Seçimin kazananları ve kaybedenleri

Öncelikle belirtmeliyim ki, son yerel seçimlerin tek kazananı Türk Halkı ve Türk Seçmeni olmuştur. Gerek iktidar partisi gerekse muhalefet partilerinin üstün katkılarıyla geçen gergin bir siyasi arenada Türk Halkı büyük bir sorumluluk anlayışı sergilemiştir. İç savaş öncesi bir ortamı aratmayan çığırtkanlıkların yaşatıldığı koşullarda son derece dinginlik içerisinde bir seçim yaşandı. Bu görüntü Türk Halkının olgunluk derecesinin bir göstergesidir. Ülke geneline barış hâkim olmuştur. Takdir ve tebrikle değerlendirilmesi gereken bir demokrasi anlayışı (dersi) olduğu kanısındayım.

Mahalli İdareler Seçimi sonrası itirazlar, çekişmeler bitmek bilmiyor. AK Parti oylarını artırarak seçimden birinci parti olarak çıkmıştır.

Bu sonuçlardan alınan mesajlar son derece nettir. Muhalefet Partilerinin (CHP ve MHP), seçim yenilgisi ile karşı karşıya kalmalarında öncelikli rol sahiplerinin bir an önce hatalarıyla yüzleşmeleridir. Bu öz eleştirinin oluru da Genel Başkanlarının ve ilgi kişilerin görevlerini yeni isimlere devretmeleridir. Kısa zamanda atılacak en doğru adımları bu olacaktır. Seçmenleri ellerinden geleni fazlasıyla yapmış ve yapmaktadırlar. Bahaneler her zaman olduğu gibi aynı. “Seçim sandıklarında hileler yapıldı. Oylarımız çalındı.” Ne yapılması gerekiyor? Sizler seçmenlerinizin oylarına dahi sahip çıkamazken ülkeye nasıl sahip çıkmayı düşünüyorsunuz? CHP ve MHP, AK Partisi karşısında çok daha köklü birer geçmişe sahip partiler olarak halen seçimler öncesi ve seçimler sırasında ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlarsa bunun sorumluları kimler? AK Partisi mi? Yoksa kendi seçmenleri mi?

Çok söze gerek olmadığını düşünüyorum. Sn. Devlet Bahçeli’nin ve parti yetkililerinin zaman kaybetmeden istifalarını sunmaları ve gerçek birer nefer olarak partileri içerisinde çalışmalarını sürdürmeleri kaçınılmazdır.

CHP’ye gelince; Sn. Mustafa Sarıgül seçimlerden her zaman olduğu gibi olağanüstü bir zafer ile çıkmıştır. Hiç kimsenin bu başarıyı azımsama lüksü yoktur. Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabaları da küçümsenemez. Ancak görülen o ki seçimler beş yıl mecliste yan gelip yatıp son iki ayda üstelik iktidar partisinin yanlışları üzerinden siyaset yaparak kazanılmamaktadır. Gerçeklerden kaçılarak ya da görmezden gelinerek hiçbir yere varılamaz. Sn. Sarıgül İstanbul gibi ülkenin %70 oy oranına yakın oy barındıran bir metropol kentindeki başarılarını son mahalli seçimlerde “perçinlemiştir”.

Seçmenlerinizi daha fazla üzmeyiniz. Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler sonrası meclis dışında kalınmak istenmiyorsa bir an önce gerekli adımların atılması olmazsa olmaz çözümlerdir. Krallıkla itham edilmekte olunan parti liderleri gibi her şeye rağmen koltuklara sıkı sıkıya sarılmak isteniyorsa, bilemem. Kaldı ki, o diktatör krallığının hakkını seçmenine fazlasıyla verdi. Sizler ne yaptınız?

Dost gerçekleri söyler. Sözü eğip büküp dalkavukluk yapmaz. Benden söylemesi.