- Kategori
- Deneme
Saygının sayısı mı olur?

sayılı güller
Her değeri sayılarla belirlemişiz. Ne yapıyorsa sayıların içine sığdırmışız. Ölçümüz, ölçütümüz sayılar olmuş. Ölümüze, dirimize sayılar kondurmuşuz. Ölenin ardından yadlarımızı yedisi, sekizi, kırkı, elli ikisi diyerek belirlemişiz; dirimiz için "O bir geldi ben üç gittim. Ona beş vermiştim, ondan iki aldım. Bir adım gelsin, beş adım gideyim."
Bunlar basit misaller, dahası, çoğaltılabilir… Bir de sevgiye yönelik sayılarımız var. “Sen beni ne kadar seviyorsun? “
Bu soruya herkesin vereceği cevap, yürek çapıyla alakadardır. Yüreğin hacmi ne kadarsa, kaç rakamı içinde barındırabiliyorsa, o kadarını söyleyebilirsiniz… Lakin sevgiye, saygıya yönelik sorulacak soruların doğru cevabı rakamla belirtilmemelidir…
Neye göre belirlenmiş bilmiyorum, bu konuda hata da yapmak istemiyorum. Fakat bizi yoktan var eden Rabbimize yönelik anmalarımızda rakamlar arasına sığdırılmaya adeta zorlanmış, sığ bırakılmaya çabalanmış… Misal: “Yetmiş kere şu duayı edersen, şu dileyin yerine gelir.” Namazdayken, üç kere rükuya eğil, üç kerede secdeye kapan. Namaz sonrası otuz üçer defa Rabbini tespih et…” Bunlar güzel kaideler elbette. Hele ki hiç yapmamaktansa… Benim öz hissiyatımdan yükselen sese göre hakikatte sevgi, saygı kalıplanmamalı, sayılara hapsedilmemelidir.