaz, böldürmem ancak barış yapalım.
Eee? Buradan bir barış çıkar mı? Çıkmaz. Peki, bu durumda barış nasıl olacak?
Ey barış isteyenler! Barış isteyen yönetenler!
Barış istiyorsanız PKK'nın isteklerini kabul edeceksiniz ya da bu isteklerinden vazgeçirene kadar savaşacaksınız.
Bunun başka yolu mu var Allah aşkına!
Barış, barış çağrısı yapanlara soruyorum. PKK’nın isteklerini kabul mü ediyorsunuz? Nasıl bir barıştır sizin istediğiniz?
PKK’ya yalvarırcasına barış olsun dileklerinde bulunmak bana çok komik geliyor da…
Adam çıkmış yanlış, doğru savaşıyor. Ama ABD'nin taşeronluğunu yapıyor ama kendi amacı uğruna savaşıyor. Hangisi olursa olsun. Senin yapacağın iş ya isteklerini kabul edersiniz ya da haddini bildirirsiniz, o sana teslim olur, barışı o ister.
Kasıla kasıla gezeceğine, bol bol nutuk atacağına bunu yap... Yapamıyorsan da çek git kardeşim.
Barışın yolu, isteklerin kabul edilmesinden ya da haddini bilmeyene dersini vermekten geçer, yalvarmaktan, nutuk atmaktan değil.
-Ekrem Özel-