- Kategori
- Siyaset
Seçimi değil de sonrasını düşünüyorum…
Ülke can kaybediyor, kan kaybediyor, ülke yaşamak için zamana karşı yarışıyor. Çalan tehlike sirenlerini kimse duymuyor. Bu şartlar altın da seçimi değil de seçimden sonrasını düşünüyorum. Çünkü ülkemiz yoğun bakımda…
Ülkede tansiyon çok yüksek.
Beyin kanamasının ve yoğun bakımın bütün halleri mevcut…
Bir yan da terör belası diğer yanda iktidar kavgası…
Ülkemiz de daha sandığa gitmeden kıyametler kopuyor.
Çünkü seçimin 2.turunda da ülkeyi hep yönetmek isteyenlerle, ülkeyi aynı partiye yönettirmek istemeyenlerin seçimi yapılacaktır.
Bundan dolayı da, ülkenin tansiyonu bir hayli yüksek gözüküyor.
Bu gidişle de bu yüksek tansiyon düşecek gibi durmuyor.
Haber kanallarını izlediğimizde, hep yönetmek isteyenlerle, yönettirmek istemeyenlerin televizyon kanalları ha bire ateşi üflüyorlar.
Ateşe benzin döküyorlar.
Kardeşlik köprüleri birer birer yıkılmakta, politikanın dili her geçen gün ağırlaşmakta ve hakarette sınır tanınmamaktadır.
Ortamı sakinleştirmesi gereken liderlere bakıyorum da.
Ne söylemlerinde, ne gözlerinde sevgi saygı var.
Sadece bir birlerine nefret var.
Bunu fırsat bilenler ve bundan nemalanmak isteyenlerde bu nefret ateşini hep yanık tutmanın yollarını arıyorlar.
Bu seçim, bugüne kadar böyle bir nefretin, böyle bir ötekileştirmenin, görülmediği bir seçim olarak tarihe geçecek gibi gözüküyor.
Bu nefretin elbette ki bir de geri dönüşü olacaktır.
Gördüğümüz kadarı ile medya aracılığı ile insanlarımız kamplara bölünmüş durumda.
Toplumda kapanmayan yaralar açılmakta, sağ göz sol göze düşman gibi bakmaktadır.
Diğer yandan kalleş terör pusuda bekliyor, yakaladığı en küçük bir fırsatta kan döküyor, can alıyor.
Sormadan edemiyoruz.
Bu mudur halka hizmet?
Bu mudur ülke sevgisi?
Bu mudur geleceğe yatırım?
Böyle devam ederse bu iktidar kavgası toplumun ruh sağlığını onarılmayacak şekilde bozacaktır.
Görünen odur ki, ülkemiz de aşkla çarpan kalp kalmamış,
Ülkemizde sevgi kalmamış,
Ülkemiz de merhamet duygusu yok olmuş
Kısacası, köprüleri yıkmanın, gemileri yakmanın bütün halleri mevcut.
Tüm bu gidişata rağmen bizi yönetenler çok pişkin, çok vurdumduymaz davranıyorlar.
Yöneticilerimizden sürekli olarak azar işitiyoruz, muhalefete hakaretler ve aşağılayıcı sözler duyuyoruz.
Vatandaş geçim derdinde yöneteler seçim derdinde.
Ülke bölünmenin eşiğinde, neredeyse toprak kaybediyor, hem de bir terör örgütüne karşı.
Her gün şehit haberleri geliyor, kimsenin umurunda değil.
Sanki o gençlerin oralarda ölmesi kadermiş gibi nutuklar çekiliyor.
Ülke can kaybediyor, kan kaybediyor, ülke yaşamak için zamana karşı yarışıyor.
Çalan tehlike sirenlerini kimse duymuyor.
Bu şartlar altında seçimi değil de seçimden sonrasını düşünüyorum.
Çünkü ülkemiz yoğun bakımda…
Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…
Ali Galip AKYILDIRIM
Eğitimci/Yazar
- Toplam blog
- : 264
- : 396
- Kayıt tarihi
- : 28.07.14
1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..